İnsanı en üzen yıkımlar hep sevdiklerinden gelenlerdir. Çünkü yabancı biri sizin içinizde olanları bilmez. Sorunlarınızı ya da korkularınızı anlamaz ama en yakınlarınız sizi nereden vuracağını iyi bilir. Ona göre gardını alır ve hamlesini yapar. İşte o an aldığınız yaralar size ömür boyu hep büyük buzlu duvarlar ardından insanlara bakmanızı sağlar. Monica başka bir odada sedyede yatmış onu muayene eden doktorun direktiflerine uyarken yıkılmışlığı bir kez daha dibine kadar yaşıyordu. Artık kayıp parçalarını aramanın peşine düşemeyecek kadar kötüydü. Hem üzgün hem de kızgındı. Derin büyük bir isyanın kıyılarında dolanıyordu. Üzgündü. Annesinin hastalığını öğrenmişti. Kızgındı. Neden hep onun başına geliyordu. Neden sadece onu sevmiyordu annesi ya da öldürmek isteyecek kadar nefret ediyordu