Bölüm 9: Sızan Video

914 Words
"Niye o pislik herifi soruyorsun?" diye sordum, kendimi ele vermemek için. "Sadece endişelendim. O gece sana bir şey yaptı mı bilmiyorum," dedi Irene, derin bir nefes alarak. "Faren zaten sinirli biri. Belki sana, benim arkadaşım olduğun için bulaşmıştır," diye ekledi Irene, endişeyle. O geceyi düşündüğümde, Faren'in bana bulaşmasının asıl sebebinin Irene olduğunu biliyordum. Eğer Irene'nin arkadaşı olmasaydım, Faren bana bulaşmazdı. Gerçekten de, Irene bu husumetin ana sebebiydi. "Artık Windsor'la ayrıldınız. O pislik artık bizimle uğraşmaz," dedim Irene'ye, onu endişelendirmek istemiyordum. Windsor'un gidişi Irene'yi zaten sarsmıştı. Irene güçlü görünmeye çalışsa da, Windsor'u düşündüğünü gözlerinden okuyabiliyordum. "Doğru, ben Windsor'la ayrıldım. Ayrıldık!" Irene, Windsor'u düşünerek üzgün gözlerle ama sert bir sesle konuştu. "Ama eğer bir sorun olursa, bana söylemelisin," diye ekledi. "Tamam," dedim, konuyu kapatmak isteyerek. --- ### Otoparkta "Gerçekten öğleden sonra dersi kırmayacak mısın?" diye sordu Irene, binadan çıkıp otoparka yürürken. "Öğrenci olarak tüm devamsızlık haklarımı kullandım. Bir kez daha kırarsam, sınavlara giremem." "Bursumu kaybetmekten korkuyorum," diye cevap verdim Irene'ye. Önceki dönemlerde kötü notlar aldığım için bursumun yarısını kaybetmiştim. Part-time işler yüzünden ders çalışmaya vakit bulamamıştım. Aslında, ben zeki ya da yetenekli biri değilim. Sadece çok çalışıyorum çünkü burs kazanamazsam bu üniversitede okuyamam. Bu üniversiteyi seçmemin sebebi, burs ve yurt imkânlarının yanı sıra aylık ders malzemesi ödeneği de sağlamasıydı. "Dersler bitince, benimle birlikte kal," dedi Irene, arabasının kilidini açarken. "Bu gece yalnız kalmak istemiyorum, yanımda ol." "Tamam, dersler bitince gelip sana yemek yaparım," dedim hemen. "Üzülme Irene, erkek arkadaşın olmasa da ben yanındayım," dedim, omzunu sıkarak. "Dersler bitince hemen gel," dedi Irene, el sallayarak arabasına yürürken. "Bu gece ben de yalnız kalmak istemiyorum," diye düşündüm Irene'yi izlerken. Son zamanlarda yaşadıklarım yüzünden kendi yurduma dönmek istemiyordum. Yurdumda birkaç gece daha uyuyamayacağımı biliyordum, çünkü her şeyden korkuyordum. "Ah," dedim, gözyaşlarımı tutmaya çalışarak. Irene ile olan arkadaşlığımızı anlamayanlar olabilir. Irene, zengin bir aileden gelen güzel, başarılı biriydi. Ben ise sıradan bir burslu öğrenciydim. Annemin ölümünden sonra, ailemizin maddi durumu daha da kötüleşti. Irene ile arkadaş olduğumdan beri, ondan hiç borç istemedim. Irene her zaman yardım etmeye hazırdı ama ben hiçbir zaman maddi yardım istemedim. İnsanların Irene ile arkadaşlığımı parası için olduğunu düşünmelerini istemiyordum. Üniversitede dedikodulara maruz kaldım ama gerçek arkadaşlığımızı sadece Irene ve ben biliyorduk. Irene ile arkadaş olmamın sebebi, onun rahatlatıcı biri olmasıydı. Irene'nin sinirli ve huysuz yapısına rağmen, birbirimizi anlıyorduk. Irene ile her şeyi paylaşıyor ve onunla gerçekten arkadaş olduğumu biliyordum. --- ### İletişim Fakültesi B Blok "Nam Khing!" diye seslendi biri uzaktan. Döndüğümde, burslu bir öğrenci olan rakibim Toei Hom'u gördüm. "Ne var, Toei Hom?" dedim, hafif bir gülümsemeyle. İçimde kötü bir his vardı çünkü Toei Hom ile nadiren konuşurdum. Genellikle üniversite etkinliklerinde ya da yarışmalarda karşılaşırdık. "Profesör Waree seni hemen görmek istiyor," dedi Toei Hom, yüzünde ciddi bir ifadeyle. "Profesör Waree mi?" diye sordum, kaşlarımı kaldırarak. Profesör Waree, fakültemizin başkanıydı. "Profesörün benimle ne işi olabilir?" dedim, endişeyle. "Senin skandal videon hakkında," dedi Toei Hom. Şok içinde yere yığıldım. "Skandal video mu?" dedim, titreyen bir sesle. "Evet, üniversitenin web sitesine yüklenen video," dedi Toei Hom, başını sallayarak. Yüzümdeki kan çekildi ve kimseye bakmaya cesaret edemedim. Bir an için her şey dondu. "Faren'in yüzüne su fırlattığın video," dedi Toei Hom. "Profesör seni bekliyor," diye ekledi. Toei Hom'a baktım, hafifçe gülümsedi ama hemen ciddileşti. "Burslu öğrenciler olarak, başkalarına bulaşmamalıyız," dedi. "Bu üniversitede zengin ve güçlü çocuklar dolu," dedi, iç çekerek. Toei Hom'un sözleri doğruydu. O anda tek yapabildiğim sessizce durmaktı. "Seni strese sokmuyorum, değil mi?" dedi Toei Hom. "Hayır, sağ ol," dedim, nazikçe teşekkür ederek. "Bol şans," dedi Toei Hom, omzuma dokunarak. "iPhone kameraları gerçekten çok net çekiyor," dedi, acıklı bir yüz ifadesiyle geçip giderken. Arkasından bakarken, elinde yeni bir iPhone vardı. "Acaba videoyu Toei Hom mu çekti?" diye düşündüm. Ama elimde hiçbir kanıt yoktu, sadece bir varsayımdı. --- ### Profesör Waree'nin Ofisi "Profesörler olarak, öğrencilerimizin olumsuz davranışları konusunda karar aldık," dedi Profesör Waree, ciddi bir ifadeyle. "Disiplin cezası uygulanacak. Bursun iptal edilmesi kararlaştırıldı," dedi, bana imza atmam için bir belge uzatarak. "Profesör Waree, geçen dönem bursumu yarıya indirmiştiniz. Çok çalışmak zorunda kaldım," dedim, belgesini geri vererek. "Üniversite hiç mi öğrencilerini düşünmüyor? Kavga eden erkek öğrenciler var ama neden sadece ben ceza alıyorum?" diye sordum. "Öğrenci olduğunuzu unuttunuz mu?" dedi Profesör, belgeyi geri vererek. "Burslu öğrenciler ile tam ücret ödeyen öğrenciler arasında fark var," dedi. "Yani zengin ve fakir öğrenciler eşit değil mi?" dedim, öfkemi kontrol edemeyerek. Belgeye baktım, kalemi sıkıca tuttum. "Profesöre karşı saygısızlık yapıyorsun, Nam Khing!" dedi Profesör, sesini yükselterek. "Sadece merak ettim," dedim, titreyen bir sesle. "Ücretsiz eğitim alıyorsun, yurt masrafların karşılanıyor, aylık ödenek alıyorsun," dedi. "Burslu öğrenciler örnek olmalı," dedi. "Profesör ve diğer profesörler, videoyu izledikten sonra, mühendislik fakültesi öğrencisine saldırdığını gördük," dedi. "Bu yüzden bursunu kesmek zorundayız," dedi, imza atmam için baskı yaparak. Ağlamaklı bir şekilde belgeyi imzaladım. "Gelecek dönem mezun olacaksın," dedi Profesör. Başımı salladım. Üç buçuk yılda mezun olmak zorundaydık. "Burs kesintisi sonrasında, öğrenci kredisi alabilirsin," dedi Profesör. "Mezun olduktan sonra iş bulur ve borcunu ödersin," dedi. "Şimdi derslerine dönebilirsin," dedi Profesör. "Teşekkür ederim, Profesör," dedim, odadan çıkarken. Profesör, Toei Hom'un burs başvurusunu benim belgelerimin arkasına koydu. "Beni bursumu kesip Toei Hom'a verecekler," diye düşündüm. "Olay çıkarmadan derslerine devam et," dedi Profesör. "Evet," dedim, normal bir sesle, yumruklarımı sıkarak. Odadan çıkarken, gözyaşlarım akmaya başladı. Bu baskı ve stresle başa çıkamıyordum. --- ### İletişim Fakültesi A ve B Blokları Arasında Ansızın birisi kolumdan çekti ve beni binanın köşesine çekti. "Ah, acıyor!" dedim, yaralı kolum acı içinde. "Nasılsın?" dedi soğuk bir ses. Dönüp bakmadan bile kimin olduğunu anladım. Sesinden, parfüm kokusundan ve sigara dumanından belliydi. "Kocanın yüzünü görünce neden ağlıyorsun?" dedi, sigara içerek.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD