Hamleler ve Sonuçları 2. Part - 5. Bölüm

876 Words
17. günün sonunda dağ bayır dolanırken Köroğlu’nun Begüm’e yapacağı emrivaki düğünün haberi geldi. Begüm bilmeden düğün yapmayı planlıyordu it herif. Yardım talep ediyordu haliyle. 17. günün sonunda karargâha vardık. Saldırının izleri kısmen silinmişti. yemekhane hariç. “Komutanım düğüne ne zaman gideceğiz?” diye sordu Kuzey. “Haftaya perşembe sabahı yola çıkarız aslanım”. “Bütün timler gelebilecek mi?” “Ona göre ayarlamış sikik herif.” Karargâhın dinlenme odasında oturuyorduk. “Kız çilli sen daha önce Bolu’ya gittin mi?” diye sordu Tuna. “Avşar ya da Destan üsteğmen derseniz yalnız” dedi memnuniyetsiz sesi ile çilli horoz. “Hah ne diyordum çilli” dedi onu duymazdan gelerek gözlerini devirdi Destan üsteğmen. Sanki timime ve bana sınav olsun diye gönderilmişti. “Rahime babaannem efsane yemek yapar. Hele bir kaz eti pişirir” lafı bitmeden Destan’ın yüzü buruştu. Tuna özellikle yapmıyordu lakin o öyle anlıyordu. “Parmaklarını yersin.” “Kız veganım diyor neresini anlamadın balyoz” dedi bıkkınlıkla Umay. “Hah işte bende onu diyorum bu hastalığın çaresini de bilse bilse o biliyordur.” Kuzey ile Sırdaş’ın muhabbetten haz aldığına şahit oluyordum. Açıkçası bende. “Ben gelmeyeceğim düğüne.” “Sebep?” “Kimseyi tanımıyorum.” “Tanışırsınız.” Tuna ile aralarındaki bu muhabbeti bende diğerleri gibi izliyordum. “Komutanım müsaadenizle siz düğündeyken Şiyar ve bağlantılarına dair bir gizli göreve çıkmak isterim.” Bu toryum madenleri hayat amacı olmuş gibiydi. Haklıydı neticede abisini bu işe kurban vermiş aile dostlarının ölümü bu yüzden olmuştu. Lakin gözümün önünde olmadığı bir üç gün canımı sıkıyordu. “Avşar biz yokken uslu duracağından emin olamıyorum” dedim kendimden beklenmeyen bir dürüstlükle. “Ve eğer ben gelmeden kendi başına buyruk bir iş yaptığını anlarsam inan bana acımam bedelini çok fena ödersin.” “Demirden korkan trene binmesin komutanım” dedi. “Şu görev bir an önce bitse Ermenistan sınırındaki huzurlu mutlu ve Muş’ta Köroğlu’nun ayarlarını sikmeli nadide hayatıma geri dönsem amına koyayım.” iç sesime hak verdim. Destan Üsteğmen düğüne gelmeyi kesin bir dille reddedip ne bok yediğini bilmediğim bir üç güne kendini adarken Binbaşı Çağlar’ın markajında bir hafta geçirmiş sonrasında ise bizde Puma ile Köroğlu’nun Tansiyonunu 45 yaptığımız bir düğüne doğru yola çıkmıştık. Hayatımda gördüğüm en güzel düğünlerden biri olmuştu sikik herifin düğünü. Zübeyde denilen manyak düğünü sabote etse bile yine de Rahime Babaannem layıkıyla vermişti gelinine hakkını. Suat’ın yeğeni Aras’ın asker hayranlığı özellikle Köroğlu’na olan düşkünlüğünü fark edince durmadım yine tansiyonunu çıkardım. Kızını kendisine vereceğini istemesini söyledim. Yemin ediyorum tepesinden dumanlar çıktı it herifin. Bir kızını da ben alacaktım. Tabi önce kıza bir anne almak ilazım geliyordu. Sonra Ercü’ye Nilüfer’i istemiştik olabilecek en tatsız biçimde. Oldukça hararetli geçen bir üç günün ardından Hakkâri Çukurca Dağ komando Tugayına geri döndük. Albay Postası Selami Sütçü karşıladı bizi. “Destan üsteğmen nerede?” “Lojmanda komutanım.” Şaşırmıştım. Açıkçası bir boka bulaşmış bizi öyle bekliyor zannediyordum ki telefonum çaldı. “Alo Ateşdağlı Komutanım Abi” dedi Aras. “Söyle aslanım?” Yemin ediyorum çocuk yapma sebebim olacaktı piç kurusu. Böyle boncuk boncuk bakan iri yeşil gözleriyle. “Sence ne zaman Köroğlu Komutanım abi bana evleneceğim kızı verir.” “Çok mu istiyorsun?” “Hı hı oyunda oynardı benimle.” “Bak şimdi düğün oldu ya ben senin yerinde olsam Köroğlu Komutanın abini arardım. Ateşdağlı Komutanım abi Begüm ablamla bana evleneceğiniz kızı yaptığınızı söyledi yaptınız mı diye sorardım” dedim sırıtarak. Lojmana adımlıyorduk ki Puma Aras ile muhabbetimize kahkaha attı. “Buradan tansiyon 46 olur diyorum var mı artıran?” diye sordu Kuzey. Sonra onu taklit etti. “Ulan Ateşdağlı seni ters yatırıp düz sikerim sana ne lan dalyarak benim çocuğumdan?” Gülüşüyorlardı.Neşeli bir biçimde binaya girdik. Kendi katıma çıkarken Destan üsteğmenin kapısı açıldı. “Hoş geldiniz size bir sürprizim var” dedi. Arkasından Aslıhan çıktı. Berivan kod Aslıhan. “Aslıhan öğretmen lakin ev sıkıntısı yaşıyormuş bende Eda ve benimle kalabilirsin dedim umarım sıkıntı olmaz?” Puma birbirine baktı. Tamam kızı tanıyalım dedik asker olduğumuzu bilsin dedik. Lakin götümüzün dibine de sokalım demedik. Hamle iyiydi lakin strateji yanlıştı. Silahtar olsa bu konuda uzun uzun bir brifing verirdi lakin ben uğraşamazdım. Ona boka bulaşma dedim. Kıvrım kıvrım toplayıp gelmiş. Tamam o zaman dediği gibi olsun. Oyununa katıldım. “İyi etmişsin Üsteğmenim. Arkadaş ne iş yapar?” Aslıhan’ın gözleri beni buldu. Rütbemde dolandı. Gel yavrum gel ateşe uçan pervane gibi gel. Umay sıkıntılıydı. Hoşuna gitmedi bu emri vaki. “Öğretmenim” dedi Aslıhan cilveliydi. “Ne güzel” dedim. “Tuna aslanım bundan sonra Destan üsteğmen senin badin. Seni ona onu sana zimmetledim. Yeme içme dahil birbirinizden sorumlusunuz”. Mavi gözleri iri iri açılırken çilleri karardı sanırım. “Hem Üsteğmenin vegan problemini birlikte aşarsınız belki”. Bana sormadan timimde karar alıp hareket ediyorsa 2,11’lik 147 kilo Tuna Üsteğmen ile “Adana mı Urfa mı tartışmasına girebilirdi. Ya da belki kertenkele mi yılan mı?” Puma kıkırdarken “Aslıhan Hocam memnun oldum. Daha çok görüşeceğiz anlaşılan. Şimdi müsaadenizle” dedim. “İyi bir uyku çekmeliyim.” Merdivenleri çıkarken ki bakışı Ateşdağlı ile dans etmemesi gerektiğini anladığını gösteriyordu.Bir iki basamak çıkmıştım ki telefonuna gelen mesaja baktı. Rengi uçtu. “Destan iyi misin?” diye sordu Umay. Puma da dikkatle izliyordu. Nice zaman sonra konuştu. “İyiyim, sadece şey oldu”. “Ne?” “Nişanlım dün gece görkemli bir düğünle evlenmiş.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD