2
İrfan dünden beri ulaşamadığı arkadaşı için endişe ile salonda bir ileri bir geri yürüyordu. Kız o mafya ile konuşmaya gitmiş ve bir daha da ona ulaşamamışlardı . Meraktan ve korkudan ölüyordu. Onun sürekli volta atan haline dayanamayan annesi sonunda isyan etti.
“ yeter artık irfan . Başım döndü. “
İrfan birden durup annesine baktı.
“ Anne farkında mısın ? Ayşegül yok diyorum . Hani ailesinin bize emanet ettiği. Kardeşim gibi gördüğümüz kız . “
Annesi onu onaylayarak başını salladı.
“ Tamam ben de farkındayım . Ama gittik polise 48 saat dolmadan kayıp sayılmaz dediler. Belki de kayıp bile değil .”
İrfan başını iki yana sallayıp kapıya gitti. Evden çıkıp karşı apartmana girdi. Dünden beri on defa çaldığı kapıyı tekrar çaldı. Kızın Telefonu kapalıydı. O yüzden sürekli kapısına geliyordu. Belki eve gelir diye. Yine zili çaldığında bu sefer kapının ardından tıkırtı duyuldu. İrfan heyecanla “ Ayşegül . Evde misin ? Geldin mi ? Kapıyı aç .” diye bağırmaya başladı. Bir kaç saniye içinde kapı aralandığında İrfan hızla içeri girdi.
“ Ayşegül .”
İrfan kapanan kapının ardında kendisine bakan kızı gördüğünde şok içinde kaldı. Öncelikle yaşadığı için büyük bir rahatlama yaşadı. Ancak kızın yüzünü gördüğünde büyük bir öfke hissetti.
“ Onlar mı yaptı ?”
Ayşegül gözündeki morluktan utanarak başını eğdi. İrfan ağladı ağlayacak olan kızı kendine çekip sarıldı. Ayşegül anında ağlamayı koyverdiğinde irfan kardeşi yerine koyduğu kızı sıkı sıkı sardı.
&&
Kapının önünde bir süre sarılı bir şekilde ağladıktan sonra beraber salona geçtiler.
“ Bir ay daha süre verdi. Borcun hepsini getirmezsem bu Sefer öldürürüz dediler . “
İrfan sinirle gülerek ayağa kalktı.
“ Kalk Ayşegül. Polise gidiyoruz .”
“ Onlar bana yardım edemez. Ne olacak zannediyorsun . Bir uzaklaştırma çıkaracaklar. Belki bir de kapıma polis koyarlar beni korusun diye . Sonra ne olur. Kapıdan kafamı çıkardığım anda Bülent beni vurdurur sonra da adamlarından biri gider hapiste yatar. Ben de öldüğümle kalırım .”
İrfan oflayarak geri yerine oturdu. Ayşegül bir yerde haklıydı .
“ peki ne olacak şimdi ,”
Ayşegül başını ona çevirdi .
“ Ya bürün parayı bir ay içinde bulup vereceğim ki bu imkansız. “
“ Eee ,”
“ Ya da kaçacağım .”
İrfan şaşkınlıkla “ Ne ?” dediğinde Ayşegül kendinden emin bir şekilde aklındakileri söyledi.
“ Kaçacağım . Başka şehire gideceğim. Kendime yeni bir hayat kuracağım.”
“ Beni bırakacak mısın ?”
İrfanın kırık çıkan sesi ile Ayşegül üzüntü ile ona baktı. Planının en üzücü kısmı buydu. Kardeşi yerine koyduğu çocuktan ayrılmaktı.
“ mecburum . Ya öleceğim ya gideceğim .”
İrfan hemen başını salladı. Tabi ki Ayşegülün ölmesini istemiyordu .
“ nasıl olacak peki ? “
“ 15 gün verdim kendime. Hem biraz yüzüm düzelir hem de ayarlamaları yaparım . Sonra da sessiz bir şekilde giderim .”
“ Ya seni bulursa ?”
“ Bulacak zaten . O yüzden bir süre kendim gibi olmayacağım .”
İrfan anlamayarak baktı kıza.
“ Anlamadım Ayşegül . Düzgün anlat şunu .”
“ İrfancım ben nereye gidersem bu Bülent beni bulur. Ama onun aradığı kişi uzun siyah saçlı , mavi gözlü bir kız olacak. Yani ben . O yüzden kılık değiştireceğim .”
&&
Bülent tombul parmaklarının arasındaki bardağı ağzına dikerek bütün çayı bitirdi. Doymuş bir şekilde sandalyesinde geriye yaslanıp çıkan göbeğini ovalarken boğazından tırmanan geğiriği serbest bıraktı. Tam yanında olan yakın koruması buram buram gelen sarımsak kokusuna kusmamak için kendini kasarken nefesini tutup bir adım geriledi. Bülent ise hiç bşr şeyden habersiz akşam yemeğinin verdiği keyif ile çekmecesine uzanıp purosunu çıkardı.
“ Abi ?”
Bülent kapıdan giren adamına bakıp göz kırptı. Normal de çok karizmatik duran bu hareket neredeyse 150 kilo olan Bülent’te bir pandanın gözünü açıp kapatması gibi durmuştu. Adamları tabi ki bunu dışından dile getirmediler .
“ Abi şu Ayşegül . Bir işler çeviriyor gibi .”
Bülent yaslandığı yerden doğruldu.
“ Nasıl işler ?”
“ Günlük hayatına devam ediyor . Ama sürekli işten sonra evine kapanıyor . Bi de şu arkadaşı oğlan . Sürekli Ayşegülün evinde .”
Bülent sırıtarak geri yerine yaslandı.
“ Sevgili yapmıştır orospu. Ölmeden önce zevkli dakikalar geçirecektir .”
Bülentin sırıtması ile bir kaç adam da güldü .
“ Takibe devam edin . Kaçmaya kalkarsa hemen tutup getirin .”
&&
İrfan endişe ile salona doğru yürüdü. Elindeki poşetleri masaya bırakırken Ayşegül de hemen arkasındaydı . “
Aldın mı dediklerimi ?”
“ Aldım aldım .”
Ayşegül poşeti karıştırırken gülümseyerek arkadaşına baktı. Dayak yediği günün üzerinden üç hafta geçmişti. Yüzü neredeyse iyileşmişti . Ve ona verdikleri süre azalmıştı. Bir hafta sonra ya parayı verecek ya da ölecekti. Ama Ayşegülün ikisini de yapmaya niyeti yoktu. Bu gece gidecekti.
İrfan ona üzüntü ile bakıyordu. Kendisinden uzaklaşacak olması çok sinir bozucuydu. Üstelik ona ulaşmasınlar diye bir süre irtibatta kuramayacaklardı.
“ Bakama şöyle melül melül. “
“ Gitmeni istemiyorum . “
“ Ölmemi mi istiyorsun ?”
“ Tabi ki hayır .”
“ O zaman bana yardım et. Hadi .”
İrfan eline traş makinesini alıp Ayşegül ile banyoya ilerledi. Kız onun önüne oturduğunda beline kadar gelen güzelim saçlarına üzülerek baktı.
“ Asker traşı mı yapayım ?”
“ Abartma be . Senin ki gibi yap işte .”
İrfan içi giderek ilk darbeyi yaptı. Kızın saçları aşağıya akarken Ayşegül gözlerinin dolmasına engel olamadı. Yollardır özenle bakıp uzattığı saçları yeri siyaha boyarken derin nefesler aldı.
“ Keşke peruk alsaydık .”
“ Sürekli takıp çıkarmam gerekirdi. Üstelik yakalanma riskim de büyürdü. “
“ Haklısın.”
Yaklaşık yarım saat sonra irfan işini bitirdiğinde kız üzerindeki kılları silkeleyerek ayağa kalktı. Aynaya yaklaştığında bir an gözlerini kapadı. Eliyle bir kaç kere sıvazlayıp kendine baktı. Erkeğe benzemişti. Nefesini vererek arkadaşına döndü ancak onun gözlerinde görmeyi beklediği hüzün yerine bir hayranlık ile karşılaşınca şaşırdı.
“ İrfan ?”
İrfan gözlerini Ayşegül’den alıp “ Çok yakışıklı oldun lan .” dedi. Tamam Ayşegülün istediği de buydu. Bir erkek gibi görünmek. Belli ki bu istediğini de elde etmişti. Ancak onun kafasına takılan yıllardır kendisine kardeş gözüyle bakan adamın şimdi hayran hayran onu izlemesiydi.
“ İrfan sen hayırdır ?”
İrfan hayalden uyanır gibi silkindi. Kendini toparlayıp “ Ne ?” dediğinde Ayşegül kaşlarını çatarak arkadaşına baktı.
“ Şimdiye kadar bana bakmayan sen erkeğe benzeyince bi gözlerin parladı. Bana bak sen ne saklıyorsun ?”
İrfan gözlerini kaçırarak banyodan çıkarken “ Bir şey saklamıyorum . Hadi diğer şeyleri halledelim .” dedi. Ancak Ayşegül aklına gelen ihtimal ile “ Lan . Sen erkeklerden mi - yani sen şey mi ? İrfan dur .” diye yarım yarım konuşarak adamı takip etti. Halen şaşkındı. İrfan ise gözlerini hiç bir şekilde ona çevirmiyordu .
“ Sana inanmıyorum . Benden bunu nasıl saklarsın .”
İrfan kızın cinsel kimliğini anladığını farkedip pes ederek ona baktı. Şimdiye kadar saklamıştı ama son anda kendini ele vermişti. Ama onun suçu yoktu. Kız zaten güzeldi eyvallah . Ama şu an görüntüsü baby face dedikleri türden yakışıklı biri gibiydi. Kısa bir an onu erkek gibi hayal etmişti.
“ Beni yargılarsın sanmıştım .”
İrfanın içine kaçan sesi ile Ayşegül derin bir nefes aldı.
“ Sana şu an çok kızgınım . Benim seni yargılayacağımı nasıl düşünürsün . Biz kardeş değil miyiz ? “
İrfan gözleri dolarak Ayşegül’e sarıldığında beş dakika kadar öyle kaldılar. Sonrasında irfan ayrılıp gözlerini sildi.
“ Hadi seni hazırlayalım .”
Ayşegül poşetten çıkardığı büyük korseye baktı. Bunu göğüslerine saracaklardı.
“ Zaten küçücükler. Bunu sarınca hiç görünmezler . “
Ayşegül arkadaşına kötü kötü bakıp arkasını döndü. Odasına gidip korseyi göğüslerine sardı. Gerçekten de hiç yok gibi olmuşlardı. Buna da morali bozuldu. Ama istediği de buydu. Oflayarak irfanın getirdiği erkek kıyafetlerini giydi. Üç haftadır kaşlarını aldırmamıştı. Kalınlaşmıştı. Aynaya baktığında nefesini tuttu. Bu görüntü onu üzmüştü. Ölmemek için erkek olmuştu .
&&&
“Bu çanta sana yetecek mi ?”
İrfan ile kapıdan çıkıp evi kilitledi. Anahtarı da irfana verdi. Adam yarın gelecek kalan kişisel eşyalarını alacaktı.
“ Mecburum . Elimde koca valizle çıkarsam anlarlar. Zaten kaç haftadır beni izliyorlar .”
Evet bunu da geçen hafta anlamıştı. Bülentin adamları sürekli onu izliyordu. Üzerine deri montunu giyip sırtını dikleştirdi.
“ ismin ne olacak ?”
“ Özgür .”
Ayşegül bu ismi çok düşünmüştü. İsmin anlamı gibi artık özgür olmak istiyordu .
İrfan “ Özgür “ diye mırıldandı.
“ Yakıştı sana .”
Ayşegül ona gülerek koluna vurdu. Onu çok özleyecekti. Apartmandan önce Ayşegül çıktı. Hiç bozuntuya vermeden ağır adımlarla sokağı boydan boya yürüdü. Köşeyi dönüp beklemeye başladı. On dakika kadar sonra önünde duran arabaya atlayıp derin bşr nefes verdi. İrfan ondan on dakika sonra çıkmıştı. Evin Işık’larını bilerek açık bırakmıştı ki Ayşegülü halen evde sansınlardı. Kararmaya başlayan havada Yaklaşık yarım saat süren yolculuktan sonra otogara geldiler .
“ Muavine para verdim . Otobüse biletsiz bineceksin . Kocaeline varınca da sana verdiğim adrese git direkt. Babamın askerlik arkadaşı var orada . Gerçi adam ölmüş ama oğluna ulaştım. Babasının arkadaşı olduğunu öğrenince seve seve yardım edeceğini söyledi adam . Seni bekliyor. Direkt benim babamın adını ver. Benim kardeşimmişsin gibi davran .”
Ayşegül başını sallayıp sıkıca sarıldı arkadaşına.
“ Her şey için çok sağol irfan. Sen olmasan ben ne yapardım . “
&&
Ali ağzında tutturduğu ıslık ile elleri cebinde yürüyordu. Kahvehaneyi kapatmış evine gidiyordu. Normalde bu kadar erken kapatmazdı ama bu gün misafiri gelecekti. Bu yüzden milleti evine göndermiş ve kendisi de evine yollanmıştı.
“ Ali .”
Ali isminin seslenildiğimi duyunca adımlarını durdurup arkasına döndü. Akasya koşarak ona doğru geliyordu . Ali ellerini cebinden çıkarıp duruşunu düzeltti. Kız tam karşısına geldiğinde sarılmak için hamle yaptı ancak Ali kendini geri çekip sadece baş selamı verdi. Sokak ortasında bir kızla samimi olmak ona tersti. Üstelik bu mahalle dedikodu kazanı gibiyken kendisinin değil kızın adının çıkacağı garantiydi.
“ İyi akşamlar .”
Ali’nin hareketi ile kızın yüzü asılsa da onu tanıdığı için çok da üzerinde durmadı. Ali eski adetleri bilen saygılı bir gençti. Şimdiki gençlerin aksine bu tür şeylere çok önem verirdi . Sokakta , köşe başlarında , parklarda oynaşan gençleri gördüğü zaman bile sinirlenirdi.
“ İyi akşamlar Alim .”
“ Nereden böyle akşamın bu saatinde ?”
Ali’nin hesap soran tarzda çıkan sesi ile Akasya iç çekerek omuzlarını silkti.
“ Fadik ile beraberdik. Eve geçiyorum şimdi .”
“ Gel ben bırakayım seni . Bu saate sokakta yalnız yürüme .”
Akasya mutlulukla başını salladı. İkili yan yana yürümeye başladığında Akasya ellerini arkada birleştirip sekerek yürür gibi ilerledi. Ali ise ellerini yine cebine sokmuştu. Düz bir ifade ile karşısına bakıyordu. Akasya açık açık ona bakarak yürüdüğünden önüne çıkan taşı görmedi ve takılarak öne doğru eğildi. Ali refleks ile ellerini cebinden çıkarıp kızı kolundan tuttu. Kız doğrulduğu anda ise ellerini geri çekti.
“ İyi misin ?”
“ İyiyim Alim .”
“ Önüne bakarak yürümelisin .”
Ali gözlerini devirerek tekrar yürümeye başladığında Akasya da ona ayak uydurdu.
“ Benim bir suçum yok ki Alim . O kadar yakışıklısın ki sana bakmaya doyamıyorum.”
Ali sıkıntılı bir nefes vererek ona baktı. Bu tür şeylerden hoşlanmıyordu .
“ Akasya . Böyle yapma “
Kız adımlarını durdurduğunda Ali de ona uyarak durdu .
“ Nasıl yapmayayım .”
“ Böyle işte. Sürekli bana iltifat ediyorsun . Eyvallah. Ama sen bir kadınsın. Biraz kendini ağırdan sat. Yani daha kibar nasıl söylenir bilmiyorum .”
Akasya kaşlarını çattığında Ali bir eli ile saçlarını karıştırdı .
“ Anla işte kızım . Sürekli bana yürüyormuşsun gibi hissediyorum .”
“ Ali biz sözlüyüz . Sana sevgimi göstermem çok doğal .”
Ali sıkıntılı bir nefes aldı. Düşüncelerini tam olarak anlatmıyordu . Belki de doğru kelimeleri bulamıyordu . Evet kızın sözlerinde bir şey yoktu ama nedense Aliye böyle şeyler çok yapmacık geliyordu.
“ Tamam haklısın . Hadi daha fazla geç kalma . Anan baban merak eder .”
Akasya bozulmuş suratı ile önüne döndü. Ali’nin ona güzel sözler söylemesini istiyordu ama Ali hiç bir zaman öyle romantik biri olmamıştı.
“ Gece gece hayırdır gençler ?”
Ali karşıdan gelen İlyası gördüğünde yüzünü buruşturdu. Aynı okulda okumuş aynı sokaklarda büyümüşlerdi ama İlyasın karakterini bir türlü sevememişti . Çok kaypak bir adamdı. O da henüz evlenmemişti.
“ Sözlümü eve bırakıyordum İlyas . Hayırdır sen nereden böyle ?”
İlyas sırıtarak ikiliye baktıktan sonra “ Geziyordum öyle “ diyerek onu geçiştirdi . Ancak bu geçiştirme Aliyi hiç ikna etmedi . Yine de ses etmedi . Vedalaşarak oradan uzaklaşırken Akasyanın iki kere arkaya dönüp baktığını fark etti.
“ Önüne dön .”
“ Çok korkutucu biri . “
“ Bizi ilgilendirmez .”
Akasya omuzunu silkerek yürümeye devam etti.
Ali, Akasyayı evine bırakıp kendi evine döndüğünde neredeyse gece yarısı olmuştu. Akasyayı eve bırakırken kız ona sarılmak istemişti ama Ali yine kendini geri çekmişti. Evlenmeden önce bunu doğru bulmuyordu . Ya da bu sadece bir bahaneydi . Kıza sarılmak içinden gelmemişti.
“Ulan evlenince koynuna nasıl alacaksın Salak Ali .”
Kendi kendine söylenirken saate baktı. Misafiri halen gelmemişti . Geç kalmıştı.
“ Evi mi bulamadı acaba ?”
Telefonu da yoktu ki adamı arasındı. Başka şehirden gelecekti. Yol iz bilmiyor olmalıydı.
“ İnşallah kaybolmamıştır . “
Ali merak içinde dururken kapısının tıklatılması ile ayağa kalktı.
“ Sonunda “ diyerek kapıyı açtığında karşısında gördüğü oğlanla şaşırdı . Kendisinden küçük duran oğlan parlayan kahve rengi gözleri ile ona bakıyordu . Siyah saçlı kısa biriydi. Elinde orta boy bir çanta vardı. Çekingen bir şekilde Aliye bakıyordu.
“ Ali Bey ?”
Ali oğlanın ince çıkan sesini duyunca gülmemek için kendini sıktı.
Ulan kız gibi sesi var diye içinden geçirirken başını salladı.
“ Benim .”
“ Ben Özgür . Hüseyinin kı-oğluyum .”
Karşısındaki oğlan yüzünü buruşturup cümlesini toparlarlarken Ali kenara çekilip kapıyı açtı.
“ Geç içeri birader . Hava çok soğuk “
Oğlan ayakkabısını çıkarıp içeri girerken kapıyı hızla kapattı. Evin içi soğumuştu iki dakika da
&&&