"Uyan küçük cadı." diyen annemin sesiyle uyandım. Ben yarı insanım ya, uyumak benim de hakkım.
"Uyandım anne uyandım!" dedim.
"İyi o zaman bir zahmet aşağı in." dedi aşağıdan bağırarak.
"Tamam.." deyip hızla banyoya girip rutin işlerimi halettim. Hala uykum var benim.
Azcık gidip uyusam mı? Yok uyumayayım. Okula gitmem gerek, odama geçerken yatağımda 2 tane bücürü görmemle yerime çakıldım.
Benden sonra iki ikiz erkek kardeşim oldu. Can ve Cem, bu çocuklar bir felaket. Bir de benim gibi yarı vampirler. Yine kan istiyorlardır kesin.
"Ne yapıyorsunuz lan siz?" dedim. Şirin bir şekilde bana baktı ikisi de , ay yerim bunları ama şu şeker görünüşüne aldanmamak lazım.
"Apya bij acıktık." dedi 4 yaşında olduğundan şeker konuşmaları var. Kanma kızım bunlara kanını içmeye gelmişler işte.
"Gidin aşağı kahvaltı yapın bücürler." diye çıkıştım.
"Apya bij kan istiyoyuz!" al işte beni sevdiklerinden gelmediler buraya.
"Çıkın lan odamdan! Ben sizin kahvaltınız değilim!" dedim.
"Ama sende insan kanı vay."
"Ondan sizde de var. Bir birinizin kanın için işte." dedim. Odadan çıkarken onlarda ayağa kalktılar, hayır üstüme geliyorlar. En iyisi koşmak.
Koşarken bacağıma biri dişlerini geçirdi. Kanım çekiliyor be avazım çıktığı kadar "Annneeee!!!" diye bağırdım.
Annem Can'ı bacağımdan ayırdı gelir gelmez. Onlara sinir bağırmaya başladı "Size kaç defa söylüycem, ablanızın kanını içmeyeceksiniz diye."
Hemen de ağlamaya başladılar. Annem bağırdığına pişman olurken hemen konuşmaya başladım "Anne pişman olma ya. Bağır biraz daha, kaç damla kanım gitti benim. Her sabah kanımı içmeye çalışıyorlar, bak bacağım--ay hemen de iyileşti bu. Anne ya kanma bunlara döv bunları!" dedim bücürlere dil çıkararak.
Annem kendini toplayıp "Bir daha görmiycem anladınız mı bücürler?" dedi. Ay bazen annem çok korkunç olabiliyor. "Döv anne döv bağırmakla olmuyor bu işler." derken bana öyle bir bakış attı ki, kaçayım ben en iyisi.
Aşağı inip kahvaltı sofrasına oturdum. "Günaydın babacım." dedim babama.
"Günaydın kızım. Yine mi o çoçuklar kanını içmeye çalışıyor, hiç uslanmıyorlar!" diyip gülümsedi.
"Evet ya hatta içti kanımı. Azarla baba bunları!" dedim. Annemi ve Babamı kendi tarafıma çekip o ikisini bir güzel dövdürmem lazım ama kahretsin ki onlar çok şekerler.
"Sen de bana az çektirmedin kızım. Küçükken sende hep benim kanımı içerdin." dedi.
Evet maalesef öyle oldu, hatta babamın haberi yokmuş annemin vampir olduğundan ama ben babamı ısırmışım.
Ama hiç ayrılmamış annemle öğrendikten sonra bile. Çok seviyor annemi, acaba bende öyle bir erkek bulabilecek miyim? Bana çıkma teklifi eden tüm erkekleri reddettim.
Çünkü ben normal kişileri sevemem. Mafya istiyorum bende, yakışıklı bir Mafya olmalı. Annemde olduğu gibi Vampir ve Mafya aşkı olmalı. Ay annemi çok kıskanıyorum bazen, bu kadar sevgi bunların nerelerinden çıkıyor ki. O kadar sevgiden de biz çıkmışız ama neyse. Hiç girmeyelim o konulara...
Kahvaltıda iki bücür de kıkırdayarak bana bakıyorlardı. Sinir bozucu böcekler, tamam çok şekerler ama kafalarını ezesim var.
Kahvaltımı bitirip odama çıktım. Benim odam 2. kattaydı. Bücürlerle, annemlerin odaları 3. katta.
Okul üniformamı giyinip, saçlarımı taradım. Benimde saçlarım annemin saçları gibi uzun olacak bir gün, ama şimdi belimin aşağısına kadar. Ay çok güzeller be. Annem gibi bende saçlarımı çok seviyorum.
Telefonumu da alıp çantama koydum ve aşağı indim. "Ben çıkıyorum!" deyip annemlerle haber verdim ve çıktım.
"Günaydın herkese!" Deyip korumalara selam verdim. Ben onlarla büyüdüm sonuçta.
Amcamın evinin kapısını çaldım. Hala kalkmadı mı Cemre, bir gün bu kızı bir güzel dövmem lazım. Kendisi kuzenim olur. Aynı günde doğduk ama ben ondan yarım saat erken doğdum, o yüzden ben büyüğüm. Ama en iyi arkadaşım o, tabi vampir olduğumu da biliyor. Aynı ortaokula gittik, şimdi aynı liseye gidiyoruz. Lise son sınıftayız, 17 yaşındayız.
Üniversiteye gitmeyeceğim. Çünkü ondan daha büyük hayallerim var. Mesela yakışıklı bir mafya, onu bulur bulmaz evlenicim . Yoksa evlenmem için erken mi? En iyisi ben buna bir kaç yıl platonik aşık olayım. Onu takip edeyim, ona yavşayan kızları döveyim. Bir kaç yıldan sonra ona açılayım ama o kabul etmezse de onu öldüreyim. Ya benimsin ya kara toprağın repliğini uyguluycam. Yani ben onu yıllardır bekliyorum o nasıl beni reddeder, dimi ama. Beni Gece'yi. Çarpılır valla, ben çarparım ona bizzat...
Bir kaç dakika sonra Cemre geldi. Onunla güle, konuşa okula gittik, okulda herkes bana selam verirken bende onlara veriyordum.
Popüler biriydim anlayacağınız. Bir vampirden de bu beklenir zaten, sınıfa geçtiğimde her zaman ki gibi sıramın üstü mektuplarla doluydu.
Bu nasıl oldu derseniz? Açıklayayım. i********: sayfamda bir mektup resmi yayımlayıp "Mektup yazan romantik erkeklerden hoşlanırım" yazmamla başladı.
Şimdi her sabah sıramın üstü mektupla dolu oluyor. Mektupları toplayıp dolabıma tıktım. İyi ki bir şey yazmışım. Hemen yanlış anladılar. Nefret ettirdiler mektup yazan erkeklerden beni.
Sırama oturup kızlarla her zaman ki yakışıklı erkek konuşmamızı başlattık, benim için varsa yoksa erkek zaten. Bir de mafya olsun halloluyor benim sevgili işi zaten.
Ders bittikten sonra direk eve gittik. Derslerimi hallettikten sonra akşam yemeği için sofrada toplandık.
Şu iki bücür bana sırıtarak bakıyordu. Pis şeyler işte, ama çok şekerler tam yemeli ya. Bir gün ben de onların kanını içicem görürler onlar. Acımak yok onlara, dövcem hatta onları. Şirin suratlarına çamur sürcem. Ondan sonra da rahatlıkla dövebilirim.
Yemekler masaya gelirken, babamın telefonu çaldı.
"Yarın mı?........ Evet gelicem....... görüşürüz!" deyip kapattı.
Kimdi acaba? Annemde hemen merak etti babama bakıyor.
"Nereye gideceksin hayatım?" dedi babama.
"Yarın toplantı varda." dedi.
"Ne toplantısı? Yoksa toplantı diye beni kandırıp bir kızla buluşmaya mı gidiyorsun?" dedi önyargılı annem.
"Yok hayatım. Öyle bir şey yok, mafya toplantısı." dedi.
Mafya dedi, Toplantı dedi.
Vaay yakışıklı erkekler demek bu. Mafya erkekler demek bu, hayatımın erkeğini bulmam için bir fırsat. Bekle beni hayatımın aşkı yarın akşam görüşürüz...
Tüm gece uyumayıp plan yaptım. Ben o toplantıya gitcem, hayatımın erkeği, gelecek kocam beni orada bekliyor.
Gelecekteki kocam başka kızlarla şimdi ne hayaller kuruyordur kim bilir? Ama maalesef imkansız hayaller onlar.
Her zaman ki gibi banyoya girip rutin işlerimi halettim. Gece uyumamıştım bile heyecandan.
Odama girdiğimde yine o iki bücür yatağımdaydı. Sinir bozucu veletler.
"Çıkın lan odamdan!" diye bağırdım onlara. Hemen de dudaklarını büzdüler, ay ağlayacaklar şimdi. Duygu sömürüsü yapıyorlar bana bas baya. Aldanma kızım onlara. Yanlarına bile yaklaşma onların, yaklaşırsam kanım gider. Yazık bana be. Böyle kardeşler düşman başına.
Can'ın gözünden yaş akmaya başladı. Ay baya baya ağlıyor bu, Cem, üzgün bakışlarla Can'ı kucaklayıp "Göyüyorsun dimi? Apya biji sevmiyoy." dedi.
Alın işte tüm suçlu ben olmuştum. Sonra Cem bana bakıp güldü ve "Hadi apyaya ceza veyelim!" dedi. Bana ceza vereceklermiş bu bücürler.
Can hemen göz yaşlarını silip sevinerek "Kanını içelim, kanını içelim!" diye bağırmaya başladı. Off ben öleceğim bunların yüzünden.
Vampir hızımla hemen aşağı mutfağa koştum. Zombiler gibi arkamdan geliyorlar, gülerek annemin arkasına saklandım "Anne yine kanımı içmek istiyorlar!" dedim.
Şu ikisi de hemen inmişti aşağıya. Annemin yanında uslu çocuklar gibi geziyorlar, Can "Biz ajıktık!" dedi sonra bana bakıp gülümsedi, ne gülümsemesi be resmen bu yaşta çocuk 'piç smile' yapıyor! Pis çocuk. Beni bir abla gibi değil de bir yemek gibi görüyorlar.
"Kahvaltıyı hazırlıyorum, alın şu elmaları yiyin." diyerek ikisine de kırmızı elma verdi.
Can elmasını ısırırken birden durdu ve bize baktı.
"Annişi bunun içinde bücük vayy!!" dedi.
Ahahha iyi olmuş. Bir laf sokayım ona.
"Can'cım en kötü şey ne biliyor musun?" dedim. Merakla bana baktı "Ne apya?" Diye sordu.
"Elmanın içinden böcek çıkması değil, elmayı ısırdıktan sonra o böceğin bedeninin yarısının olmaması." dediğimde yine dudakların büzdü.
Ahahah çok kötüyüm biliyorum. "Annişi bücük kaynımdaa!" diye ağlamaya başladı.
"Kızım ağlatma kardeşlerini." dedi annem de hemen. Onlar benim kardeşim olamaz! Ya ben başkasının çocuğuyum ya da onlar. Ben uslu biriyim ama onlar yok. Bir birimize hiç benzemiyoruz. O yüzden kabul etmiyorum.
"Tamam." diye geçiştirdim ve sofraya oturdum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra odama çıktım. Bugün büyük gün. Dünya için küçük ama benim için çok büyük bir gün. Bugün ben kocamı bulacağım, hayatımın erkeğini. Umarım hayal kırıklığına uğramam.
Hemen gidip Cemre'yi bulmalıyım. Ona da bir erkek arkadaş bulmam lazım. Şimdi ben bulurum erkek arkadaşı, onunla fazla zaman geçirip Cemre'yi ihmal ederim falan. Kız zırlamasını hiç çekemem. Erkek arkadaşımla vakit geçirirken o da yalnız kalmasın, o da erkek arkadaşı ile vakit geçirsin. Ne kadar iyi arkadaşım ben ya. Alın müzeye koyun beni. Düşünceli kızım ben. Yerimi bilen yok.
Üstüme rahat bir şeyler giyinip aşağı indim. "Anne ben Cemre'lere gidiyorum" deyip evden çıktım. Zaten her zaman izin verir. O bücürlerle evde olmamdan sa Cemre'yle vakit geçiririm. Ayrıca bu gece için onu da ikna etmeliyim.
"Günaydın Ali abi, seni burada görmek ne hoş." dedim. Ali abi babamın arkadaşı, arada sırada geliyordu buraya. Ve bugünde toplantı için gelmiş olmalı. Küçük erkek çocuğu var. 5 yıl önce evlendi.
"İşim var, sen ne yapıyorsun dışarda?" dedi bay öküz. Kız olduğumdan bu kadar korumanın arasında gezmemi pek sevmezler. Tabi çok güzelim ya, biri yavşar falan. Ama ben başımın çaresine bakabilirim. Büyük kızım artık, artı vampirim. Yani bir insanı yere yapıştırabilirim.
"Cemre'lere gidiyom." diye cevapladım ve yürümeye başladım. Umarım benim kocam böyle öküz olmaz.
Eve girince ilk olarak Merve ablaya selam verdim. Cemre odasındaymış, hızla odasına çıktım ve odaya daldım.
"Cemre en sonunda hayalim gerçek oluyor!" dedim sırıtarak.
"Sabah sabah ne hayali bu?" dedi uykulu bir halde. Aptal hâlâ uyuyor.
"Dün babam konuşurken duydum. Bu akşam mafya toplantısı var."
"İyi de bundan bize ne?"
"Kızım sen aptal mısın? Mafya demek erkek demek, erkek demek, yakışıklı demek. Hayalimin erkeğiyle bu gece tanışacağım."
"Asıl aptal olan sensin Gece. Mafya demek, moruk demek. Moruk demek yaşlı buruşuk suratlı ihtiyar demek."
"Döverim kız seni benim babam moruk değil bir kere!"
"Ay tamam nerede olduğunu biliyor musun şu toplantının?"
"Yok ama öğreneceğim birini biliyorum. Hadi ben amcamın yanındayım"
"Babamı aptal yerine koyup, adresi alamazsın emin ol!"
"Sen öyle san." dedim ve aşağı indim.
Canım amcam bana hemen söyler zaten. Aşağı indiğimde Demir amcam koltukta oturuyordu. Merve abla da yoktu, fırsat bu fırsat. Git amcanı kandır ve adresi al! Aynen öyle, zaten çok saf şey. Hemen inanır.
"Canım amcam biliyor musun bu akşam ne olacak? Ama sana söylememişlerdir bence." diye konuşmaya başladım. Gazetesini bırakıp bana döndü "Ne oldu Gece?" dedi merakla.
"Amca bak kimseye söyleme gizli bir sır bu!" dedim.
"Tabi kızım söyle." dedi daha da meraklanmıştı.
"Dün babam telefonda konuşurken duydum bu akşam mafya toplantısı varmış! Seni çağırmamışlardır kesin." dedim.
"Yok kız yüreğime indirdin çağırdılar merak etme. Bensiz toplantı mı olur?"
"Hadi canım? Bende sandım ki en sevdiğim bitanecik amcamı çağırmamışlar. Adresi unutmadın dimi istersen sana adresini de veririm!" dedim. Resmen blöf yapıyordum. Hadi görelim amca seni öt bakalım adresi.
"Yok kızım biliyorum akşam saat 00:30 da ....... Orada olacak dediler. Herkes de gelecekmiş."
Bu sözünden sonra derin bir nefes aldım. Adresi verdi keriz.Ahahah adresi aldım en sonunda, çok zekiyim kızım ben.
"Vay hafızanda iyi. Amca yakışıklı mafyalar var mı orada?" diye sırıtarak sordum.
"Tabi kızım var, mesela biri ben!"
"Ahahha alemsin amca, Merve abla duymasın bu dediklerini." dedim ve ayağa kalktım. Aldım be adresi en sonunda. Huyum kurusun zeki kızım ben, benden bir tane daha olsa bu dünya dağılır. İyi ki yok.
Sırıtarak yukarı çıktım. Cemre’nin odasına girdim ve "Aldım kızım adresi senin zeki babandan!" derken bana inanamıyormuş gibi baktı. Tabii sen inanma zeki mi, zeki kuzenine.
"Hadi akşam için hazırlan kızım. Gideceğiz o yere!" derken şaşırarak bana baktı.
"Bende mi? Yalnız gitmiyor muydun sen?" dedi. Yok canım ne yalnız gitcem, yakalanırsak tek başıma azar yemek istemiyorum babamdan. Anca beraber, kanca beraber.
"Sen bu güzel kızı yalnız mı bırakıyorsun mafyaların arasına? Canın arkadaşın değil miyim ben senin. Bak küserim benimle gelmezsen!"
"Ama kızım ben korkuyorum."
"Korkma ben yanındayım. Bana güvenmiyor musun? Kaç yıllık arkadaşın olan bana?" diye şeker bir suratla, ikna çabalarına girdim.
"Tamam gelicem merak etme!" deyip ayağa kalktı. Oley be!
"Tamam toplantı gece 00:30 da başlayacak, akşam annene uyuyor numarası yap. Camdan atlar gideriz."
"İkinci kattayız farkındaysan?"
"Kucağıma atlarsın Cemre, biliyorsun ben bir vampirim."
"Ay tamam be. Ben şimdi duş alıyım, git kızım evine o bücürlerle uğraş!" Diye beni kovdu odasından cadı.
"Tamam gidiyorum." dedim ve ayağa kalkıp odadan çıktım.
Evden de çıktım. Yüzümde aptal bir gülümseme vardı, en sonunda hayatımın erkeğini buluyordum. Ben sırıtmıycam da kim sırıtacak? Bu zamana kadar kendimi durdurdum tüm çıkma tekliflerini reddettim. İçlerinde yakışıklı erkeklerde vardı ama reddettim! Benim sevgilim hem yakışıklı olmalı, hem de mafya. Sadece yakışıklı olması yetmiyor yani. Anlayın beni de, kriterlerim var benim, yaş sınırıysa 20-24 yaş arası. Aman yaş önemli değil, yakışıklı ve Mafya olsun bu bana yeterli.
Eve girince Can'la yüz yüze geldim. "Apya gel oyun oynayayım!" dedi ve sırıttı. "Ben çocuk değilim, git başımdan!" diyerek yukarı çıkmaya çalıştım ama bu seferde önüme Cem geçti. "Bijimle oynamazsan seni ısıyıyız!" diye beni tehdit ettiler akıllarınca.
"Sizin kafanız güzel mi?" dedim sırıtarak.
"İvit bak sajlayımız çok güzey!" diye saçlarını gösterdiler. Aptal veletler.
"Ulan bir rahat verin bana. Sizin yüzünüzden evlenemiycem ben!" diye ikisininvde ellerinden tutup yukarı çıkardım. Üçüncü kata çıkıp onları odalarına götürdüm.
"Şimdi burada oynayın ablanızın işi var!" dedim.
"Bijimye oynaa..." diye bağırmaya başladılar.
"Ulan sizinle ne oynuycam ben. Hadi gidin başkasıyla oynayın!" dedim sakince.
"Meyve apyaya di bize bebiş yapsın apya. Bijde seyin peşiyi bıyakalım!" dedi Cem. Ay bunlar kime çekti böyle, çok bilmiş bücürler.
"Geceler kendi yataklarınızda uyursanız, annem 9 aya size bebiş verecek ." Deyip sırıttım.
"Geycekten miii?" diye gözlerini büyük büyük açan Can'a baktım.
"Evet bücür." dedim. Ay çok şeker gözüküyor bunlar. Yanaklarını ısırasım var.
"Abiş gece yeyimizde uyuyayım. Anniş bize bebiş veyicek." Dedi Cem Can'a. İkisi de sırıtıyordu.
"Hadi ablanız kaçıyor!"diye söyledim ve yanaklarından öptüm.
"Tamam apya." Onlar oyuncaklarıyla oynamaya başladılar
Odama girip iki tane maske, iki çift eldiven. Siyah kıyafetler, görevimiz tehlike filminde gibi hissediyorum şu anda.
Yatağıma uzandım ve zamanın geçmesini bekledim. Telefonumdan bir oyun açtım ve oynamaya başladım. Zaman böyle çok çabuk geçiyordu. Saat 00:00 olurken babam evden çıktı. Bende hemen hazırladığım kıyafetleri giydim, Maskemi de cebime koydum.
Annem odasına çıktıktan sonra bende odamın camından aşağı atladım. Bu tarafta koruma falan yoktu ama bir anda karşımda bir karartı belirdi. Başımı yukarı kaldırınca annemle yüz yüze geldim. Opps fena yakalandım.
"Nereye Gece?" diye merakla sordu.
"Şey geziyordum anne." dedim.
"Bu siyah kıyafetlerle mi?"
"Ya anne lütfen izin ver gideyim. Çok önemli..."
"Nereye?"
"Anne bak söyliycem ama babama söylemiyceksin tamam mı?"
"Tamam."
"Şey anne benim şey....ben Cemre'lere gidiyorum."
"Bu saatte ve böyle?"
"Anne şimdi saat gece ya. Bizim konuşacak çok şeyimiz var Cemre'yle. Ama annesi cadı Merve izin vermiyor çok konuşmamıza, biz çok iyi arkadaşız ama o annesi bir engel!"
"Ah biliyordum. O yüzden erken döndün demek eve!"
"Evet annecim ben Cemre'yi çok seviyorum. Ama sizin de Merve'yle kavga etmenizi istemiyorum, lütfen izin ver ben gidip Cemre'yle sabaha kadar konuşayım. Zaten yarın okul yok!"
"Ay tamam. Ama yakalanırsan sana güzel bir ceza veririm."
"Tamam anne, sen annelerin bitanesisin ya. Gel bir seni öpeyim!"
"Ay canım kızım benim. Hadi git!" Annemin yanağına öpücük kondurup Cemre'nin camına doğru koştum. Vampir güçlerim sağ olsun atladım camına resmen. Annemi de kandırdım ama gerçekleri söylesem izin vermez. Bu benim hayatımın fırsat, eğer oradaki mafyalar moruk olursa, mafya sevdasından vazgeçeceğim. Tamam kararımı verdim öyle yapacağım. Ama umarım yakışıklı birilerini bulurum.
Cemre camı açıp beni içeri aldı. O da hazır bekliyordu. Vampir güçlerimle bakınca annem gözükmüyordu etrafta.
"Hadi ben atlıyom sende kucağıma atla tutacağım seni!" dedim.
"Tamam" dediğinde ben de aşağı atladım, benim gibi kız iki ayağının üstüne düşer.
"Atla!" dedim işaret yaparak, 3'e kadar sayıp atladı ve tuttum. "Kızım sen bu kadar ne yedin. Bu ne ağırlık!" diye alay etmeyi de ihmal etmedim.
"Yaa Gece döverim seni!" Diye tersledi hemen.
"Tamam şaka yaptım be. Hadi buradan bi hayırlısıyla çıkalım da, taksiyle gideriz oraya." dedim.
Korumalara gözükmeden bahçeden çıkmıştık. En önemlisi de anneme yeniden yakalanmadım. Taksi çevirdim ve adresi verdim. Kalbim heyecandan yerinden çıkacaktı resmen. Hadi hayırlısı.
İstediğimiz yere geldiğimizde parasını ödedik ve hemen indik. En sonunda gelmiştim. Babamın arabasını bile görüyorum, küçük bir evin içinde olacaktı toplantı. Bizde çaktırmadan camdan bakıcaz. Ev tek katlıydı, baya da araba vardı ama etrafta koruma falan yoktu. Eve yaklaşırken Cemre'nin sesini duydum.
"Gece korkuyorum girmeyelim bu yere..."
"Deli misin Cemre, benim babam bir mafya. Bu mafya toplantısına gircem ben!"
"Gizlice girelim lütfen, babam duyarsa kızar bana..."
"Merak etme gizlice gireceğiz, çok merak ediyorum içeride yakışıklı mafyalar var mı?"
"Umarım hepsi yaşlı moruklar olur! Amin!"
"Beddua etme lan!" Diye gülümsedim. O da ne kadar korksa da gülümsüyordu. Zaten bakıp çıkacağım ya. Evin bahçesine girdik arka cama yaklaştık. Karanlıktı burası zaten, yüzümüze maske takmayı da ihmal etmedik.
Cama yaklaştık ve çaktırmadan eve bakarken bir anda hayal kırıklığına uğradım "Cemre ya doğru söyledin bunların hepsi moruk!" Derken Cemre "Kanka sen arkanda ki yakışıklıya bak!" dedi fısıldayarak.
Yüzümü daha arkaya dönmeden kafamda soğuk bir metal hissettim ve bir erkek sesi duydum.
"Kimsiniz lan siz?" dedi. İşte şimdi fena basıldık.
Kafama silah dayamıştı. İnanabiliyor musunuz buna? Ben hala inanamıyorum. O kim ki bana silah çekiyor! Dövcem bu herifi ama dur bir önce bakayım yakışıklı mı diye. Yüzümü arkaya dönmeden Cemre'ye fısıldayarak "Yakışıklı mı?" dedim. "Evet bi bak." dedi, Cemre'nin zevkine güvenmiyorum ama bir bakayım.
Hadi hayırlısı diyerek yüzümü döndüm. Allah'ım en sonunda dualarım kabul oldu. Çooook teşekkür ederim, beni öldürmek için böyle yakışıklı birini gönderdiğin için sana çok teşekkür ederim. Öldür beni artık. Bu günleri de mi görecektim. Artık ölsem umurumda olmaz.
Dur be kızım kendine gel. Yanında Cemre var, benim canım cehenneme ama Cemre şu an korkudan altına yapacak durumda.
"Çıkarın lan maskelerinizi!" dedi o güzel sesiyle. Evet sen yakışıklı ve mafya olabilirsin ama ben seni dinleyemem. Yalnız gelmişti bi de. Bay zeki ya, birilerini çağırmadan hemen buradan kaçmalıyız.
"Hadi çıkar yoksa kafana sıkar öyle çıkarırım maskelerinizi" dedi. Ovv sert herif sevdim seni. Ama hayır maalesef çıkarmıycaz. Cemre'ye baktığımda korkusunu gözlerinde bile gördüm. Off bu kız var ya, neden getirdim ki onu. Keşke yalnız gelseydim şu herifle tanışırdım.
Elimi kafama doğru kaldırdım. Sandı ki kafamdan maskeyi çıkarıyorum ama silahı tutan elin tutup ısırdım ve silah elinden yere düştü. Bağıracakken dönerek kafasının arkasına tekmemi geçirdim. İyi ki zamanında karate ‘ye gitmiştim. İnsanı neresinden bayıltacağımı bilirim.
Erkeğin nefes aldığını kontrol ettim evet alıyordu. Karanlıktı ama yakışıklıydı. Cemre beni kolumdan tutup kaldırdı ve
"Hadi yürü çıkalım buradan!" diye beni çekiştirmeye başladı. Kolumu ondan kurtarıp "Dur lan bari numarasını alayım. Buldum en sonunda hayatımın aşkını." Derken adamın ceplerini kontrol ettim.
"Allahım sen bana sabır ver! Amin!" diye dualar eden Cemre'yi takmadan onun telefonundan kendimi aradım ki numarasını alabileyim. Sonrada onun telefonundan kendi numaramı silip cebine geri koydum. Ahaha çok zekiyim ben.
"Tamam işim bitti gidelim hadi!" derken etrafı kontrol ederek evden çıktık. Bir taksi çevirdik ve maskelerimizi çıkardık. Taksici yanlış anlar şimdi. Evin adresin verdik, telefonuma baktım.
Ahahah numarasını almıştım ya. Sırıtarak numarayı 'Yakışıklı mafyam' olarak kaydettim. Cemre hala titriyordu, neden bana çekmedi ki bu kız. Biraz korkmasa.
"Cemre bak aşkım gitmemize değdi. Buldum ben gelecekte ki kocamı!" diyerek sırıttım. Bana ters bakışlar attı "Bi anda öleceğimizi sandım be. Sen hala koca peşindesin!" diye sinirle çemkirdi.
"Lütfen tatlım ben hayallerimi gerçekleştiriyorum. Hayallerime saygı duy biraz." dedim yanaklarını mıncıklarken. Elime, eliyle vurup "Bu kadar kolay affetmem seni. Görürsün sen!" dedi. Nee bana küstü mü bu şimdi. "Küstün mü tatlişim?" Diye sordum. Başını salladı ve yüzünü cama döndü.
"İyi o zaman camına kendin tırmanırsın." deyip dil çıkardım. "Yaa tamam küsmedim. Beni odamın camından eve atarsın canım arkadaşım." dedi hemencecik. Bu cadı bensiz hiç bir şey yapamaz. Bende *piç smile* yaptım, elinde olsa şu an beni döver ya.
En sonunda taksi durmuştu. Parasın ödeyip taksiden indik. Evden 5 dakikalık uzaklıktaydık, evin önünde korumalar olduğundan oraya yaklaşmadık. Arka taraftan Cemre'yle yürümeye başladık. Yürürken olanları konuşup gülüyorduk.
"Var ya bir an korkundan altına yapacağını sandım!" diye kahkaha attım.
"Kim ben mi hiçte bile. Ben neden korkayım ki, silahı senin kafana dayamıştı o, senin için korktum ben." beni bahane etti hemen.
"Hı hı, benim yerime titriyordun sen dimi? Ama tatlım ben asla titremem." Dedim ve dil çıkardım.
"Off sakin ol vardık eve neredeyse!" derken bir anda evin bahçesine arabalar girdi. Lanet olsun öğrendiler mi acaba bizim olduğumuzu? Cemre'yle bir anda koşarak bahçeye girdik gizlice. Onu camından odasına çıkarıp kendi odama gittim. Babam aşağıda annemle konuşurken ben de onları dinliyordum.
"Bu kadar erken mi bitti toplantı? "
"Hayır Olivya çok kötü şeyler oldu!"
"Ne oldu?"
"Evin arkasında mafyalardan birini bayıltmışlar, demek ki birisi orada bizi gözetliyordu. Bizim mafya olduğumuzu sadece biz biliyorduk ama başkası öğrenmiş oldu, korumaları şimdiden çoğaltacağım. Baskın falan düzenleyebilirler..."
"Tamam tatlım sende dikkatli ol lütfen."
Bu konuşmalardan sonra derin bir oh çektim. Orada o mafyayı bayıltan bendim ama başkası sanmışlar. Şimdi kim bilir geceler rahat uyuyamayacaklar. Ahahahah çok kötülük yapıyorum ben ya. Gelecek toplantılarında da gidip birini bayıltırsam bırakırlar bu işleri artık, acaba yapsam mı? Ay yok yapmayım yazık o moruklara. Bu sefer kalplerine iner falan.
Üstümü değiştirdim ve yatağıma uzandım. Evet sakinim. Uyusam mı acaba? Ay yok ne uyuması. Hadi şu herifi arayayım. Merak ettim iyi mi?
Telefonda rehberden 'Yakışıklı Mafyam'ı buldum. İlk çalışta açtı zaten.
"Alo!" dedi sesi sinirli çıkıyordu. Acaba konuşsam mı? Yok konuşmayım.
"Kimsin lan?" dedi bu sefer de. Ay canım seni çok mu sinir ettim. Onun sesiyle hayallere dalarken bir kız sesi geldi "Kapat hayatım özledim seni." dedi. İşte bu beni baya bir sinir etmişti. Hemen kapattım, sinirle yatağıma uzandım. Nasıl sevgilisi olur ya? Eh kızım normal yani. Herif yakışıklı abi, tabi olacak sevgilisi.
Aradan çekilsem mi ki? Yok zaten araya bile girememiştim ki. Of hep bu kadar kötülük yaptığımdan geliyor bunlar başıma, hayat önce beni mutlu ediyor sonra tüm mutluluğumu alıyor. Ama ben buna platonik aşık olsam mı? Yok olmayayım. Sonra onu başka bir kızla görürken intihara kalkışmak istemiyorum. Ya belki o evliyse? Sil kızım numarayı, evet numarayı sileyim.
Telefonumu alıp numarayı sildim. Gitti yakışıklı mafyam, yıkıldı yakışıklı mafya hayalleri. Kaldı geriye yakışıklı erkekler. En iyisi kriterlerimden mafya'yı çıkarayım. Sadece yakışıklı olsun yeter.
Tamam okula gidince bana çıkma teklifi eden erkekleri bir gözden geçireyim. Ben uyumayayım bana gelen mektupları okuyayım. Belki birine aşık olurum.
Yataktan kalktım ve okul çantamı açtım. İçinde kitaptan çok mektup vardı. Mektupları yatağıma bırakıp, çantamı yerine koydum. Yatağıma uzandım ve mektupları okumaya başladım.
Mektuplar daha bitmemişti ama sabah olmuştu. Ayağa kalkıp banyoya girdim. Aynadan kendime baktığımda tırsmadım değil. Gözlerim kızarmış, torbalar oluşmuş. 2 gündür uyumuyordum. Önce mutluluktan uyumadım sonra mutsuzluktan. Lan o herif beni fena strese soktu. Umarım sevgilinden ayrılırsın bana kalırsın. Sevgilin kaza geçirsin. Gebersin o kız ya. Ay bana ne ya. Daha onun defteri açılmadan kapandı.
Rutin işlerimi halledip banyodan çıktım. Hayret yatağımda bücürler yoktu. Ah doğru ya kapıyı kilitlemiştim. Üstümü değişmeden candy crushlu pijamalarımla üst kata çıktım. Şimdi ben gidip o bücürlerin yataklarında mı otursam? Beni sadece onlar mutlu ediyorlar zaten. Gidiyim, onlarla uğraşayım.
Odanın kapısın açıp odaya baktım ama yoktular kalkmış olmalılar. Vay beni unuttular mı acaba? Her sabah onları yatağımda görmeye alışığım da bu bir ilk oldu. Bu gün tarihe geçmeli.
Yavaş adımlarla aşağı inerken, şu iki bücürün gülen sesleri geliyordu. Lan annem onlara yeni kardeş mi veriyor ne, ben ne çabuk unutuldum.
Aşağı inerken evde yabancı bir adam vardı. Annem ve babam mutfaktaydı. Bücürlerde şu adamla oynuyordu. Ona bakmadan mutfağa geçtim. Ali abidir o. Karısı yine evden atmıştır.
"Günaydın anniş, babiş." deyip buz dolabına yöneldim. Meyve suyunu alıp, surahiyi kafama dikerken annem sinirle "Babası kılıklı onu bardağa koyup içeceksin!" derken babam ve başka birisinin kahkahasını duydum. Bana mı güldüler bunlar.
Yüzümü dönüp bana gülen adama bakarken şok oldum resmen. Az daha sürahiyi elimden düşürüyordum. Bu nerden çıktı ya. Ben ona göre gece uyumadım o şimdi karşımdaydı. Yakışıklı mafyam benim. Böyle ışıkta daha mı yakışıklı ne.
"Kızım bu Savaş. Bazı nedenlerden dolayı artık senin koruman!" demesiyle hayatımın en büyük şokunu yaşadım.
O bazı nedenler benim dün onu bayıltmam olmasın babişkom demek istedim ama sakinim. Ben masumum. Ben iyi kızım. Dün ben odamdan bile çıkmadım.