6- MASUM KIZ NUMARALARI

912 Words
Jale’nin ağzı bir karış açık kalmıştı. Daha tam konuşmak için ağzını açmışken Murat onu birden kucaklayıp kendi odasına soktu ve kapıyı da arkadan kilitledi. Şimdi yatağın üstüne onu atmış, üstündeki gömleği çıkarıyordu. Jale dehşet içinde izliyordu. “Sen, sen ne yaptığını sanıyorsun?” dedi. "Sen ne yaptığımı anladın bence. Bana masum kız numaralarını bir bırak, ben senin ne pabuç olduğunu biliyorum. Bana saf el değilmemiş kız numaraları yapma.” Şimdi kızı yatağa iyice bastırmış, üstüne çıkmış ve vahşice öpüyordu. Jale çırpınmaya çalıştıkça daha da adama sokuluyordu. Adamın elleri vücudunda gezinmeye başlamıştı; ellerinin dediği yer alev alev yanıyordu. Vücudu yine ona ihanet ediyordu. Jale ondan uzaklaşmasını ve var gücüyle itmesi gerektiğini biliyordu ama ellerine hakim olamıyordu. Kolları kendi iradesi dışında adamın boynuna sarılmıştı. Adam artık daha yavaş ve daha sakin hareket ediyordu. Jale, daha fazla dayanamayacağını hissederek vücudunu ona doğru kaldırdı. “Bütün gece bizim acele etmene gerek yok,” dedikten sonra genç kızın sütyenini omuzlarından aşağı indirdi. Bir an hayranlık dolu gözlerle onu süzdüktan sonra apar tapor yataktan kalktı. "Bravo sana, bana ne büyük orospu olduğunu gösterdin. Bir de saf kızmış, defol git odamdan.” Jale şok geçiriyordu. Gözleri doldu, toparlanmaya çalışıyor ama bir türlü yataktan kalkamıyordu. O an nasıl güç bulduğunu kendi de bilmiyordu; toparlanıp aceleyle odadan çıkmıştı, bir gören olmamıştı. Kendini odasına kilitleyip sessiz hıçkırıklarla ağladı, ağladı, ağladı. Nasıl da inanmıştı onu sevdiğine. İstese oracıkta onun olurdu. Yapmıştı böyle bir hata, hiç aşık olunmayacak bir adama aşık olmuş hem de delicesine; şimdi bunu çok iyi anlıyordu. Jale, tekrardan bir isteri krizine girip ağladı. Nasıl olacaktı şimdi onunla burada yaşamak? Onu sevmeyen bir adama aşık olmuştu ve ondan nefret eden birine. Tamam, otel de geceyi adamla geçirmesi doğru değildi o an da oradan ayrılması gerekiyordu. Kendini hafif göstermiş olabilirdi; başka ne sebep vardı, neden onu böyle aşağılıyordu? Belki de Dilara, onu kazanmak için ona yalanlar söylemişti. Aman, neler düşünüyordu? Onun çocukluk arkadaşıydı, böyle bir şey yapmazdı. Bugün odasından çıkmamaya karar verdi. Zaten yemekler hazırdı, iştahı da kaçmıştı. Akşamüstüne doğru babası yanına geldi. “Kızım, ne oldu?” diye sordu. "Migrenim tuttu,” diye yalan söyledi. Zavallı adam her şeyden habersizdi. "Deniz havasından olacak herhalde,” dedi. “Zavallı kızım,” dedi, bir şeyler yemek isteyip istemediğini sordu. Jale'nin hiç iştahı yoktu. “Hayır babacığım, sen ye,” dedi. Yaşlı adam, “Peki,” der gibi başını salladı ve “Bir şey istersen seslen,” diyerek odadan çıktı. Jale bir daha bütün gece odasından çıkmadı. Olduğu odadan seslerini duyuyordu. Kendi aralarında şakalaşıyorlardı; bir iki kez Murat’ın sesini de duydu. Murat, hiç bir şey olmamış gibi şakalaşıp gülüyordu. O ne olmuştu da ondan bu kadar nefret ediyordu? Ne kadar kalpsiz bir adamdı o; burada acı çekerken içeri de hiç bir şey olmamış gibi gülüyordu. Nasıl bir zalime aşık olmuştu? Tamam, o gece otelde beraber kalmaları doğru bir şey değildi; bu, onu hafif bir kadın gibi gösteriyordu. Ama kendisi de bu konuda çok masum değildi; onu yalnız bırakıp gidebilirdi. Acaba Dilara mı onu yalanlarla kandırmışmıydı? Ama böyle birşey imkansızdı o onun ilkokul arkadaşıydı; yapmazdı öyle bir şey. Başı çatlayacak kadar ağrıyordu kendini, yastıklara bıraktı. Yusuf’un parası da elindeydi; daha çocuğa verememişti ama canı hiç dışarı çıkmak istemiyordu. Nasıl olsa gece Yusuf bu parayla bir şey yapamazdı, yarın sabah verirdi. O gece zar zor uyuyabildi. Uykusunda durmadan kabuslar gördü. Sabah kalktığında gözlerinin altında mor halkalar oluşmuştu. Yataktan isteksizce kalktı, çayın suyunu koydu. Allah’tan Dilara gelmişti. Kapıyı açtı, ona iyi olmadığını, bugün yatacağını, kahvaltı ve işlerini kendisinin yapması gerektiğini söyledi. Dilara pek inanmamış, hafiften dudak bükmüştü. Hemen odasına geri döndü; Murat'la karşılaşmak istemiyordu zaten canı kahvaltı da istemiyordu. Adamların içerden onu saran seslerini duyuyordu ama Murat’tan tek bir ses bile çıkmamıştı. Onu merak etmiş miydi acaba? Birden aklına Yusuf’un annesi için yollayacağı para geldi. Şimdi kimseye görünmeden bu parayı nasıl Yusuf’a vereceğini düşünüyordu. Aklına bir yol geldi: balkona çıkacak, Yusuf’u bekleyecek ve Yusuf’a köşedeki parkta kendisini beklemesini söyleyecekti. Onlar işe gittikten sonra da Yusuf’la buluşup parayı verecekti. Plan aklına iyice yattı. Gerçekten de yarım saat kadar sonra Yusuf işe giderken bir fırsatı olmuştu. Yusuf’a seslenmiş, onu parkta beklemesini ama yanında hiç kimsenin olmamasını söylemişti. Yusuf, “Tamam Jale Hanım, ama neden?” dedi. "Gelince anlatacağım,” diye yanıtladı. Sonra hemen balkondan içeri girdi. Herkes işe teker teker gidiyordu; perdenin arkasından onları izledi. En son Murat çıkmıştı; hatta kapıya kadar Dilara eşlik etmiş, güle güle bir şeyler anlatıyordu. İçini yine kıskançlık doldurdu. Herkes gittikten sonra hazırlanıp Dilara’ya fark ettirmeden çıktı. Yusuf, köşedeki parkta onu bekliyordu. Yusuf’u görünce her şeyi anlattı. Yusuf önce kabul etmek istemedi, ancak Jale, “Borç veriyorum, ileri de paran olursa ödersin,” dedi. Yusuf çok sevinmişti; sevinçle Jale'ye sarıldı ve “Çok teşekkür ederim, çok teşekkür ederim,” dedi. “Jale, inan, öyle büyük bir iyilik yaptın ki, hayatım boyunca unutmayacağım. Hadi koş, parayı bir an önce bankaya yetiştir! Anneni ameliyata alsınlar." Yusuf sevinçle ayrılırken, Jale ile Murat göz göze geldiler. Yusuf, Murat’ın yanından geçmiş ama elindekilere bakmaktan Murat’ı görmemişti bile. Murat da Yusuf’a bir şey söylemedi. Jale’nin yanına gidip, “Senin ne büyük orospu olduğunu şimdi anladım. Tam da sana acıyıp iyi misin diye eve bakmaya geliyordum ama görüyorum ki sen hiç bir fırsatı kaçırmadan aşığınla buluşuyorsun. Yazık o adama, acıyorum senin gibi bir kızı olduğu için. Adam bütün gece üzüntüden kahroldu. Değmez senin gibi bir orospuya, değmez.” dedi. Sırtını döndü ve yürüyerek gitti. Jale donup kalmıştı. Arkasından koşmayı ve ona tüm gerçekleri anlatmayı düşündü, ama daha sonra faydası olmayacağına karar verdi. Jale, ne anlatsa ne söylese, Murat kendi bildiğine inanacaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD