HAZAL Dövüldüğüm günün üstünden tam iki gün geçmişti. Yüzümdeki tokat izi silinmiş, kolumdaki ağrı azalmıştı. Sırtımdaki kırmızı kabarık izler ise hala ağrıyordu. İki gündür misafir odasından dışarı çıkmamıştım. Zerya yemek getirmişti, halimi sormuştu. Miran’ı ise iki gündür görmemiştim. Şeytan görsün yüzünü… Sabah olduğunda Zerya kapımı çalmıştı. “Hazal, annem diyor ki daha odadan çıksın. Evin işlerine yardım etsin dedi. Ama iyi değilsen ben konuşurum annemi ikna ederim.” “Yok iyiyim, sen arada kalma.” Onları görmek istemesem de daha fazla bu odada tutsak gibi kalamazdım. Zaten ben çıkmasam Halise manyağı gelip beni zorla çıkartırdı. “Tamam o zaman ben mutfaktayım. Sen de gelirsin,” dedi. “Tamam gelirim.” Kendime gelmek için elimi yüzümü bir kez daha yıkadım. Onlarla bir araya ge