7. Geçmişin İzleri

1118 Words
Leonard hayatının en kötü anlarından biriyle yüzleşecekti bugün. Hatırlamak istemediği tüm anlar sanki karşısına çıkmak için sıraya girmişti ama bu konuda çok da hevesli olduğunu söyleyemezdi. Ne zaman bir şeyleri geride bırakmaya çalışsa kaçtığı kadar üzerine geliyordu her şey. Çalma listesinden rastgele açtığı şarkılar eşliğinde indiği spor odasında birkaç ısınma hareketine başladı. Daha sonra değişen melodilerle beraber çalışmasına ara vererek ritim tuttu. Bir süre de gittikçe hızlanan koşu bandıyla düşüncelerinin ağırlığından kurtulmaya çalıştı. Evde zaman öldürmek için her türlü bahaneye sarılabilirdi ve canı bugün evden çıkmak istemiyordu. Aslında çoktan hazırlanmış olmalı ve öğle yemeğindeki buluşma için yarım saat içinde evden çıkmalıydı. Bunu istiyor muydu peki? Kocaman bir hayır… Koşu bandı hızlandıkça adrenaline eşlik eden isteksizliği de gün yüzüne çıkıyordu. Ter damlacıkları yavaş yavaş teninden süzülürken hiç istemediği bir buluşma için kendisini ikna etmeye çalıştı. Oraya gidecek ve alacağı muhtemel bir teklifi reddedecek ve ardından evine geri dönecekti. Düşüncede her şey hemen hallolsa da pratiğe gelince çözüm o kadar kolay değildi. Çünkü üzerinize yapışan parazitlerden kurtulmak hiçbir zaman o kadar kolay olmamıştır. Eğer parazitlerden kurtulmayı denerseniz muhtemelen size daha sıkı tutunacaklar ve sizi zehirlemeden ya da kanınızı kurutmadan bırakmayacaklardır. Böyle davranan insanlardan uzak durulamıyorsa onlara karşı direnç göstermek en doğru yoldur. Derin bir nefes alıp veren genç adam, bandı durdurup bekledi bir süre. Yüzleşmeden önce hiçbir sıkıntı son bulmayacaktı ve o da bunun bilinciyle kolundaki saate baktı. Zamanlaması her gün bir öncekinden daha iyi oluyordu. Buna takıntılı olmasa da sıkı çalışmayı hayatının merkezine koyalı uzun zaman olmuştu. Fiziksel aktiviteler hayatının değişmez bir parçasıydı ve arkeolojiyle uğraşmadığı zamanlarda ekstrem sporlar sayesinde geçiniyordu. En azından para kazanmak için yanlış işlere bulaşmamıştı. Çaresiz kalmanın insanı olur olmaz işlere sürüklediğini biliyordu. Bu durumda dipsiz bir kuyuya çekilmek o kadar zor olmasa gerekti. O yüzden bu yollarla kazanılan kirli bir parayı kesinlikle hayatında istemiyordu. Üstelik bu durum inançlarına da yetiştirilme tarzına da tamamen tersti. “Hiçbir zaman kirli bir parayı alacak kadar çaresiz kalmayacağım. Asla.” Kum torbasını es geçen genç adam burada işinin bittiğine karar vererek en üst kattaki yatak odasına çıktı. Hızlıca duş alarak hazırlandı. Aynada kendini kontrol ettiğinde korkunç bir insanla yüzleşmeye hazırmış gibi görünüyordu. Yansımasının güçlü göründüğünü biliyordu ve bunu bir süre daha koruyabilirdi. Araba anahtarlarını ve cep telefonunu alarak evden ayrılan Leonard, Sea Cliff’ten epeyce uzaklaşarak görüşme için planlanan yere doğru ilerledi. Yoldayken geçen süre boyunca reddedeceği teklifi ve bunun için geçerli olan sebeplerini düşündü. Çünkü bunlar onu gerçekten dirençli tutuyordu. Kimseye baş eğmeye niyetli değildi ve hayatının iplerini başkalarının ellerine teslim etmeyecekti. Kaderinin, karşısına çıkardığı tüm yollarda atacağı adımları önceden hesap ediyordu. Neler olacağı, neler yaşayacağı hakkında çok fazla düşünüyordu ve her şeyi planlayarak hareket etmek bazen dünyanın en yanlış şeyi gibi geliyordu. Eğer üzerine düşünebileceği normal kaygıları olsaydı bunu dert etmezdi ama kendisi için hiçbir şey normal değildi. Düşüncelerinden sıyrılıp neredeyse ezbere bildiği yollarda ilerleyen Leonard arabayı park ettikten sonra koca bir insan kalabalığının arasında yürüdü. Kısa bir süre sonra uzun boylu bir adamın koluna giren bir kadın dikkatini çekti. Öylesine geçip gidecekti fakat bu kişilerin kim olduğuyla şu an daha çok ilgileniyordu. Kadın nedensiz yere dikkatini çekmemişti, çünkü onu tanıyordu. O AYP’de işe başlayan tercümanlardan biriydi, Leyla Pellegrini. Koluna girdiği adamı tam anlamıyla tanımasa da kim olduğunu tahmin edebiliyordu. Dün işten çıkarken Yoshida ve Rogan’ın konuşmalarını duymuştu. Yoshida, Rogan’a Pellegrini’nin nişanlısının geldiğini ve onu almak için havaalanına gittiğini söylemişti. Konuşmanın bundan sonrasını dinlememiş hemen işten çıkmıştı. Anlık bir aydınlanma yaşıyormuş gibi zihninde beliren Yoshida ve Rogan’ın anısı bir duman gibi dağılıverdi. Pellegrini’nin nişanlısı olduğunu tahmin ettiği adama dikkatlice baktı. İyi görünümlü bir adamdı, uzaktan bile anlaşılıyordu bu. Pellegrini’nin kendisini görmemesi için arka caddeyi dolanan genç adam huzursuz olduğu için şu an kimseyle karşılaşmak istemiyordu. Epey gergindi ve üstelik hiç istemediği bir görüşme için kendisini zorluyordu. Döndüğü bir binanın arkasındaki restoranlara göz attı ve öğle yemeği için gitmesi gereken restorana yöneldi. “Güzel seçim.” diye mırıldandı ve içeri girip etrafa bakındı. Kısa bir süre sonra pencere kenarındaki bir masada oturan adama kaydı gözleri. Gelmişti ve kendisini bekliyordu. “Fırsatını kaçırır mı hiç?” Pencere kenarına doğru ilerleyen genç adam sandalyeyi çekerek oturdu. Evdeyken yaptığı gibi buna yalnızca kısa bir süre katlanacağını telkin etti kendisine. Karşısındaki adamın yıllar geçse de yüzünde asla değişmeyen bir ifadesi vardı: Kibir. Bu tamamen onu tanımlıyordu üstelik. Beyaza çalan favorileri onu sadece olduğundan daha olgun gösteriyordu ancak bu karşısındakini tanımlayabilmek için kullanılacak doğru kelime değildi büyük ihtimalle. Eskiden bu adamı örnek almak dünyanın en doğru şeyiymiş gibi görünse de şimdi bunun tam tersini düşünüyordu. “Leonard.” diyen adam önündeki rostodan bir parça keserek ağzına attı. Bir süre geveledi ve ağır bir şekilde yutarak yeni gelen adama manidar bir şekilde baktı. Üniversite yıllarındayken bir şeyleri sindirmek için uzun süre çiğnenmesi gerektiğine dair sıkıcı konuşmalar yapardı ve şu an sindirmeye çalıştığı yedikleri değil kendince hizaya getirmeye çalıştığı genç adamdı sanki. Leonard’ı uzun uzun süzüp bir karşılık bekledi ancak o, üzerindeki rahatsız edici bakışlardan sakınmak için menüye bakıyormuş gibi yaptı. Daha sonra “Harbert.” diyerek bir kedi fare oyununa dönmeye başlayan konuşmaya ayak uydurdu. Yemeğine devam eden Harbert çatalı ve bıçağını kullanırken sinir bozucu bir sessizlik oluşmasına izin verdi. Çünkü bunu otoritesini hissettirmek için yapıyordu. Bir zamanlar Leonard için bir babadan farksız olan bu adamın şu an nefes alması bile kendisine batıyordu. Harbert’ın yaşamasının büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyordu ve bu düşüncesinin değişmesi imkânsızdı. Yaşaması gereken insanlar soğuk toprağın altında yatarken bunlara sebep olanların yeryüzünde dolaşması haksızlık değil de neydi peki? Hak edenlere cezasını veremeyen adalet sistemine bel bağlamak güvensizlik yaratmaz mıydı? Bu dünyada adalet diye bir şey yoktu. Çünkü adalet masumların toprağa girdiği gün kaçıp gitmişti. Belki de onların asla uyanmayacağını bildiği için kendisi de sessiz bir mezarda dinlenmeye çekilmiş olabilirdi. Eğer öyleyse gelmesini bekledikleri adalet kendisine inananları çoktan terk etmişti. Lafını da ağzındaki lokmalar gibi geveleyen Harbert menüye bakıp duran genç adama “Bir şeyler seçmeyecek misin?” diye sordu. “Zira daha uzun bir süre bakacakmışsın gibi geliyor.” Tüm sükûnetiyle ortaya ağırlığını koymayı amaçlayan genç adam hafifçe tebessüm etti. “Belki de buna hiç gerek kalmaz. Tabii eğer sen tıkınmaktan konuşmaya vakit bulabilirsen.” Bir anlığına yüzü düşen Harbert kendini toparlamak için pek zaman kaybetmedi. Çatal ve bıçağı bıraktıktan sonra iştahı kaçmış gibi arkasına yaslandı. “Sana ekibimde olman için bir fırsat sunuyorum Leonard fakat sen ayağına gelen fırsatı tepmek için bahane arıyorsun.” Kaşları çatılan adam ifadesini hemen düzelterek “Hangi fırsatmış o?” diye sordu. Dudağının bir kenarı hemen kıvrılan Harbert genç adamın ekibinde olmasının kendisine sağlayacağı avantajdan hoşnuttu ve onu elinden kaçırmaya niyeti yoktu. Belki de tüm çekincesine rağmen bu genç adamla çok daha önce iletişime geçmeliydi. Çünkü Leonard onu terslememiş ve teklifini hemen reddetmemişti. İnsanları etkilemek için hemen her zaman kullandığı politik ifadesini takındı ve o andan itibaren Leonard’ı avuçlarının arasına aldığına neredeyse emindi artık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD