Hâla çalmakta olan telefonu elime aldım. Görüntülü aramaydı, hemde ZEHİRDEN. Ya aşkım beni merak etmiş. Ne kadar da tatlı değil mi? Tabi içten içe ona aşkım dediğimi duysa ağzıma edebilirdi. Ya da ‘aşkım mı? Ciddi misin? Bir daha görüşmesek iyi olur.’ Diyerek kaçabilirdi de. Emin değilim. Ve ne kadar dengesizim şuan onu anladım, biraz önce ağlamaklı olduğumu hatırlıyorum. Belki de Zehir’in yan etkisidir. Saçımı başımı düzeltip sırtımı yatak başlığına yasladım. Ardından aramayı yanıtlayıp siyah ekranda onun yüzünin belirmesini zevkle izledim. “Selam!” Dedim gülümseyerek. Üzerimde hâla okuduklarımın kırgınlığı olsada bunu yansıtmadığıma inanıyordum. “Aleyküm Selam.” Dedi her zamanki donuk ifadesiyle. Bu donuk hallerine o kadar alışmıştım ki sıradan gibi geliyordu. “Neden aramış