Melike’nin yüzündeki telaş, her şeyi belli ediyordu. Aslında korkuyordu. Korkması çok normaldi. O adamın buraya kadar geleceğini ve onu bulacağını hiç düşünmemiştik çünkü ailesi ve Boran denen adam burada olduğunu bilmiyordu. Ailesinden ve Boran’dan kaçmak ve onların istediğini yapmamak için onlardan gizli tahinini Karadeniz’e aldırmıştı. Şansına da burası çıkmıştı. O adamın arkasının çok sağlam olduğunu, her yerde adamı olduğunu söylemişti. Ne yapıp edip onu bulmuş olmalıydı. Onun şu an yaşadığı korku ve stresi en iyi ben anlardım. İkimizin başında da büyük bir bela vardı. Bu belalar bizi güçsüzleştirmek ister gibi her an saldırıyordu. Kurtulmak istiyorduk ama olmuyordu. Bazen insanın elinde olmuyordu. Çaresiz kalıp bitmesini beklemek mi daha iyiydi yoksa her olumsuzluğa rağmen savaşmak