Yıkık Bir Özgüven Üzerine..

366 Words
Masamda 4-5 lira kadar bozuk para vardı ve ertesi gün belki hayatımda farklı bir şeyler olur umuduyla ortalama üzeri hayaller kuruyordum. Farklı bir şey yaşanmayacağıma adım kadar emindim aslında ancak insanı intihardan uzak tutan ve her gün aynı sıradan ve tek düze hayatı yaşamaya mahkum eden o umut beni de bir şekilde böyle düşünmeye itiyordu. Hayat hep böyle yapıyordu. Önce size hayaller kurdurup sonrasında da değersiz bir fahişeymiş gibi bir kenara atıyordu. Size ise nasıl becerildiğinizi düşünürken bir sigara daha yakmak düşüyordu. İçtiğim kaçıncı sigara, kurduğum kaçıncı hayal ya da dinlediğim kaçıncı Cem Adrian şarkısıydı hatırlayamıyorum. Ancak hayli üzgün olmalıyım çünkü Cem Adrian'ı yalnızca en üzgün olduğum anlarda dinlerdim. Nasıl bir ses size anti depresan haplarından daha fazla tesir edebilir ya da içinize bu denli nüfuz edebilirdi ki. Ses tanrısı!!! Hayatımı hep böyle insanları düşünerek geçirirdim. O'nun gibi bir sese sahip olabilmeyi o hayatı yaşayabilmeyi ya da iyi bir sporcu olabilmeyi o yeteneklere sahip olabilmeyi. Keşkelerle harap olmuş bir yaşamdı benimkisi. Sürekli olarak kendini tekrarlayan seksle dolu ilişkilerimden, Amerikan rüyasından, söylenen basit ve kişiliksiz yalanlardan, kurduğum inandırıcı ama anlamı olmayan cümlelerden.. İnsanlar dünyaya birbirlerini becermek için gelmiş olmalıydı. Sürekli dır dır edip "aşkım dışarı çıkalım mı?" bir şeyler içelim mi? sinemaya gidelim mi?" diye konuşan nice hatunlarım oldu. Hepsi de birer seks kölesinden farksızdı. Toplum içerisinden bir hayli bastırılmış ama seks arzuları erkeklerden aşağı kalmayan Hatunlarım.. Ben evden dışarı çıkıp kalabalık ortamlara dahil olabilmeyi ne sevebildim ne de başarabildim. Dışarı çıktığımda kendimi çöp karıştıran kediler gibi hissederdim. Sık sık yaşadığım aşağılık duygusuna kapılırdım dışarıda. Çünkü her tarafta mutlu insanlar görürdüm. Kendimi onlarla kıyaslardım. Üzerine ne giydiğini benden daha iyi görünüp görünmediğini ya da yanında ki hatunları. Düşük özgüvenim yüzünden yıllarım bu duygularla geçmişti. Çünkü görüyordum. Dışarıda güzel erkeklerin yanında güzel kızlar olurdu ve muhtemelen bir çoğunun da kabarık cüzdanları. Ben yakışıklı değildim ya da yanımda güzel bir kız olmazdı. Cüzdanım ise daima boştu. Dışarı çıkmaya her karar verdiğime aklıma bunlar gelirdi ve bir buçuk kişilik yatağıma uzanıp hüzünlü müzikler eşliğinde bira içip ot tüttürmek benim için en iyi düşünce olurdu. Tek mutlu olduğum anlar yatağımda ki anlarımdı ve hayallerimi nefsimin engelleyemediği bir bacak arasında yitirdim. Bir bataklıktı adeta ama.. ben bu bataklıktan kurtuluşu yine çırpınarak deniyordum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD