When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Soğuktan donarak yatakta dönüp duruyordu. Pencereden içeri giren her rüzgarla daha çok üşüyor, Mert’in diğer odada yatma teklifini geri çevirdiği için kendine kızıyordu. Ne var ki; onunla aynı odada olsa durum çok da farklı olmayacak, heyecan ve stresten gözünü kırpamayacaktı. Yatakta yeniden döndüğünde yine o uğursuz ses çıktı. Karnı, malum gün yaklaştığı için ağrıyor, kolundaki ağrı ve yanma dakikalar ilerledikçe dayanılmaz bir hale geliyordu. Buz parçasına dönüşmüş ayaklarını birbirine yapıştırıp ellerini karnına bastırarak iki büklüm oldu. Nefesini tutup acının geçmesini beklerken sessiz kalmaya çalışıyordu. Acıyı savuşturmak için soldan sağa dönüp dizlerini toplarken yatak yine gıcırdadı. Sancı diğerlerinden daha kötüydü, bu kez ince bir inleme çıkarmadan duramamıştı. Üşümek, karnını