Odamın yalnızlığında, berjerde tüneyerek oturmuş vaziyette, bakışlarım pencereden arka bahçeye sabitlenmişti. Keje'yi bekleyen kaderi düşünürken içimi derin bir hüzün kaplıyordu. Keje'nin ailesi geldiğinden beri sessizlik bozulmuştu. Keje'nin annesinin bitmek bilmeyen hıçkırıkları ve delici çığlıkları konağın içinde yankılanıyor, benim tenha sığınağıma bile ulaşıyordu. Bir annenin ağıtının ıstırabı kulaklarımı dayanılmaz bir acıyla dolduruyordu. Çiğ ve çaresiz bir yakarış olan sesi kalp tellerimi yırtıyordu âdeta. Bu bir çaresizlik senfonisiydi, sadece bir annenin bilebileceği dipsiz acının bir vasiyetiydi. Odamın duvarları üzerime kapanıyor, beni onun üzüntüsünün ağırlığıyla boğuyor gibiydi. Ona teselli vermeyi, acısını bir nebze olsun hafifletmeyi arzuluyordum ama böylesine büyük bir