Kalbimin atışları kulaklarımda çınlıyordu. Ona duş aldıracaktım. Bu düşünce bile beni heyecanlandırsa da o bir hastaydı ve ben de doktorculuk oynamalıydım bir süre. Hem asma hasta, en fazla ne olabilir ki? Kolu bile kalkmayacak kadar bitkin görünüyordu. Kırmızı dudakları, al yanakları ile gözüme tatlı gelmesi normal miydi? Artık alışkanlık olmuş olan dudak ısırma hareketini yapıp yanında diz çöktüm. “Kuzgun,” diye fısıldadığımda tepki vermedi. Kendimi tutamayıp tekrar seslendim. “Kuzgun Ali?” Gözleri anında açıldı. “Ali mi?” diye aniden heyecanla sorduğunda istemsizce bende heyecanlandım. Ona Ali demek çok hoşuma gitmişti. “Şey, abin sana seslenirken duymuştum.” Dediğimde bir an hevesi söndü. Dudakları düz bir çizgi halini aldı. “Anladım.” “Sana duş aldırmamız lazım. Hadi yukarı çı