YENİ DURUMLAR

1355 Words
Bir hafta sonra... Poyraz' la birlikte iki davete katılmıştık. Neyse ki uzun kalmadık. Ama çıkışta muhabirlerle konuşmak zorunda kaldık. Poyraz konuşurken arada bana bakıp gülümsüyordu. Bu kadar iyi rol yapması beni korkutuyordu. Söylediği ya da yaptığı hiçbir şeye güvenemiyordum. Onunla aynı tarafta olduğumuza dair endişelerim vardı. Diğer yandan ailemin ilgisi canımı yakıyordu. Ailemi olduğu gibi kabul etmiştim bu zamana kadar. Ama onlar benim kabul ettiğim gibi davranmıyordu artık. Son derece anlayışlıydı özellikle annem. Bugün Poyraz' la yemek yiyecektik. Daha doğrusu o, ben ve iş yapacağı bir kaç kişi. Doğan amca Poyraz' dan onu temsil etmesini istemişti. Poyraz' da beni arayıp ona eşlik etmem gerektiğini söyledi. Bu üstten emir veren halleri sinirime dokunuyordu. Bir an yırtık jean pantolon ve oversize t-shirt ile gitmek istesem de az kalmıştı. Biraz daha idare edecektim sonra bitecekti. Her kadının kurtarıcısı siyah elbisemi giydim. Kırmızı ayakkabı ve aksesuarlar ile kombin etmem konusunda ablam ısrarcı olmuştu. Resmi bir yemek bile olsa aşk kadını gibi görünmeliydim. Yani ona göre aşkımı belli etmeliydim. Ortada aşk yok diyemediğim, desem de işine gelmediği için anlamaması nedeniyle sessiz kaldım. Tam kapıdan çıkıyordum ki aklıma çantam geldi. Yukarda unutmuştum. Alışık değildim. Genelde sırt çantası ya da çapraz çantalar kullanıyordum. Hem daha rahattı hemde kullanışlı. İçine cep telefonum dışında hiçbir şey sığmayan bu çantayı neden elimde tuttuğum konusunda bir fikrim yoktu. Sanırım amaç şeydi. Evet ben zenginim buraya arabamla geldim. İhtiyacım olacak her şey arabamda ve burası da lüks bir mekan olduğu için arabam valede. Ben lüks yerler dışında bir yere gitmiyorum zaten. Başka bir amacı olamazdı çünkü gerçekten hiçbir şey sığmıyordu. Geri döndüğümde annemi babamla konuşurken duydum ' Nehir' den beklemiyordum. ' dediğinde yine ne hata yaptım diye düşünüp sessizce dinlemeye başladım. Babam; ' Bu konuda yalnız değilsin. ' dedi. ' Gerçekten beni, bizi bu kez nasıl rezil edecek diye uykularım kaçıyordu. Yapacağım bazı işleri yapmıyor , rakiplerime karşı herhangi bir hamle yapamıyordum sırf açığımı aramasınlar diye. Nehir' in Doğanay ailesine gelin olmayı bırak düzgün bir sevgili yapacağına bile inancım yoktu. ' ' Irmak çok zeki olduğu için Nehir' i soruyordular hep. Nehir' e talip oluyordu arkadaşlarım. Hepsinin amacı Nehir' in üzerinden şirkete ulaşmaktı. Benim salak kızım onlardan birine kapılacak diye aklım çıkıyordu. En çok bu nedenle yurt dışında okumasına izin verdim. Yoksa onun okumakla işi olmadığını bilmiyor muyum ben? Doğanay' lar için bizim şirket küçük hesap asla işleri olmaz aksine faydaları olur.' derken annemin telefonuna mesaj geldi. Sanırım sohbet burada bitiyordu. Ben onlar için Poyraz' a katlanıyordum onlar benimle ilgili neler söylüyordu. Aslında bir an ortaya atılıp dediklerini yüzlerine vurmak çok sevindikleri o Poyraz' ın gerçek yüzünü göstermek istedim. Ama annemin sesiyle durdum. ' Ama kızımı çok seviyorum. Haylaz, uçarı ama iyi ki dünyaya getirmişim diyorum. Evin neşesi. Sadece dışarısı evimiz gibi değil. Aç kurtlar sarılı etrafımızda. Bütün kızgınlığım ona. ' derken karşıma birden ablam çıktı. Elinde telefon vardı. ' Sen daha gitmedin mi?' ' Çantamı unutmuşum. ' Çantamı bana uzattı. ' İlla arkamı birinin toplaması lazım zaten. Neyse müstakbel kocacığın bunlar için sana bolca çalışan tutar zaten. Hadi yine iyisin. ' Çantamı elinden alırken ablamın telefonunda w******p ın açık olduğunu gördüm. Beni görüp anneme o mesaj atmış olabilir miydi? Annem mesajdan sonra farklı konuşmaya başlamıştı. Sinirlerim bozulduğu için saçmalıyordum. Irmak mı benim duyup üzüleceğimi düşünecekti. Bu mümkün değildi. Eminim defterleri bile benden değerliydi. Aynı anda uçurumdan düşecek olsak beni değil cansız demeden ders notlarını tutardı. Çantamı alıp çıktım. ..... Arabaya bindim. Hayret bu kez Poyraz kendi gelmişti. ' Bir saattir seni bekliyorum.' ' Abartma. Sadece bir kaç dakika oldu. Ayrıca dakik biri olduğunu sanmıyorum. Neyin muhabbetini yapıyorsun?' ' Ben dakik olmak zorunda değilim. Hatta en son ben giderim ve herkes beni bekler. Çünkü ben Poyraz Doğanay' ım. Bekletirim ama beklemem. ' Boğmak istiyordum. Kesinlikle boğmak. ' Demek ki bekliyormuşsun bak. Hadi yine iyisin. Sayemde kendin hakkında bir şey öğrenmiş oldun. ' ' En azından hakkında bir şey öğrenilmeye değen biriyim. Bugün sende benim hakkımda bir şey öğrenirsin. Üzülme sakın. ' ' Emin ol hiç merak etmiyorum. Tek merak ettiğim bu oyunun ne zaman biteceği. ' ' Kimbilir belki sorunun cevabını öğrenirsin. ' dedikten sonra arabayı çalıştırdı ve hiçbir soruma cevap vermedi. Mekana ulaşınca kolunu uzattı. Girdim. İçeri girerken gülümsedi. ' Sakın bir şey konuşma. ' ' Susmam için mi getirdin beni?' ' Süs bebeği olarak getirdim. İşlerle ilgili bildiğin hiçbir şey yok. Gerçi bilmene gerekte yok. Şimdi gülümse ve sözümden çıkma. ' Masaya geçtik. Hemen ayağa kalktılar. Poyraz' la yanyana oturduk. Masadakiler ' Nasılsınız Nehir Hanım. ' diye soruyordu. Ne demişti Poyraz konuşma mı? Elbette bu sorular için demediğini biliyordum ama inadına cevap vermedim. Ve birden zaten topuklu ayakkabı nedeniyle acıyan ayağım üzerinde ayı pençesi gibi bir ayak hissettim. Poyraz kulağıma eğildi. ' Pişman ederim. ' Acıya rağmen inatla ona baktım. Gülümsedim. Sıkıysa et demekti bu. Şu an hiçbir şey yapamazdı. Poyraz benim yerime ' Nehir bu akşam biraz heyecanlı. Bizim için özel bir gece. Lütfen sohbetimize devam edelim. Nehir sakinleştiğinde aramıza katılacaktır. ' dedi. Durumu zaten en fazla bu kadar toparlayabilirdi. ... Herkesten sonra gelmiştik. Herkesten önce kalktık. İki saattir iş konuşmalarına katlanmıştım. Çince konuşsalar bundan daha anlaşılır gelebilirdi. Poyraz elimi tutup koluna koydu. Herhalde masada tek kelime etmeyince kolunada girmem diye kendince tedbir almıştı. İyi akşamlar diledikten sonra mekandan çıktık. ' Kuş kadar aklınla bana meydan mı okudun?' ' Konuşma demedin mi, bende konuşmadım işte. Sanada ne yapsam yaranamıyorum. ' Arabamız gelmişti. Poyraz birden beni kendine doğru çevirdi. Elini yanağıma koydu. ' Ne oluyor?' ' Magazinciler var. ' ' Neredeler?' ' Bakma. Gördüğümüzü bilmesinler. Gerçekçi dursun. ' diyerek elini saçıma götürdü ve dudaklarımızı birleştirdi. Lanet olsun anlaşmamızda bu yoktu ama şu an onu itemiyordum. İtsem her şey alt üst olurdu. Poyraz öpüyor gibi yapmıyor direkt öpüyordu ama karşılık vermiyordum. Dudağımı hafifçe ısırdı ve elini kalçalarıma indirdi. Bu kadarıda fazlaydı. Tamam kalçalarımı sıkmıyordu ama eli belimden çok kalçamda gibi duruyor parmağı okşuyordu. Kendimi yavaşça geri çektim. ' Buna gerek var mıydı gerçekten?' Arabaya geçti. Bende geçtim. Cevap vermeyince beni susturacağını mı sanıyordu? ' Çektiler mi sence?' ' Magazinci falan yok ki.' ' Nee! Yalan mı söyledin?' ' Sen benimle oynarsan bende seninle oynarım Nehir Aşkın. Karşında kimin olduğunu bir daha unutmazsın herhalde. ' Omzuna vurmaya başladım. ' Durdur arabayı. Durdur dedim sana. Bitti bu oyun. Ne halin varsa gör. ' ' Ben bitti demeden bitmez. Hazırlığa başla. Haftaya nişanlanıyoruz. ' Sinirden delirecek gibiydim. Tamam ilk öpücüğüm değildi. Hatta şişe çevirmece oynarken bir şey hissetmeden öptüğüm kişilerde olmuştu ama beni oyuna getirmişti. ' Rüyanda görsen inanma. Durdur şu arabayı. ' ' Yalnız yaşıyor olsaydın emin ol durdurur hatta mal gibi bırakıp giderdim ama ailenle yaşıyorsun seni evinden aldım evine bırakacağım. ' ' İstemiyorum. Ama merak etme ben terk ettim derim. Sana kimse laf etmez. ' Sert bir frenle durdu. Yol ortasında pat diye durduğu için arkamızdan korna sesi geldi. Yanımızdan geçerken küfür etti ama Poyraz dönüp bakmadı bile. Emniyet kemerini açıp ineceğim sırada kolumu tuttu. ' Sakın deneme. ' Kolumu delirmiş gibi sıkıyordu. ' Bu oyun bitti Poyraz. Bitti. Anlayışın mı kıt?' ' Kıt olan senin zekan Nehir. Ben bitti demeden bitirmeye kalkarsan kendini hapiste bulursun.' Dayanamayıp güldüm. ' Egonun bu kadarı. Senden ayrılmanın yasalarda bir cezası mı var?' ' Hayır sahte takı satmanın var?' ' Sen ne saçmalıyorsun?' ' İsviçre' ye götürüp kuyumcuya sattığın bir çanta dolusu sahte takıdan bahsediyorum. ' ' Sen ne diyorsun? O çanta senindi. Sen dolandırıcı mısın? ' ' Hayır. Ben sevgilisi sahte takı sattığında kuyumcu şikayet etmesin diye adama bir servet veren iyi kalpli aşktan gözü kör olmuş adamım. ' ' O çanta senindi. Sen kimi kandırıyorsun?' ' İyi düşün Nehir. Çanta hiç bende göründü mü? Bütün kameralarda görüntülerin var. Aslında bunu şimdi söylemeyecektim. Biraz daha özgürlüğün tadını çıkarmana izin verecektim ama şansını çok zorlandın. İki ay sonra evleniyoruz. ' Sinirle kapıyı açmaya uzandım. Kapıyı kilitledi. 'Aç şunu ve defol git hayatımdan. Sen kendini ne sanıyorsun?' ' Müstakbel kocacığın sanıyorum. Sadece sanmıyorum öyleyim zaten. İlla söyleteceksin oturup sakince düşünmeyi seçsen beni yormasan ne olur acaba? Hapse girmeyi takmıyor olabilirsin - ki az ceza alacağını ya da beni bu konuda tehdit edebileceğini zannetme her şeyi ayarladım- ama aileni de bir düşün istersen. Hisleriniz dibe çöker, annen istifaya zorlanır, bütün mal varlığınız incelemeye alınır ve inan bana bu sadece başlangıç olur. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD