O soğuk ve sevimsiz olabilirdi. Duygu denen şeyin zerresini bedeninde barındırmak istemeyede bilirdi ama karşısındaki adam kimseye itiraf etmese de onun için değerliydi ve şu an kahkaha atarken kasılan yanak kaslarını veya ağrımaya yüz tutan karın kaslarını düşünmüyordu. Beş dakikadır onun karşısına saklamayı düşünmediği ereksiyonu ile gelen adama ve Mina'yı odada nasıl yalnız bıraktığına gözü sulanana kadar gülüyordu. "İhtiyar. Sen kafayı mı yedin? Kız seni bekliyordu ama sen tutup bana geldin öyle mi?" Ve bir kahkaha daha odanın duvarlarında yankılandı. Ses yalıtımı iyi olduğu için dışarı tek bir tınının çıkmaması iyiydi. Michael göz devirip "Beni çağırdığınızı söyledi. Sizi bekletemezdim." dediğinde ayağa kalkan Helena adamın karşısında durdu. "Bana kısa bir işin olduğunu söyleseydin