İNTİKAM ATEŞİ LEYL (+18)

Genç kadın kolundan çıktığı adamın yanından ayrılırken sırtına saplanan gözlerin farkındaydı. Bunu umursamadan kendinden emin adımları atarken gece karası elbisesinin derin yırtmacından açığa çıkan süt beyaz bacağı birçok erkeğin aç bakışlarına yem oluyordu. Kadınlarsa kıskançlık krizlerini ellerindeki bardakları sıkarken geçiriyorlardı. Uzun koridorda yürüdü ve kadınlar tuvaletine girmek için ağır kapıyı itekledi. Omuzlarına dökülen saçları sol omuzunda toplarken kulağına dolan adım sesleri yüzünde soğuk bir gülümseme belirmesine neden oldu. Onun geleceğini adı gibi biliyordu. Kabinlerden birine girip bir süre klozetin üzerinde bekledi. Mavileri kapıya sabitlenmiş az sonra söyleyeceği sözlerin provasını zihninde tekrar ediyordu.     Kalkıp sifon düğmesine dokunduğunda tuvalete dolan su sesi kulaklarına intikam şarkısı gibi gelirken nazikçe kilidi açtı ve dışarı çıktı. Lavabolara yürüyüp elini yıkarken kapının kenarında dikilen iri bedeni tüm uzuvları fark ediyor ama tepki vermemek için sürekli kendini telkin ediyordu. Başını kaldırıp aynaya baktığında göz göze geldiler. Bir çift acı kahve tadında göz mavilerinde yangın başlatmak istedi. Ama yaptığı tek şey yanan ateşe bir parça daha odun atmaktı. Zümra umursamaz bir şekilde sol omuzundaki saçlarını düzeltirken “Burasının kadınlar tuvaleti olduğunu sanıyordu. Görünürde pisuvar da yok. Yani senin burada bir işin yok Devran.” dedi. Sonra adamın sertçe yutkunmasına ve yaslandığı yerden ayrılıp birkaç adım atmasına neden olacak o hareketi yaptı. Yırtmacını yukarı çekti ve giydiği jartiyerin çorap kancasını düzeltti.     Süt gibi beyaz bacakları saran dantelli çorap ve hemen kasığında belli olan küçük kumaş parçası onu olduğundan da seksi gösteriyordu. Adamın konuşmaması üzerine bakışlarını acı kahvelere çevirip “Devran, sevgili nişanlını bırakıp kadınlar tuvaletine girmen bence dikkat çeker. Tatlı sevgilini tedirgin etmeden gitsen iyi olacak” diyerek sırtını dikleştirip yeniden aynaya döndü. Avucundaki küçük çantadan rujunu çıkarıp dudaklarına bir kat daha sürerken bordo renk can alıcı şekilde davetkardı. Sonunda konuşmaya karar veren Devran ise “Kartal denen ibne ile burada ne arıyorsun? Aranızda ne var?” dedi ve hemen bir nefes kadar yanına sokuldu. Şimdi iri cüssesini sırtında hissediyordu. Kaslarının gerginliği teninin sıcaklığı ve hafiften genzine dolan koku aklını bulandırsa da ukala bir tonla “Özel hayatım konusunda sana hesap vermek zorunda değilim. Burada ne aradığıma gelirsek, Kartal rica etti onu yalnız bırakmak istemedim. Malum, senin nişanını kaçırmak büyük aptallık olurdu.” dedi.     Devran duyduğu sözlerden sonra kollarından tuttuğu kadını bir hamlede kendine çevirip hırsla soludu.     “Seni ben var ya.”     Dişlerinin arasından hırlar gibi çıkan sözlerden sonra Zümra’nın da kaşlarının çatıldığını gördü. Burnunu havaya diken genç kadın oldukça sinir bozucu bir rahatlıkla “Seni beni var ya? Sahi ne yaparsın Devran? Becerir misin? Yoksa hayat kadını gibi seviştiğin yatağın içine para mı bırakırsın? Ah belki de arkadaşlarınla yine iddiaya girer beni bir güzel düzer son model bir araba daha mı kazanırsın?” diyerek kalan boşluğu doldurmak adına ileri adımladı. Şimdi tüm bedeni adamın bedenine geçmiş haldeydi. Kasıklarında kendini belli eden aletini hissedebiliyordu. Göğsü adamın göğsünde ezilirken tek kaşını havalandırdı.     Topuklu ayakkabı giydiği için kendini tebrik ederken yüzünü daha da yanaştırdı. Şimdi nefesi adamın aralık duran dudaklarına vuruyordu. Acı kahve gözlere mavileri mühürlerken dudağının ucu kıvrılan Zümra “Hadi ama Devran. Bunları aştığını düşünüyordum. Sonuçta yaşandı ve bitti. Herkes kendi yolunu çizdi. Senin çok tatlı bir sevgilin var benimse her konuda mükemmel bir erkek arkadaşım.” dedi ve kulağına yaklaşıp dudaklarını değdire değdire “Ve inan o tatlı dili ile insanı ikna kabiliyeti oldukça fazla. Hem de her konu da” derken derince iç çekip dilinin ucunu Devran’ın kulak memesine dokundurdu.     Devran ise kadındaki değişime ve ateşe karşın hem şok olmuştu hem de fena derecede sinirlenmişti. Bedeni genç kadının dokunuşları ve sıcak nefesi ile gerilirken geri çekilmesine engel olamadı. Bir adım geri giden Zümra dili ile üst dudağını yalarken yayvanca gülümsedi ve “Bence nişanlının yanına dönsen iyi olur. Benim de Kartal ile sevişmem gereken bazı konular var şey yani konuşmam gereken” deyip çıkıp kapısına doğru yürümeye başladı. Kapıya uzandığı anda kolundan tutup çevrildi ve sırtı sertçe duvara çarparken dudaklarına kapanan dudaklar işlerin çığırından çıktığının göstergesiydi.     Sıcak dil kendi diline değdiğinde boğazından kopan inleyiş Devran içinde iplerin kopuş anıydı. Yırtmacın olduğu bacağı tuttuğu gibi kendine çektiğinde beline sarılmasını sağladı. Jartiyerin küçük ve seksi iç çamaşırı pantolonundaki şişliğe sürtünürken kendini bastırıyor elleri kadının çıplak bacaklarında kalçasında ve göğüslerinde dolanıyordu.     Zümra, sadece bir solukluk boşlukta aklını kullanıp kendini çekti ve koyulaşan acı kahvelere ateş saçan mavileri ile baktı. Soluk soluğa “Bırak beni Devran” dediğinde Devran şehvetin içinde yüzen bir ifade ile yüzüne baktı. Birbirine karışan solukların ateşi tüm bedeni yakarken genç adam uzanıp genç kadının boynuna yüzünü gömdü. Dişleri ve dudakları yumuşacık tene işkence ederken omuzlarından iten Zümra “Bırak dedim sana!” derken ses tonu yüksekti.     Saniyeler sonra adamın kucağından inen kadın üzerini düzeltirken bulaşan rujunun adamın dudaklarında yer alışı içten içe kahkaha atmasına neden oluyordu. Ayna karşısına geçip rujunu düzelten Zümra geri döndüğünde parmağını Devran’a doğru sallayıp “Bu bir daha tekrarlanmayacak. Git ve nişanlandığın kızı yanında dur.” deyip kapıya geçti ve açtı kapatmadan önce de “Bu arada bir kez daha anladım ki Kartal gerçekten de her konuda senden iyi.” dedi. Koridoru arşınlarken yüzüne yayılan soğuk sırıtış içindeki intikam ateşinin küçücük bir göstergesiydi.     Ruhunda açılan yaraların asla kabuk bağlamasına izin vermiyordu. İlk gün ki gibi taze ve yakıcı anları düşünmek canını yakıyordu. Ona göre bir erkeği başka bir erkekle kıyaslarsan geri durmazdı. Aksine her konuda iyi olduğunu kanıtlamak ister ve peşine düşer. Gittiği her yolda elde etmek istediği kadını görür. Zümra en vurucu darbeyi indirmek için küçük adımlar atıyor sınırları en dibine kadar zorluyordu.     Davet alanına girdiğinde ona bakınan adamın yeşilleri ile buluşunda sıcacık gülümsedi. Onlar kader ortaklarıydı. Hayat ikisine de bir intikam hakkı sunmuştu. Geçmişin tozlu raflarında en can alıcı yemekler yenmek için zamanını bekliyordu. Zümra, ettiği büyük yemini yerine getireceği günü sabırla bekliyordu. Sabır onun en canlı dostuydu.