When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
“Nerede kaldınız?” Sezgin Bey, doğrudan Eylem’e; daha doğrusu Emir Ali’nin elini sıkı sıkıya tutan kızın yüzüklü parmaklarına bakıyordu. Eylem, içeri girerken zaten kasılmıştı. Cevap vermek yerine dişlerini göstermeden gülümsedi. Emir Ali, “Birkaç işimiz vardı?” deyip koltuklardan birine doğru yürüdüğünde onu takip etti. Ortam gergindi. Zeliha Hanım sanki ortamı rahatlatmaya çalışıyor gibi “Gençler de geldiğine göre şu meseleyi bir çözüme kavuşturalım isterseniz,” dedi. Sonra kişiliği ile tezat bir gülümseme ile Eylem’e döndü. “Kızım sen şuraya geç istersen? Orada daha rahat edersin.” Eylem onun dediğini yapmak için hareketlenirken Emir Ali, avucunun içindeki parmaklarını sıkıp elini kendi dizinin üzerine resmen yapıştırdı. “Eylem rahatına o kadar düşkün değil!” dedi. Sonra babasına d