ATEŞDAĞLI’DAN… Seyfettin Albay “Allah’ın emri peygamber efendimizin kavli ile kızınız İpek’i oğlumuz Ufuk’a istiyoruz” dedi. Suat’ın yüzündeki o piç bakış keyiflenmeme neden oldu. “Şimdi Albayım” dedi arkasına yaslanıp “İpek benim kıymetlim.” Göz ucuyla Ufuk itine baktım. Götünde kurt var gibi kıpraşıyordu. İlahi adalet işte. “Onun üzülmesine dayanamam” diye devam etti. “Ufuk komutanım abi halamı üzmez ki” dedi Aras. “Aslan parçası” diye yükseldi Ufuk. Suat yeğenini duymazdan geldi. “Ben emin olmak zorundayım” dedi. “Neden emin olmak?” Diye sordu Albay. “Üsteğmen Ufuk’un kardeşimi taşıyabileceğinden” dedi. Aras yeniden “Halam çok zayıf ki Ufuk Komutanım abi çok güçlü taşır ki” dedi. Ortam kahkahalar ile dolarken konuştum. “Haklısının Suat kardeşim” dedim. Bakışları beni bulan Su