Dicle bu evden giderken ağlamayacağım diye kendisini tembihlemiş olmasa şimdiye dizlerinin üzerine çöküp bağıra bağıra ağlardı muhtemelen. Gördüğü muamele kanına dokunuyor sanki evdeki bir eşyaymış da miadı dolmuş gibi kapı dışarı edilmesini kaldıramıyordu üstelik gittiği yer de bir muammaydı kocası olan kişi kendisinden tam 58 yaş büyüktü. Kendi dedesinden bile büyük demek oluyordu bu da. Ne çocukluğunun hayrını gördü Dicle ne genç kızlığının hayrını gördü. Ne olduğunu anlamadan da artık kadın mı olacaktı şimdi. Tüm bilinmezlikleri de heybesine koyarak adımladı, annesinin hıçkırıkları feryatlara dönmüştü çoktan, dönüp bakmadı Dicle. Teyzesi ah garip teyzesi kendi çocuğu olmamıştı da "kurban olayım bu kızı ziyan etmeyin size çok geliyorsa verin ben bakarım" demişti ama babası görüşmesini