When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Aylin, abisinden kurtulup sokağa çıktığında peşinden gelen birkaç adama ters bir bakış attı. “Spora gidiyorum, gelmenize gerek yok!” “Abla biz bıraksaydık?” Aylin, adamı görmezden geldi. Kendini beklemesi gereken taksiyi göremeyince iç çekip yeniden durağı aradı. Duraktaki adam, taksinin kapıdaki adamlar tarafından gönderildiğini, şu anda da boş taksilerinin olmadığını söyleyince çantasını omzuna atarak yürümeye başladı. Gideceği yer çok uzakta değildi. Bilet saati gelene kadar oyalanmak niyetindeydi. Yolda yürürken telefonuna gelen mesajla duraksadı. Uçak saati kötü hava koşullarından dolayı değişmişti. Sabah gidebiliyordu. Sırtındaki çantaya söylense de eve geri dönmedi. Sabahın o saatinde evdekilere çaktırmadan çıkmasına imkan yoktu. Gece eve dönmeyişine bir bahane bulması da gere