Bazen öyle şeyler insanın başına geliyordu ki bundan sonrası daha insaflı olur dedikçe vurun abalıya dercesine çirkinleşiyordu. Zümra yanında oturan kadının sözlerinden sonra önce kolundaki ele sonrasında o elin sahibine baktı. Teste gerek olmadığı ayan beyan ortadaydı. Ama neden? Şimdi ne demeye ortaya çıkıyorlardı? Üstelik Zakir’e de ulaşamıyordu ve onun anlattığı hikayedeki yatalak anneye de hiç benzemiyordu karşısındaki kadın. Dejavu diye geçirdi içinden ve “Anne mi? Hangisi?” diyerek dalga geçercesine sordu. Bu defa ne tür yalanlar duyacaktı merak ediyordu. Aslında hiç de etmiyordu ama ülke değiştirmedikçe bunlarla uğraşacağını da biliyordu. “Kızım be-” “Sus. Allah aşkına kızım değip durma midem bulanmaya başladı. Derdin ne onu söyle sonra da beni rahat bırak.” “Zümra.”