When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Emir Ali, kapıdan birlikte giren Aylin ve Adez’i görünce hafifçe gülümsedi. Eylem, bu gülümsemenin hayra alamet olmadığını bildiği için “Kocacım,” diyerek araya girdi. Evde geçirdikleri zamanın cennetten çalınmış olduğunu, evden çıktıklarında kendini yine cehennemde bulacağını tahmin etmişti ama bu kadarını tahmin edememişti. Saat ilerlerken tam şunu da çözdük, adam rahatlayacak diye beklerken, sürekli bir şeyler çıkıp duruyor, kocası öfkeden deliriyordu. Eylem, onun yine de iyi idare ettiğini düşünüyordu. Emir Ali, karısına dönmeden “Eylem, sen artık biraz mola ver,” dedi. Eylem, zaten mola vermişti. Yarım saattir toplantı odasına taşıdığı dosyalarla değil, kocasıyla ilgileniyordu gözleri. Emir Ali de bunun farkındaydı ama sağa sola emir yağdırmakla, öfkeyle bir şeyleri kırmakla ya da