2.Bölüm

1262 Words
Şirkete girdiğimde büyük bir giriş karşıladı, beni. İçeri nasıl gireceğimi düşünürken güvenliğe “İş görüşmesine gelmiştim,” diye yalan söyledim. “Geçebilirsiniz,” dediğinde şaşırsam da bir şey demeden yürümeye başladım. Hayatımda ilk kez bu kadar şanslı olduğumu hissetmiştim. Danışmada bulunan benim kadar olmasa da süslü bebeklerin yanına gittim. “Merhaba, iş görüşmesi için gelmiştim,” dediğimde “Caner Bey çıktılar fakat altıncı kata çıkarsanız orada size yardımcı olurlar,” dedi. Kafamı sallayıp havalı bir şekilde yürümeye başladım. Caner kimdi, acaba? Beyaz atlı prensim için katlanacaktım. Asansöre binip altıncı kata bastım. Asansörde kendime bakarken saçlarımı savurdum. “Çok güzelim be!” Asansör durup kapısı açılınca karşımda bir adet Cristian Grey beklemedim desem yalan olur. Danışmadaki kızların yanına gidip açıklama yaptım. “Özge Hanım’ın yanına giderseniz size yardımcı olur,” dedi. Bu nasıl bir şirketti ya? Herkes bir yere yönlendiriyordu. Özge Hanım’ın odasını bulup kapısını tıkladım. “Merhaba, ben iş görüşmesi için gelmiştim,” dedim. Telefonla konuşurken aynı zamanda beni süzüp eliyle karşısını gösterdi. Ay haspam! Karşısına geçip oturdum. “Tamam, Çelik Bey.” Telefonu kapatıp “İsminiz neydi?” diye sordu. “Gökçe Elmas Armağan,” dediğimde kafasını salladı. Her şey ani olduğu için aklıma ne geldiyse sallayacaktım. Şansım varsa işe alınırdım. “Bu iş için tecrübeniz var mı?” diye sordu. Ne diyecektim şimdi? “Ege Üniversitesi İşletme mezunuyum. Köklü birkaç şirkette de yönetici asistanlığı yaptım,” dedim. Yalanın daniskasıydı. “Hangi şirketler?” diye sordu. Ne diyecektim şimdi? “Şirketin ismini versem etik olmaz,” diye yalandan salladım. Bu tepkimi beğenmiş olmalı ki gülümsedi. İlk defa bir işi elime yüzüme bulaştırmadan başarmak üzereydim. “Gökçe Hanım, siz CV alıp doldurun. Ben değerlendireceğim. Aynı zamanda Caner Bey’e de danışacağım,” dedi. Kafamı sallayıp odasından çıktım. CV doldurmaya başladım. Tek doğru olan okuduğum okuldu. Onun haricinde yazdığım her şey yalandı. Ama mecburdum. Hem iş hem de beyaz atlı prensime kavuşmak için her yol mubahtır. Doldurduktan sonra sekreterliğe bırakırken “Caner Bey, nasıl biri?” diye sordum. Sekreter dedikoducu olmalı ki “Çok yakışıklı,” dedi, hayran hayran. Demek, Caner Bey bütün şirketin hayallerinin erkeğiydi. Benim beyaz atlı prensimin yanında esamesi okunmazdı. Sonra devam etti. “Yalnız, işinde çok titizdir. Bu, kaçıncı asistanı sayamadım. Özge Hanım da artık ona asistan seçmekten çok sıkıldı. Önüne geleni almaya başladı,” deyip güldü. Demek, zor bir insandı. Neyse ben onu yola getirirdim. “Soyadı ne? İntagram’da az stalk yaparım,” dedim. Sekreter gülüp “Ay, inşallah sen seçilirsin. Caner Aksoy. Benim adım da Leyla.” Elimi uzatıp “Ben de Gökçe Elmas Armağan. Şirkete armağan olmaya geldim,” deyip göz kırptım. Elini, elimin üzerine koydu. Şirketten ayrılıp otobüse bindim. Topuklu ayakkabılarla otobüse binmek zor olsa da asla vazgeçmezdim. Mahalleye geldiğimde eve heyecanla gittim. Akel’i arayıp eve gelmesini istedim. Başımdan geçen her şeyi ona anlatmalıydım. Akel gelince her şeyi bir çırpıda ona anlattım. “Kızım, sen nasıl bir dua ettin? Hem iş buldun hem de eş. Şanslı sürtük,” dedi heyecanla. Sonra devam etti. “Annem sırf uğurlu olayım diye adımı Akel koymuş. Uğurun u’su hayatımda yok,” diye de somurttu. Güldüm. Annesi, abisinin adını da Ferruh koymuştu. Onun anlamı da uğurlu demekti. Fakat ters tepmişti. Akel hayatımda gördüğüm en uğursuz insandı. Hep, bir gün hayattaki bütün şansımı kullanacağım, derdi. “Çalış, bir gün senin de olur, ablası,” dediğinde omzuma vurdu. “Yapma, kızım. Omzumu çürüttün,” deyip omzumu sıvazladım. Eli de ağırdı, insafsızın kızının. “Dur, dur. Beyaz atlı prens dedin de bu Caner huysuzun tekiyse ne yapacaksın?” diye sordu. O an aklıma stalk geldi. “Hadi, Caner’i stalklayalım. Belki sana ayarlarım,” deyip göz kırptım. Adını soyadını instagramda arattım. İlk çıkan kişiye tıkladım. Biyosunda şirketin adı yazıyordu. Akel “Oha! Kızım, bana bunu ayarla seni baş tacım yaparım,” dedi. Gözlerimi büyüttüm. Bu oydu. “Senin dilini keserim. Enişten hakkında doğru konuş,” diye çemkirdim. Akel kalakaldı. “Yok, artık. Bu şans bir insan için fazla lan!” Böyle bir şey kesinlikle beklemiyordum. Telefonu savurup ayağa kalkıp salak salak dans etmeye başladım. “İşte, budur. Beyaz atlı prensimin asistanı olabilirim. Allah’ım yüzüme güldün,” deyip ellerimi havaya kaldırdım. Akel “İyi de bu çocuk senden nefret ediyor. Nasıl kendine aşık edeceksin?” diye sordu. “Sen orasını bana bırak. Caner, benim peşimde pervane olacak. Bensiz adım bile atamayacak. Onunla evleneceğim,” dedim. Akel “Yürü be!” diye bağırdı. Telefonu elime alıp direkt mesaja tıkladım. Akel “Ne yapıyorsun?” diye sordu. “Dur, dur.” -Benimle evlenir misin, yiğidim? Yazıp gönderdim. Akel kahkaha attı. “Bu ne özgüven, yiğidim? Kızım, sen bu adamın asistanı olabilirsin. Ya kabul etmezse?” diye sordu. Omuz silktim. “Niyetimizi anlasın,” dedim. Çok geçmeden mesaj geldi. “Yazdı,” Caneraksoy- Şaka mısın kızım sen? Nereden buldun beni? Kalbimi erittiğinin farkında mısın? Tanımıştı beni! -Ah beni tanımışsın! Yiğidim benim be! Tamam tepkilerim biraz fazlaydı ama içimden geldiği gibi davranıyordum. Caneraksoy- Seni unutmak mümkün mü? Senin yüzünden işimden oluyordum. Bence yalan söylüyordu. Müdür nasıl kovulsun? Benim vicdanımı sızlatmak için söylemişti. -Olsun, kader bu. Buna tepkisini merak ettim. Akel bile ne yapıyorsun bakışı attı. Caneraksoy- Ne kaderinden bahsediyorsun sen? Beklediğim tepki! -Bizim karşılaşmamız kaderin bir cilvesi. Akel, bu yazdığıma kahkaha attı. Gözlerimi kısıp ona bakınca sustu. Caneraksoy- Bu olsa olsa ceza olur. -Ben sana armağan olurum. Soyadım boşuna armağan değildi. Caneraksoy- İşim gücüm var. Senin saçma şakalarınla uğraşacak vaktim yok! Hâlâ şaka diyor ya! -Teklifimi düşündün mü? Ben, söylediklerimin arkasındayım. Caneraksoy- Ne teklifi? Ciddi değilsin, değil mi? Kahkaha attım. “Ay, şaka yapar gibi hâlim mi var?” diye sordum. Akel “Yani, her gün bir kızın ona evlenme teklifi yaptığını sanmıyorum,” dedi. Haklıydı. “Ben de normal kızlara benzemiyorum. Alışsın, artık.” Ben, hayatı hızlı yaşayanlardandım. -Ciddiyim. Hayatımda hiç bu kadar ciddi olmadım. Evet, ya benimsin ya kara toprağın! Bunu yazmadığıma dua etsin. Caneraksoy-Hhahahahahhhahahahahahahha Bu, sana arkamla gülüyorum mu demek oluyordu? Ama kalbimi kırdın! “Bu da ne şimdi?” diye sordum. Akel “Seninle dalga geçiyor.” Gözlerimi kıstım. “Bunları onun yüzüne vuracağım. Görür, o.” -Ciddiyim, diyorum. Teklifime ne diyorsun? Vazgeçmek doğamda yok! Caneraksoy- Tabii ki hayır. Bu hayatta tek kişi dahi kalsan seninle evlenmem. Senin gibi belalarla benim işim olmaz. Ben, bu lafı sana yedirmesini bilirim. -Hahahahahahhahaha. Ne demiş atalarımız: Büyük lokma ye büyük söz etme! Bunu aklından çıkartma. Aferin bana ya! Gökçe bir, Caner sıfır! Caneraksoy- Hayatımın hiçbir köşesinde olmayan bir kız için fazla iddialısın. Bundan sonra hayatının köşesi, alanı, çevresinde hep ben olacaktım. -Kader… Görüldü yapıp cevap vermedi. “Umarım, kabul edilirim. Yüz ifadesini çok merak ediyorum,” dedim. *** Kaç gündür telefonun başında bekliyordum. Caner’e kaç kez merhaba yazdıysam görüldü atmıştı. Bunları ona ödetecektim. Telefonum çalmaya başladı. Yabancı numarayı görünce dans etmeye başladım. Kendimi durdurup boğazımı temizledim. “Alo,” diye açtım. Şirketten olabilirler diye özenli bir şekilde konuştum. “Ben, Destanoğlu Holding’ten arıyorum,” dediğinde sırıttım. “Buyurun,” dedim. Geliyor, gelmekte olan! “İşe alındığınızı ve yarın sabah 8.30’da şirkette olmanız gerektiğini söylemek için aramıştım,” dediğinde “Tamam, teşekkür ederim.” Telefonu yatağın üzerine fırlatıp meşhur dansımı yapmaya başladım. “İşte, bu be!” Ben salak salak hareketlerime devam ederken içeri abim Metehan girdi. Bana ne salaksın bakışları atmaya başladı. “Ne oluyor?” diye sordu. “Abi, iş buldum.” Abim alayla bana baktı. Salak ya! Markette çalışacağımı zannediyordu. “Ne işi? Yoksa kasiyer mi olacaksın?” diye sordu, alayla. Ona küçümseyici bir bakış attım. “Bir şirkette müdürün asistanı olacağım,” dememle gözlerini büyüttü. “Sen, bu zekayla!” Gözlerimi devirdim. “Sen, bu zekayla dükkân işletiyorsan ben de yaparım,” deyip lafı soktum. Abim odadan çıkınca sırıttım. Caner, bekle beni yiğidim. Hayatının kadını geliyor!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD