EZMAN “Ne yersin? Bak Urfa’yı güzel yapar burası.” diye sordum bir restorana geçip oturduğumuzda. Önemli gördüğüm işlerimizi halletmiştik. Sabahtan beri oradan oraya koşturunca haliyle acıkmıştık. “Urfa olur,” deyince garsona iki Urfa siparişi verdim. Yanına meze, salata falan getirmesini söyledim. Bana göre öncelik olan gelinlik, damatlık ve kuyumcu işini halletmiştik. Düğün sabahı kesilip dağıtılacak olan kurban işini de Diyar’a bırakmıştım. Günlerdir işleri mi de ihmal ediyordum. Düğünden sonra artık en azından hayat biraz da olsa rayına oturacak gibiydi. Çalışmak, bir şeylerle oyalanmak iyiydi çünkü insan meşgul olduğunda düşüncelerini dinlemeyi bırakıyordu. Ben de düşünmekten kaçınmaya çalışıyordum. Yemeklerimiz geldi. Berfin yüzünde hoş bir gülümsemeyle yemeğini yemeğe başladı. Me