When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Emir Ali merdivenleri neredeyse uçarak inerken, gömleğini pantolonunun cebine koymaya çalışıyordu. Mutfağın önünden geçerken ısıttığı sütü içen Ömer’i görünce aniden durdu. Ömer, ağzındaki sütü güç bela yutarken kulağındaki telefonu kapatmadan “Abi, o fermuarı da bir çek istersen; adama sıkmaya mı gidiyorsun, sikmeye mi belli değil,” deyip sırıttı. Kül tablasına bastırdığı sigaranın yenisini yakmadan evvel sütünden bir yudum daha aldı. Telefonunu kapatıp arka cebine attı. Emir Ali, başını eğip gömleğine pantolonuna bir bakış attı. Telefonunu yan cebine sokuşturup hiç istifini bozmadan aralık duran fermuarını indirdi, gömleğini içeri soktu. Sonra pantolonunu yeniden düzeltip kemerini sıktı. “Yanlış zamanda aradığımı düşünmüştüm de bu kadar yanlış olduğunu düşünememiştim!” dedi Ömer, bu k