Maşalı sarı saçlarımı öne eğilerek kabartmıştım, üstümdeki süper kırmızı mini bembeyaz tenimle adeta ahenk içinde görünüyordu. Dumanlı makyajımı tazeleyip, son bir kez daha aynaya bakmıştım. Koyu siyah gözlerimle makyajım bütün bir şekilde dururken,
-"Bu gece bomba gibi görünüyorsun sevgilim."
Bulut aynadan bana bakıyordu, elini belime koymuştu. Kıkırdamıştım, Bulut beni süzerken boşta kalan tek eliyle siyah gömleğinin açık kalan düğmelerini takmıştı. Kumral saçlarını geriye doğru düzeltip,
-"Tuana aradı, mekanda bizi bekliyormuş."
Bulut'a aynadan bakıp sırıtmıştım.
-"Hazırım sadece parfüm sıkacağım."
Çantamı eline alıp, yatak odasından çıkmıştı. Ayağa kalkarak elbisemi düzeltmiştim, kırmızı sivri topuklu ayakkabılarımı giyip, parfüm sıkmıştım. Tam anlamıyla geceye hazırdım işte!
Bulut'un ikimize özel tuttuğu bu ev çok aşırı büyük değildi, tamamen ikimize özel eşyalara sahip şirin bir evimiz vardı. Dış kapıya yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu, ıslık çalıp,
-"İşte benim güzelim! Kırmızılar içinde çok çekicisin..."
Elimi kavrayıp beni kendi etrafımda döndürmüştü, dudağımı sert bir şekilde öpüp,
-"Çıkmasak mı? Canım seni evde yemek istedi."
Gülmüştüm,
-"Söz verdik, gitmemiz gerekli biliyorsun."
İç çekmişti, ela renkli gözleri kısılıp kapıyı açarken,
-" Gece benimsin sonuçta."
Dil çıkarıp kapıdan dışarı çıkmıştım. Bulut, arabanın kapısını açıp beni koltuğa yerleştirmişti. Arabayı çalıştırdığı sırada,
-"Gazetecilere dikkat etmeliyiz, görüntü verirsek yine ailemle problem yaşarız canım."
Bulut yakasını düzeltip,
-"Tamam ara sokaklardan giderim, ama bu duruma epey canım sıkılıyor biliyorsun değil mi?"
İç çekerek,
-"Biliyorum benim de ama, kabullendiremedim daha ne yapabilirim?"
Kaşları çatılmıştı, cevap vermekten çekinir hali vardı.
-"Bir senedir ilişkimizi saklamaya çalışıyoruz, bundan gerçekten sıkıldım."
Bulut gözlerini yoldan ayırmamıştı, söylediklerine katılıyordum ama ailem onu istemiyordu. Onun için annemle ve babamla epey zorlu bir yola girmiştim ama kendisi çok çabaladığımı düşünmüyordu. Sürekli bu konu yüzünden tartışıyorduk, açıkça konuşmak gerekirse bu konudan epey yorulmuştum.
-"Bulut, şu an bunları konuşmak istemiyorum."
Boğazını temizlemişti, gaza yüklenmişti. Ara sokaklardan epey hızlı geçiyorduk, bir süre sessizce yola devam etmiştik. Yarım saat sonra mekana yaklaştığımızda, Bulut etrafa hızlıca göz atmıştı. Etrafta pek kimse yoktu, gömleğinin kollarını düzeltip arabadan inmişti. anahtarı valeye uzatıp kapımı açarak,
-"Elbiseni hafif düzeltsen iyi olur, çok kaymış."
Önümü kapatmıştı, iç çekip elbisemi düzelttikten sonra arabadan inmiştim. Elimi sımsıkı kavradığında,
-"Özür dilerim, seni kızdırmak istemedim güzelim."
Yanağımı öpmüştü, elini okşamıştım. Güvenlik sırayı kontrol ederken, bizi fark edince kapıyı açmıştı, ceketini ilikleyip selam verip tekrar sıraya dönmüştü. Mekan pek kalabalık görünmüyordu, Bulut eliyle belimi sımsıkı kavramıştı,
-"Locada oturuyor, bu taraftan geçelim orada çok erkek var."
Gözlerimi barın diğer tarafına yöneltmiştim. Bulut belimi daha da sıkı kavrayıp,
-"Nereye bakıyorsun?"
Saçlarımı arkaya doğru atmıştım,
-"Sadece etrafa baktım."
Boynumu öpmüştü,
-"Çok dikkat çekicisin, insanlara bakıp daha da dikkat çekmeye gerek yok bence güzelim."
Göz devirmiştim, Bulut'un bu gece beni çok sıkacağı aşikardı. Locanın merdivenlerinden çıkmıştık. Tuana elindeki kadehi havaya kaldırıp,
-"Sonunda geldiniz! Beni ektiğinizi düşündüm."
Kafamı sağa sola sallamıştım, Bulut'un kolunu üstümden atarken Tuana'ya koşup sarılmıştım.
-"Seni çok özledim!"
Tuana yanağımdan öpüp, kadehini dikmişti.
-"Ben de seni çok özledim, nasılsın canım görüşmeyeli?"
Siyah uzun saçlarını omzuna almıştı, koyu kahve gözleriyle beni inceliyordu. Kafasını sağa yatırıp,
-"Annenler seni çok özlemiş, bir ara gitsen iyi olur."
Boğazımı temizlemiştim, kadehimi elime alırken,
-"Uğrayacağım, sen de neler var neler yok?"
Tuana dudağını ısırmıştı,
-"Hakan'ı terk ettim, beni aldatıyormuş."
Gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı,
-"Ne! Nasıl- yani kiminle!"
Kafasını sağa sola sallayıp bir kadehi daha kafasına dikip,
-"Şu an buna kafa yoracak değiliz değil mi? Eğlenmek istiyorum Destina."
Yanağından süzülen gözyaşını silmişti, kadehleri tokuşturmuştuk. Bulut bara gitmişti, Tuana ayağa kalkıp müziğe eşlik etmeye başlamıştı.
-"Ben onu çok sevmiştim, ama o beni kaltak yakın arkadaşıyla aldattı!"
Gülmeye başlamıştı, sinirinin epey bozuk olduğu aşikârdı. Elini kavramıştım,
-"Tamam canım, bırak şimdi Hakan'ı."
Masadan bir shot vodka almıştı, kafasına dikip dans etmeye başladığı sırada yavaş yavaş bana doğru ritimle yürümeye başlamıştı. Ellerimden tutup beni de ayağa kaldırdıktan sonra,
-"Bana eşlik et!"
Tuana kalçasıyla bana sürtünerek dans ediyordu, masadan küçük bir shot bardağını eline alıp,
-"Hadi ama! Çok nazlısın bu gece!"
Dudaklarımı aralayıp bardağı boşaltmıştı, çenemden akan içkiyi Tuana parmağıyla alıp yalamıştı, birbirimizle yakın temasta dans etmeye başladığımızda,
-"Aşağı dans pistine gidelim! Burası çok dar."
Elimden tuttuğu gibi beni aşağı indirmişti, müzik sesi daha da net geliyordu, Tuana beni dans pistine sürüklerken garsondan bir kadeh almıştım,
En sonunda elimi bıraktığında kadehi bir kaç yudumda bitirmiştim, Tuana epey cüretkar dans etmeye başlamıştı. Etraftan ıslık sesleri yükselirken ışık sadece bize vurmaya başlamıştı,
Bu sefer Tuana'ya ben sürtünerek dans etmeye başlamıştım, kalçamı okşayarak eşlik ediyordu. Arada ayrılıp sırt sırta dans ediyorduk Tuana eliyle boynumu kavramıştı, yanağımı yaladığında ben de onun poposunu kavramıştım. Etraftan ıslık sesleri yükseliyordu,
-"Biraz daha coşturalım!"
Tuana sırıtıp, eliyle elbisemin üstünden kalçamı sıkmaya başlamıştı, dudağımı ısırıp sırtımı ona yaslamıştım.
Boynuma gelen ıslak öpücükle ürpermiştim,
-"Çok cüretkarsın! Benimle böyle dans etmemene üzüldüm bebeğim!"
Bulut arkama yaslanmıştı, dudağımı ısırıp ona kalçamı sürtmeye başlamıştım. Bulut, ellerini kalçama yerleştirmişti Tuana, önümde durarak benimle dans etmeye devam ediyordu.
Loca'ya çıktığımızda Bulut beni kucağına oturtmuştu, Tuana çok sarhoştu,
-"Hakan nerde, Bulut arkadaşını neden getirmedin?"
Bulut öksürmüştü,
-"Bilmiyorum? En son geçen Perşembe görüştük Tuana."
Gülmeye başlamıştı, içkileri tazeleyen garsona bakıp,
-"Hey yakışıklı, adın ne?"
Garson cevap veremeden Tuana onun elinden tutup koltuğa oturtmuştu,
-"Tuana! Hadi gel seninle lavaboya gidelim."
Tuana eliyle bana git işareti yapmıştı, garson koltuktan hızlıca kalkıp,
-"Ben boşları alayım!"
Hızlıca uzaklaşmıştı, Tuana arkasından,
-"Aman! Yedik sanki seni!"
Bağırdığında gülmeye başlamıştım, Bulut yutkunup,
-"Tuana çocuğu ürküttün, yavaşça yaklaşmalısın pat diye değil!"
İç çekip koltuğa oturmuştu, Bulut kulağıma,
-"Eve kadar bekleyemem güzelim, çok seksisin beni kendimden geçiriyorsun!"
Dudağımı yalamıştım, onu daha da delirtmek için kucağında sürtünürken nefesi kesilmişti, beni ayağa kaldırıp,
-"Tuana biz birazdan geliriz, garsonu rahat bırak."
Tuana Bulut'a hareket çekip, içki içmeye devam etmişti. Bulut elimle kalçamı sıkıyordu,
-"Bak şurada seni yemek daha cazip!"
Beni kadın tuvaletine doğru ittirip kapıyı kilitlemişti. Dudaklarımı koparırcasına öpüp, eliyle her bir noktamı okşamaya başlamıştı.
Beni kucağına alıp lavaboya yaslamıştı, pantolonunun fermuarını açıp elbisemi yukarı çekerken,
-"Bu kadar seksi dans ettiğini bilmiyordum."
Kaşımı kaldırmıştım,
-"O kadar seksi olduğumuzu bilmiyordum."
Bulut sırıtıp dudağıma yapışmıştı. Kaslı vücudu yay gibi gerilmişti, kollarımı omuzlarına atmıştım. Bir elimi pantolonuna koyarak,
-"Bak bu ne kadar seksi olduğunun kanıtı! Dans pistinde resmen ağzımın suyu aktı bebeğim!"
Kıkırdamıştım, eliyle kalçamı sıkıp sertçe şaplak atıyordu. Bulut dudağını ısırmıştı, parmağıyla tangamı yana kaydırıp aniden içime girdiğinde dudaklarına inlemiştim. Boynumu morartana kadar öperek içime gir çık yapıyordu. Kendimi ona bıraktığımı anlayıp, daha da hızlanmıştı. Seslerimiz iyice boğuklaşmıştı, Bulut vücudunu bana yapıştırıp kulağıma inliyordu. İkimiz de aynı anda geldiğimizde nefeslerimiz birbirine karışmıştı. Bulut dudağımdan öpüp beni ayağa kaldırdıktan sonra,
-"Hala doyduğumu sanmıyorum, ama evde devamını isteyeceğim kesin."
Gülmüştüm, popoma şaplak atıp pantolonunun fermuarını çekmişti. Aynada boynuma bakıp,
-"Çok morartmışsın sevgilim!"
Omuzlarını havaya kaldırmıştı,
-"İz bırakmak suç mu?"
Saçlarını düzeltip lavaboya yaslanmıştı, saçlarımı ve elbisemi düzeltip,
-"Değil ama pek sevmiyorum."
Bulut iç çekip,
-"Dayanamadım ne var? Buz tutarız geçer güzelim."
Elini tutup, yürümeye başlamıştım. Bulut önde ben arkada lavabodan çıktığımızda kapıda dikilen sarışın ve kızıl saçlı kız bizi süzmeye başlamıştı. Kızıl olan saçını arkaya atıp,
-"İşiniz amma da uzunmuş!"
Aralarında kıkırdamışlardı, Bulut dudağını kıvırıp,
-"Canınız istedi herhalde? Bu gece bulursunuz hala şansınız var."
Kızlar gözlerini kısıp içeri girdiğinde, Bulut'u cimciklemiştim,
-"Çok ayıp! Öyle söylenir mi?"
Bulut benimle yürümeye devam ederken,
-"Onlar kapı dinleyince suç değil, benim dediğim mi suç!"
Bulut'la bu konuda hafif tartışmıştık, locaya çıktığımızda Tuana garsonla öpüşüyordu! Boğazımı temizleyip koltuğa oturduğumda, Tuana garsondan hızlıca uzaklaşıp,
-"Benim kokteylim nerede?"
Garson kravatını düzeltmeye çalışıyordu, sersemlemişti. Tuana elbisesinin omuzlarını kaydırıp saçlarını savurmuştu. Garson koşar adımlarla uzaklaşırken Bulut kahkaha atıp,
-"Tuana çok hızlısın güzelim!"
Tuana taşan rujunu parmağıyla düzeltip, cevap vermeye tenezzül etmeden arkasına yaslanıp etrafa bakıyordu.