BORAN “Başınız sağ olsun.” Önümden geçen her bir kişi babamın öldüğünü beynime kazımak istercesine sözcüklerini sıralarken tek yaptığım taziyeleri bir baş sallamasıyla kabul etmekti. İnsanın hayatının birkaç saniyede büyük bir değişime uğradığı o anı yaşıyordum. Neden ölüme küçük kıyamet dediklerini daha iyi anlıyordum düşündükçe… Ölen için bir kıyamet yaşanırken, onu sevenler de o kıyameti anbean yaşıyordu. İçimi tüketen vicdansa görünmeyenin bir başka boyutuydu. Herkes gittikten sonra ailemle çöktük mezarın başına. Hepsi, tıpkı benim gibi şu an acısını yaşıyordu. Acı yerini kabullenişe bıraktığında suçlamaların geleceğini biliyordum. İçimde büyük bir çöküş var gidiydi. Eğer Rizgar’ın oyununa gelmesem, onun ukalaca sözlerini görmezden gelsem, bu kadar delirmesem sonuç farklı olu