When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Lin onun peşi sıra yürürken alayla “Deneyebilirsin,” diye mırıldandı. Yener, “Boyuna bakmadan bir de beni tehdit ediyor!” diyerek ceketinin içinde kaybolmuş kızı tepeden tırnağa bir kez daha süzüp gülerek yürümeye devam etti. Lin, durup durup boyuna laf eden Yener’in avucuna tırnaklarını geçirirken “Sen elektrik direği gibisin, ben kısa değilim,” diye çıkıştı. Yener, kızın elini daha çok sıkıp bir anda kararını verdi. Sonra kızı önüne çekip tek koluyla havaya kaldırarak çığlık atmasına neden olarak yüzlerini hizaladı. “Yener ne yapıyorsun!” diyerek omzuna tutunduğunda sırıttı. “Seni yukarıdan net duyamıyordum… Sanırım bizim iletişim sorunumuzun nedeni birbirimize uzak oluşumuz… Şimdi söylesene, az önce ne diyordun?” Lin, nefes nefese “İndir beni,” dediğinde gülümsemeyi bıraktı. “Sen