When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Saatler yavaşca ilerlerken yemekler yenmişti, Aram ve Cabbar ağa nikah ve düğün tarihini konuşmak için konağın odalarından birine çekilmişlerdi. Konağa geldiğimiz süre boyuncada evleneceğim adamın Musab Kurşunoğlu olduğunu illaki etrafımdaki kadınlardan öğrenmiştim. İçimdeki sıkıntı ve daralma hissi bir türlü geçmiyordu. Başımı kaldırıp etrafıma rahatlıkla bile bakamıyordum. Üzerimde olan keskin bakışların verdiği his altında sanki son nefeslerimi verecekmiş gibiydim. Allah aşkına neden sürekli dikkatle bakıyordu bu adam bana? Aniden ona dönüp çatık kaşlarımın altından baktığımda, Musab ağada bana aynı karşılığı vererek baktı. Burun kanatlarının titreştiğinden ve yanaklarında oluşan çukurlardan bariz sinirli olduğu belliydi. Ama neden bana böyle sinirle öldürecekmiş gibi baktığına an