Zümra, birkaç gündür evde dinleniyordu. Dışarı çıkmak hatta yemek dahi yemek öyle zor geliyordu ki her öksürüğünde ciğerleri çıkıyordu. Nezaretten çıkıp eve gelirken kendini önce deniz kıyısına atmış saatlerce oturmuş sonra da yağan yağmuru umursamadan ağır ağır eve gelmişti. Sonrası şişmiş boğaz, acıyan ciğer ve gülle gibi hissettiği kafa misafiri olmuştu. Yataktan zorlukla kalkıp lavaboya gittiğinde işini hallederken gelen öksürük krizi boş olan midesini iyice bulandırmış birkaç öğürtü ile mide asidinden az biraz kusmuştu. Gözleri yaşlarla dolu halde banyodan çıktığında nefesini dahi zor alıyordu. Yeniden yatağa yattığında titrediğini hissetti. Gözleri bulanık şekilde de olsa tavana sabitlenirken kaşları çatıldı. “Neden anne? Beni neden doğurup da sokağa attın? Öldüremedin mi? Yok