9. Gizli Hedef

1445 Words
İstenmeyen görevler bazen omuzlarımıza bırakılan en ağır yüklerdir. Eğer bu görevler bir mecburiyete dönüşürlerse bu normal bir iş olmaktan çıkar ve her şey sonu görülemeyen bir yola sapar. Görev tanımının dışına çıkalı uzun zaman olduğunu düşünen yaşlı adam yeni işinin de diğerlerinden bir farkının kalmayacağını biliyordu. Yapması gerekenler boynunu o kadar çok büküyordu ki idam mahkûmlarına verilen son dilek haklarının kendisine verilmediğini düşünüyordu bazen. Eğer tahminlerinde haklı çıkarsa çok yakında işler sarpa saracaktı. İşte, bunları önceden öngörebildiği ve doğru hamlelerle ters gidebilecek şeylere engel olabileceği için buradaydı şimdi. Belki bunu yapabilirdi ama elini kolunu bağlayan diğer konulara karşı artık mücadele edebilecek gücü bulamıyordu kendinde. Çalan kapıyla dalgınlığından bir anda sıyrıldı yaşlı adam. Zihni o kadar karışıktı ki yapacaklarına odaklanamıyordu. Bazen neyi nasıl yoluna koyması gerektiğini bilemiyor olsa da bunun fazla uzun sürmeyeceğini umuyordu. İçeri gelen sekreterinin güvenlik şefinden getirdiği dosyaları bir kenara bırakmasını izledi ve çıkmadan önce “Bayan Moore” diyerek durdurdu kadını. Daha sonra, “Bayan Rogan ve Bay Harbert geldiği zaman bana haber verin olur mu?” diye sordu. “Elbette Bay Belmonte.” diyerek yanıtlayan sekreteri gidince, kadının şimdi güvenliği arayarak profesörlerin CTA kampüsüne giriş yaptığı anda kendisine haber vermelerini isteyeceğine emindi. Bilgisayarından haber sitelerine göz atan Bay Belmonte Vekil Müdürlüğünü yaptığı yerin geçmişi hakkında da birkaç tanıtım yazısına denk geldi. Burası S&R Vakfı’nın büyük mali kaynaklarla kurduğu kompleks bir yapının sadece küçük bir parçasıydı ve dış cephesi her ne kadar tarihi bir görünüme sahipse de iç tasarımı son derece moderndi. Tarihi mimarisinden dolayı bu yer sonradan CTA adıyla kurulan bir merkeze devredilerek araştırmalara adanmıştı. Araştırmalarına sponsor arayanlara ya da daha donanımlı bir çalışma ortamı isteyenlere sağladığı desteklerle de tanınıyordu. CTA son günlerde araştırma projelerine harcanan bütçeyle çok fazla gündeme geldiği için S&R Vakfı tarafından sıkı bir denetime girmişti. Vakıf bu yüzden Bruno Belmonte’yi Vekil Müdür olarak atamıştı ancak paravan bir görevden ibaretti onunkisi. Çünkü o, S&R Vakıf İdaresi tarafından CTA’da inceleme yapmakla görevlendirilmiş bir uzmandı. Bütçe konusunda tek yetkili kişi olduğu için vekil kimliğine bürünmüştü. Vakfın kurduğu bir komisyon vakıf genelinde bir inceleme yaparak gelir gider dengesinde bir açıklık olup olmadığını inceleyecekti. Tüm değerlendirmeler sonucunda vakfa ait bütün alt kurumların bütçelerinde kısıtlamaya gidilecekti. Bu karar her ne kadar vakıf idaresine bağlı gibi görünse de CTA’ya ayrılan bütçe, komisyonda tamamen Belmonte’nin inisiyatifine bırakılmıştı. Bu sebeple burada gelecek vadeden araştırmalar yapıldığına dair ikna edilmesi gerekiyordu. Aksi takdirde CTA’ya ayrılan bütçe Belmonte tarafından kesintiye uğratılacaktı. Özel olarak görevlendirildiği bütçe araştırmasını ciddi bir şekilde inceleyen Vekil Müdür projelerin mali kayıtları konusunda da çok titiz davranıyordu. Bunlardan bazılarına bir süredir finansal destek istendiğini biliyordu ve desteklenmesi gereken projeler için görüş bildiren raporunu çoktan sunmuştu vakıf yöneticilerine. Vakıftaki idareciler atama kararını kendilerinin verdiğini düşünerek incelemeleri sırasında Belmonte’ye müdahil olmuyorlardı, ancak tek sorumluluğu holding başkanına karşıydı ve buradaki asıl görevi sadece AYP ile ilgiliydi. Belmonte, patronu Bay Rutherford’un sandığından daha zeki bir adam olduğunu düşünüyordu. Çünkü Rutherford bir süredir aradığı bazı kanıtların burada, CTA binasında olduğuna inanıyordu ve bu yüzden el altından vekil müdürlüğe atanmasını sağlayarak burada bir iz bulmasını istemişti. Paravan işiyle de kendisi adına çalıştığını herkesten gizlemek istiyor olmalıydı. Bay Rutherford’un hareketlerinden anladığı bir şey varsa o da her ne yapıyorsa bunu kimsenin bilmemesi gerektiğiydi. Aklına gelen tek şeyse yıllar önce Sandiford ve Rutherford ailelerini sarsan trajediyle ilgiliydi. Eğer kanıtları zamanında bulamazlarsa izler daha da soğuyacak veya onlara ulaşmalarını istemeyen kişilerce tahrip edilecekti. O zaman Bay Rutherford çocuklarını asla bulamazdı ve onlar sonsuza dek kayıp olarak kalırlardı. Altın Yıldız Projesi’ne gelince de onunla ilgili bulduğu her şeyi tam kapsamlı bir rapor haline getirerek S&R Holding’in başkanı Johannes Rutherford ile görüşecekti. AYP ekibinin çalışmalarında Bay Rutherford tarafından özellikle araştırılması istenen bazı detaylar vardı. Kızları kaybolduğundan beri yaşanan olayların zaman çizelgesi, AYP çalışanlarının başına gelenlerle tarihsel olarak örtüşüyordu. Her iki vakanın da olay örgüsünde benzerlikler vardı. Bu noktadan hareketle doğru iz üzerinde olduklarını düşünerek Bay Rutherford’un da kararıyla proje desteklenecekti, fakat bu destek vakıftan gelmeyecek bizzat holding başkanı tarafından sağlanacaktı. Bundan sonra AYP ekibi vakfa bağlı çalıştığını sansa da aslında doğrudan Johannes Rutherford için çalışacaktı ancak bunu hiç kimse bilmeyecekti. Bu gerçekten zekiceydi ve AYP’nin çalışmalarını kendi çıkarları için paravan olarak kullanmak yalnızca Bay Rutherford gibi kurnaz birinin aklına gelebilirdi. Rutherford’un endişelenmeye başladığı ekip liderleri konusu, buraya geldiğinde ilk önceliği değildi ama şu an ilgilendiği tek konu buydu. Özellikle Tyler’dan Harbert ve Rogan’ın iş haricinde aralarında özel bir sorunları olabileceğini düşündüren kavgalarını duyduktan sonra bu konunun üzerine gitmişti ve öğrendiği şey ikisinin de aynı işte çalışırken bu sorunları gizledikleriydi. Dünyanın herhangi bir yerinde prensip sahibi hiçbir kuruluş Harbert ve Rogan’la aynı sorunlara sahip olan kişileri aynı yerde çalıştırmazdı ki bu durum CTA içinde geçerliydi. Bundan sonra ikisi de ekip liderliğine devam edemezdi. Eğer AYP’nin çalışmalarına hâkim olmasalardı çoktan ikisi de kovulurdu ancak ne yazık ki şu an onlar Rutherford’un işlerini kolaylaştırmanın anahtarı konumundaydılar. Harbert ve Rogan gelene kadar Belmonte sekreterinin güvenlik şefinden getirdiği dosyaları inceledi. Joseph Anderson ve Susanne Fisher adlarının yazılı olduğu dosyalar elindeydi. Bay Rutherford’un yeni ekip liderinde aradığı kriterler güven ve sadakatti. Daha önce düşündüğü kişilerden aklına yatan tek kişi Richard Bishop’tu. Susanne ve Joseph’in de özgeçmişleri en az Richard kadar parlaktı. Üstelik güven ve sadakat kriterine de uyuyorlardı. Yeni ekip lideri olarak düşündüğü üç kişinin dosyasını Bay Rutherford’a ulaştırmalıydı. Tyler’ı arayarak “Liste hazır, yanıma gel.” dedi. Kısa bir konuşmanın ardından kapanan telefonla Tyler gelene kadar en az yarım saatinin olduğunu öğrenen Belmonte, arkasına yaslanarak Susanne’nin dosyasını diğerlerinin yanına koydu. Bay Rutherford kimi seçerse seçsin üçünün de işinde çok iyi olacaklarını biliyordu. Bu isimleri tanımak, pek çok konuda avantaj sağlayacaktı kendisine üstelik. Masaüstü telefonu çalınca Richard Bishop’un adında takılı kalan gözlerini çekti. Sekreteri az önce Harbert ve Rogan’ın CTA’ya geldiğini haber veriyordu. Onları odasına çağırmasını söyleyerek telefonu kapattı. Tyler gelene kadar ikisini de resmi olarak ekip liderliğinden alması gerekecekti. Bunun için kısa bir süre bekledikten sonra gelen Harbert ve Rogan’ı kavgalarından haberi yokmuş gibi karşıladı. Vekil Müdür olduğu için ikisi de kendisine karşı çok saygılı davranıyorlardı ama bu buz dağının görünen yüzüydü. Görünmeyen kısmında ise neler sakladıklarını kim bilebilirdi ki. Harbert beklentiyle “Çağrılmamızın nedeni daha önce bahsettiğiniz ekip liderliği mi Bay Belmonte?” diye sordu. İçten içe bu göreve getirilecek tek kişi olmayı umduğu çok açıktı. Onun ellerine AYP’yi teslim etmek akademik bir intihardı. CTA’nın yaşayacağı skandalla da S&R Vakfı’nın imajı yerle bir olurdu üstelik. Araştırma merkeziyle ilişiği kesilip görevinden uzaklaştırıldığından beri Harbert’ın projeye dönmesi söz konusu bile değildi ve bunun böyle kalması gerekirdi. Yine de Bay Rutherford AYP araştırmalarına yapabileceği katkıları düşünmeseydi onun geri dönmesine asla izin vermezdi. Fakat ne yazık ki Harbert CTA’nın imajını zedelese dahi burada olmak zorundaydı. Belmonte, Harbert’ın tepkisini tartmak için “Tam olarak bunun için çağırdım sizi.” dedi. Rogan da bunu bekliyormuş gibi heyecanlanmıştı ve büyük ihtimalle daha önce ona söylediği konuyu düşünüyordu. Uzun zamandır AYP’nin başında olduğu için liderlik yarışında açık ara öndeydi. Sadece akademik geçmişleri göz önüne alındığında Harbert da Rogan da kendi alanlarında aranan isimlerdi ve şu an Belmonte’nin yerinde kim olsa ikisinin ortak çalışmasının ne kadar mükemmel sonuçlar doğuracağını düşünürdü. Onlar hakkında bir şeyleri eşelemeden önce kendisi de aynı fikirdeydi. Aralarında bir seçim yapmak yerine birlikte çalışmalarını isteyecekti fakat artık tam tersini düşünüyordu. Kendisi makam koltuğundayken AYP’deki yerini garantiye aldığını düşünen bu iki profesörün, unvanlarını unutarak seslerini tekrar yükselttiklerine ilk kez şahit olan yaşlı adam, Tyler’ın söylediklerinde haklı çıktığını anladı. İkisi de kendilerine sorun yaratacaktı. Kalmaları durumunda AYP’yi kendi amaçları için kullandıklarından şüphelenip çok soru sormaya başlarlar mıydı, yoksa tek dertleri rekabet miydi? Bu durumda projenin gerçek çıkarını kim koruyacaktı? En azından biri kalmalıydı ki Bay Rutherford AYP’yi yönlendirirken projenin asıl amacını korumaya devam edip çıkarlarını gözetsin. O yüzden ikisinin aynı anda kovulma seçeneğini göz ardı etti. Her ne kadar Bay Rutherford’a sadık olup onun kişisel araştırmalarını aydınlatmaya çalışsa da aynı zamanda kendisi de bir bilim insanıydı. Arkeoloji çalışmalarının korunması da öncelikleri arasındaydı. Önünde birbirlerine seslerini yükselten Harbert ve Rogan’a karşı bu ilk ve son müsamaha gösterişiydi. Proje için hangisinin daha çok yarar sağlayacağına karar verdiği anda diğerinden kurtulacaktı ama o zamana kadar bu katlanmak zorunda kalacağı bir sorundu. “Yönetim, projenin başına gelecek ekip lideri hakkındaki seçenekleri değerlendiriyor.” Belmonte bunu söyledikten sonra profesörlerden bir tepki bekledi. Harbert ise meraklı gibi bir tonda “Ve?” diye sordu. Rogan da nefesini tutarak adını duymayı bekliyordu. “İdare AYP için yeni biriyle çalışmak istiyor. Bu da demek oluyor ki sizler bundan sonra resmi olarak projenin başındaki kişiler olmayacaksınız. Şimdi çıkabilirsiniz.” Hayal kırıklığıyla Belmonte’ye bakan Harbert ve Rogan buna anlam veremiyordu. Harbert, “Yeni ekip lideri kim olacak peki?” diye sorduğunda dudaklarının bir kenarı kıvrılan Belmonte gülümseyerek duraksadı. Onları psikolojik olarak alt ettiğini hissediyordu. Liderlik kavgasına tutuşmazlardı bir daha. Çünkü kendisinin değil yönetimin kararı olduğunu söylemişti. Yönetime de karşı çıkacaklarsa istifa edebilirlerdi. “Geldiğinde görürsünüz Bay Harbert.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD