Geceler, hırçın bir dalga gibiydi. Geçtiği yerleri yıkan, gelmeden önce şiddetini hissettiren ve bizi büyük bir boşluğa sürüklemeye meyl eden. Ruhumuza ilmeklediğimiz kelimeleri, bir yılanın zehriyle harmanladığımız dilimize yaydığımız anlarda çoğu zaman karşımızdaki kişinin ne düşündüğünü umursamazdık. Oda öyleydi. Karşısındaki kişinin ne düşündüğünü umursamadan dilindeki zehri kusmaktan çekinmiyordu. Adına yakışır bir kişiliği vardı. Sözlerini başta kavrayamamıştım. Ya da kavramak istememiştim bilmiyorum. Bunun hayal ürünüm olmasını ve kulaklarımın yanlış duymasını çok isterdim. Ben ve küçük hayal dünyam... “Pardon?” Sesim duyduğum cümlenin şoku ile inanamaz bir tonda çıkmıştı. Siyah tutamlarına elini daldırdı ve heybetli bedeninin gölgesini üzerime düşürdü. “Lafımı tekrarlam