Süheyla odada sağa sola volta atarak yürürken Zümra ellerinin bağının çözülemeyeceğini anladı. Ayağı ise ipi az da gevşetmişti. Tek yapması gereken sonunda elinde kalacak kadını oyalamaktı. Sinir tüm kaslarını adeta bıçaklıyor gibiyken kafası deli gibi çalışıyordu. Bedeninde öyle bir güç birikiyordu ki açığa çıktığında çok fazla kişinin canını yakacaktı. Gözlerini kısarken “Yaklaş biraz bir şey söyleyeceğim.” dedi. Süheyla alayla gülerken “Yaklaşmama gerek yok piç. Doğrudan söyleye” diyerek kollarını göğsünde kavuşturdu. Göz deviren genç kız sıkılmış gibi soluğunu bırakıp bezgin bir ifade ile “Ne o benden korkuyor musun? Eh ben olsam bende korkardım. Bu şekilde bağlamanızdan da belli. Bir şey söyleyeceğim diyorum onda bir bin dereden su getiriyorsun. Hayret, bunca sene bu yerde nasıl ça