When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Eylem, telefonu çaldığında önce hiç üzerine alınmadı. Diğerleri ona baktığı için “Ay bu ses benden mi geliyor?” diyerek çantasından telefonunu bulup çıkarttı. Ekranda kocasının ismini görünce dudaklarını birbirine bastırıp aralayarak derin bir nefes aldı. Aramaya cevap verdi. “Eylem!” diye kükreyen sesi duyunca omuzlarını dikleştirdi. “Efendim kocacım?” dedi en tatlı sesiyle. Telefonun diğer tarafından rahatlayan nefesini duyunca kızlara şımarık bir bakış atarak dil çıkarttı. “Ne oldu kocacım, bir şey mi diyecektin?” diye aynı ses tonuyla devam etti. “Hiç, nasılsın diye aramıştım,” diyen kocasının sesi hala istediği kadar yumuşak çıkmıyordu. Telefonu omzuna yaslayarak ayaklandı. Kızlarla arasına biraz mesafe koymak için yürümeye başladı. “Sen yokken nasıl olabilirim ki, seni özledim!”