Elindeki tokmağı önündeki davula var gücüyle indiren Güneş'le dikkatleri cezbolan ağalar şimdi genç kızdan çok daha başka bir yere bakıyorlardı. Civan'ın tam da sol yanına düşen konağın salonuna çıkan büyük kapılarından biri açılmış, avluya öfkeli bakışlarıyla öyle biri çıkmıştı ki, bir anda herkes fısıldaşmaya, onun da ötesinde telaşlanmaya başlamışlardı. Zira karar belliydi. Vasiyet sonrası töreler genç kadının babasının yerine bakmasına bir şey diyememişti. İş böyleyken, bizzat kendisi çekilmeden yerine varis de olsa kimse oturamazdı. Lakin anlaşılmadık bir şey vardı; avludaki tabut! Törede söz sahibi olan aşiret ileri gelenleri birbirlerine bakınırken taze ağa Civan neye uğradığını şaşırarak ayaklanmış, bu şaşkınlığı avluda ne kadar adamı varsa ablasının yanına geçmesiyle ikiye ka