Hastaneden çıktığımız günün ardından üç gün geçmişti. Ben uyandığımda Merveler başımda bekliyorlardı. Herşeyi anlatmamı istediler. Anlatmayı bitirdiğimde hayretle bana ve Emre'ye bakıyorlardı.
Emre'nin bu durumuna ayak uydurmaya çalıştılar. Ben hâlâ nasıl davranacağımı çözememiştim. Nasıl haber aldıklarını sorduğumda 'Annen haber verdi' dediler.
Annemin nekadar çok telaşlandığını tahmin edebiliyordum. Sabaha karşıda annemler gelmişti.
Annem beni görünce "Zeynep, annem, nasıl bu hâle geldin yavrum" dedi.
Anneme herşeyi anlattıktan sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Sonuçta bütün sevdiklerim yanımdaydı. Emre hâlâ bana dair hiçbir şey hatırlamamıştı bu durum beni çok zorluyoru.
Yani tamam hastaneden çıkalı daha 3 gün olmuştu ama ben buna dayanamıyordum. Tabiki Emre'yi bırakacak değildim bu yüzden beni hatırlaması için elimden geleni yapacaktım.
"Zeynep, kızım neye daldın böyle?" dedi annem. "Hiç, öyle düşünüyordum" dedim. Annem Emre'yle aramızda olanları öğrenmişti ve hem Emre'ye hemde bana baya üzülmüştü.
"Ee, hadi öyleyse gelde akşam yemeği yiyelim" dedi. Başımı salladım ve ayağa kalktım. Şimdi sen daha yeni hastaneden çıktın ne ara yürümeye başladın diye sorarsanız sadece sol kolum kırık yani kendi işimi görebiliyordum tabi kendimi fazla yormadan;).
Kendi yerime geçtim ve annem çoktan servis yapmıştı. Bende hemen tabağımdakileri bitirmeye başladım. Durumum iyiydi ve annemlerin de işi dolayısıyla kendi evlerine gitmeleri gerekiyordu yarın öğlende uçakla geri gideceklerdi.
Bu duruma biraz üzülsemde onları da anlıyordum. Sonuçta onları bekleyen bir sürü iş vardı. Bunları düşünürken çoktan yemeğimi yemiştim. "Eee kızım yarın biz gidiyoruz kendini iyi hissediyor musun" diye sordu babam.
"Aslında her nekadar gitmenizi istemesemde sizi bekleyen işleriniz var oyüzden birşey demeyeceğim babacığım" dedim. "Sen ne istersen o olur kızım istersen 1 hafta daha izin alırız ne olcak yeterki kızımız iyi olsun. Hem zaten seni görmeyelide baya olmuştu, iyi oldu geldiğimiz" dedi.
"Siz bilirsiniz baba demiyeceğim tabikide, ozamannn KALIYORSUNUZZZ" dedim sevinçle. Babam ve annem bana gülerek bakıyorları. "Ozaman ben ilaçlarımı alıp yatıyorum bugün erken kalktım uykum geldi" dedim ve ayağa kalktım.
"Tamam kızım, iyi geceler" dedi annem ve odama doğru yol aldım. Banyoda rutin işlerimi halletim ve yatağa yattım. Gözlerimi kapattığımda ilk aklıma gelen Emre olmuştu.
Onu bugün sadece bir defa görmüştüm. O'da çok az bir süreydi. Ahhh ne kadarda özlemiştim onu birkez sarılsam herşey düzelicek gibiydi. Gözümden akan yaşla sağa döndüm ve cenin pozisyonu aldım.
Gözlerim kapanmaya başlarken kendimi uykuya teslim ettim. "Zeynep, hadi kalk" dedi biri. "Zeynep hadi ya kalksana". "Hııı" dedim zorla. "Kızım sen beni duymuyor musun ya hadi kalsana".
" Ne istiyorsun ya offff" dedim. "Hadi kalkta Emrelere gidelim" dedi biri ama ben hâlâ kim olduğunu uyku sersemiyle anlamamıştım. "Emre mi?" dedim ve kalktım.
Tabi benle konuşan kişinin kim olduğunu da öğrenmiş oldum. Burak "Evet tatlım Emre hadi git hazırlan da gidelim" dedi. "Tamam sen oturma odasına geç" dedim ve banyoya doğru yol aldım.
Çok heyecanlanmıştım Emre'ye gidicektim ve ne giyeceğimi düşündüm. Banyodan çıktıktan sonra dolabımın önüne geçtim ve giyeceğim kıyafeti seçmeye başladım.
Üzerimi giyindim ve oturma odasına gittim. Burak beni görünce "Hele şükür gelebildin ya, nerde kaldın kızım" dedi. "Aman be geldik tamam sende abartma birşeyi de sen odadan çıkalı en fazla 20 dakika olmuştur" dedim.
Oturma odasına girdiğimizde Emre'nin bakışları ilk önce Burak'ı buldu. Sonra bana baktı ve kaşları çatıldı. Sevimsizce "Hoşgeldiniz" dedi. Burak benim yerime "Hoşbulduk" diyince bende sustum.
Emre "Geliceğini söylemiştinde bunuda yanında getireceğini söylememiştin" dedi. Sanırım 'bu' dediği kişi bendim. Rahatsızca yerimde kıpırdandım. "Sormadın ki kardeşim biri varmı yanında diye sen sormayınca bende söylemedim" dedi.
"İyi halt yedin" dedi dişlerinin arasından. Kendimi suçlu hissediyordum. Keşke hiç gelmeseydim buraya. "Abi niye öyle diyorsun kız seni merak etmiş işte" dedi Emre'nin kuzeni. "Sibel odana git!" dedi sinirle Emre.
"Ama ab-" diyemeden "SİBELL, odana git dedim!" dedi Emre. Sibel korkarak odasına gitti. "Emre kızı niye korkutuyorsun, kızın ne suçu var" dedi Burak. "Bunu yanındakini getirmeden önce düşünücektin.Bu kızı istemediğimi size defalarca söyledim ama siz birtürlü anlamadınız" dedi Emre.
Bu sefer konuşma sırası bendeydi. "Evet buraya gelmem sana göre bir hataydı ama inanki seni çok özledim artık dayanamıyorum sensizliğe. Neden bir kez olsun bize inanmayı seçmiyorsun ki?" dedim bıkkınlıkla.
Bunları söyledikten sonra Emre daha çok sinirlendi. "Sana söz hakkı tanıdığımı hatırlamıyorum. Ayrıca seni hiç hatırlamıyorum. Kendi zihnime mi inanayım yoksa size mi?" dedi Emre.
Burak "Bak Emre o kazadan sonra hafızanı kaybettin. Aslında hiç evlenmemişken kendini evli olarak hatırlıyorsun. Üstelik sevgilinle değil başka bir kadınla-" diyemeden "Burak söylediklerine dikkat et!. Benim kaçık olduğumumu iddia ediyorsun. Ne yani benim karımı unutacağımı mı düşündünüz. Ben bu kadar aptal mıyım?" dedi sinirle Emre.
"Evlisin madem ozaman çok sevgili eşin nerede?" diye sordu Burak. Ortalık gittikçe kızışıyordu. "Burak tamam gel fazla yormayalım bu onun suçu değil. Onu da anlamalıyız" dedim.
Ama Emre beni duymamıştı ve "Çünkü karım öldü ve bunu benden gizlemeye çalışıyorsunuz. Bu kızı da bana sevgilim diye yutturmaya uğraşıyorsunuz" dediğinde Burak çileden çıkmıştı.
"Lan olum biz sana niye gerçekleri söylemeyelim he. Niye senden saklayalım. Bir düşünsene neden bu kadar uğraşıyoruz ? Diye. Düşün ya düşün bir kerede olsa düşün" dedi Burak.
"Burak fazla üstüne gitmeyelim diyorum sana. Zamanla hatırlayacak herşeyi. Şimdi bu kadar üstüne gitmemiz doğru değil. Daha yeni hastaneden çıktı biraz zaman vermeliyiz" dedim.
Burak bana bakıp başını tamam anlamında salladı. Emre'nin ise dediklerimi tartar gibi bir hali vardı. "Özür dilerim Emre. Bu kadar üstüne gelmemeliydim. Sen dinlen kardeşim bizde gidelim" dedi ve ayaklandık.
Emre ise birşey demedi. Daha çok bir yere dalmış gibiydi. Daha fazla bir şey demeden evden çıktık ve arabaya doğru gittik. Burak hiçbirşey demeden kontağı çalıştırdı ve arabayı sürmeye başladı.
Sessiz geçen yolculuğun ardından eve gelmiştik. Arabadan indim ve eve doğru ilk adımımı attım. "Zeynep, takma bu kadar iyi olucak inşallah" dedi Burak. Başımı sallayıp tekrar yürümeye başladım.
Eve girdiğimde annem 'ne bu surat, ne oldu' demişti ama ben aldırış bile etmemiştim. Odama gittim ve yatağıma sırt üstü yattım. Emre'yi düşündükçe kalbime ağrılar saplanıyordu.
Kendime hakim olamadım ve ağlamaya başladım. Ağladıkça gözlerim kapanıyordu. Uyku bedenimi esir alıyordu daha fazla direnmeden uykuya teslim oldum. Telefon sesiyle zar zor gözlerimi açtım.
Ahhh bu nasıl ses en kısa zamanda zil sesimi değiştirmeliydim. Yatakta oturur pozisyon aldım ve gelen çağrıya baktım.
Arayan Asya'ydı. "Alo Zeynep napıyorsun canım?" dedi.
"Yeni uyandım, sen napıyorsun" dediğimde "Nee sen bu saate kadar uyuyor muydun?" dedi. Hafif gülüp "Yok kız sabah Emre'nin yanına gittik Burakla. Gelince de uyuya kalmışım" dedim.
"Evet haberim var Burak söyledi ama pek iyi şeyler olmamış" dedi Asya. Demek Burak herşeyi anlattı dedim içimden. "Evet biraz öyle oldu" dedim. "Sıkma o güzel canını. Merak etme herşey düzelicek" dedi.
"Bende öyle umuyorum" dedim. "Bak yanımda Merve de var seninle konuşmak istiyor" dedi ve telefonu Merve'ye verdi. "Zeynep, nasılsın tatlım?" dedi Merve. "İyiyim canım" dedim ama iyi olmadığımı onlarda biliyorlardı.
"Merak etme daha iyi olucaksın canım herşey tamda hayal ettiğin gibi olucak" dedi Merve. Bende iç çekip "İnşallah" dedim ve "Neyse kızlar ben kapatayım akşam olmuş annemler merak etmiştir" dedim ve telefonu kapattım.
Aslında yalanda söylememiştim sonuçta eve geldiğimde annemlere birşey söylememiş ve doğruca odama gelmiştim. Yataktan kalkıp banyoya doğru gittim ve yüzümü yıkadım.
Üstümü değiştirip oturma odasına gittim. Babam beni görünce "Nerelerdeydin eve geldin ve hemen odana gittin. Birşey mi oldu?" dedi. Bende "Hayır baba merak etme birşey olmadı sadece yorulmuştum ve dinlenmek için odama gittim " dedim.
"Peki madem öyle olsun" dedi. "Annem nerde?" diye sorunca "Mutfakta akşam yemeği hazırlıyor" dedi. Yemek diyince aklıma sabah hiçbirşey yemediğim geldi ve doğruca mutfağa gittim.
"Kolay gelsin" dedim ve dolabın açıp nevar ne yok baktım. Annem "Kapat kız dolabı yemek zaten hazır hadi gelde sofrayı hazırlamama yardım et" dedi. Bende gülümseyerek dediklerini yaptım.
Sofrayı hazırladığımızda babamı çağırdım ve yerime oturdum. İştahla tabağımdakileri bitirdim ve "Baba Buraklara gidebilir miyim?" dedim. "Bugün zaten Burak'la beraber değil miydin?" dedi babam.
"Canım sıkılıyor hem kızlarıda çağırırım hep beraber film izleriz" dedim. Annem de babama "Bırak gitsin hem biraz kafa dağıtır" dedi. Ya bu kadın bir harikaydı iyi benim annem diye içimden geçirdim ve anneme gülümsedim.
Annemde en güzel gülüşünü bana sundu ve babama döndüm. "İyi tamam git hadi" dediğinde kalktım ve odama gittim. Hemen dolabımın önüne geçtim ve ne giyeceğimi düşündüm.
Siyah tayt ve siyah tişörtümü giydim ve saçlarımıda gelişi güzel topladım. Odamdan çıktım. "Ben çıkıyorum" diye seslendim ve kapıyı açtım. Hemen terliklerimi giydim ve merdivenden inmeye başladım.
Aslında neden bu kadar hızlı davrandığımı bilmiyordum. Sadece evden biraz uzaklaşmak istemiştim {uzak diye evden gittiğim yere bakın bir alt kat sjsjsjsj}.
Zile bastım ve beklemeye başladım. Emir kapıyı açtı ve "Hoşgeldin" dedi. "Hoşbuldum evde kim var?" dedim. "Burakla ben varım. Neden sordun ki?" dedi. "Hiç öylesine merak ettim" dedim ve oturma odasına girdim.
Burak koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu beni görünce telefonu bıraktı ve "Hoşgeldin" dedi. Bende "Hoşbuldum" dedim ve oturdum. Emir de odaya gelince "Kızları çağıralım mı? film izleriz" dedim.
İkiside kabul edince kızlara mesaj attım;
Gönderen:Zeynep
Alıcı:Merve
Merve, ben Burak'lardayım sende Asya'yı al gel film izleyelim
Gönderen:Merve
Alıcı:Zeynep
Tamam tatlım geliyoruz:)
Telefonu kapattım ve "Tamam geliyorlar" dedim. Burak hafif bir gülüşle başını salladı ve odadan çıktı. Bu gülüşün sebebini anlamamıştım ama sanırım sevgilisi geldiği için güldü diye düşündüm.
Aslında hâlâ sevgililer mi bilmiyorum gerçi ayrılsalardı Merve bana söylerdi diye düşündüm. Zil çalınca hemen kapıya koştum ve gelenlere baktım. Tahmin ettiğin gibi Merve ve Asya gelmişti hemen onaları içeriye davet ettim ve kapıyı kapattım.
Selamlaşma faslı bitince "Eee ne izleyelim?" dedim. Merve "Bilmem bizi buraya sen çağırdın aklında birşeyler vardır diye umuyorum" dedi. Bende gülümsedim ve "Aslında aklımda hiçbir şey yok yani beraber buluruz diye düşünmüştüm" dedim.
"Ee hadi öyleyse siz filmleri seçin bizde yanına atıştırmalık seçelim" dedi Burak ve Emir'i de alıp mutfağa gittiler. Bunlar birşey karıştırıyorlar kesin ama çıkar yakında kokusu. Biz filmi seçerken zil çaldı ve "Zeynep kapıya bakar mısın?" dedi Emir.
Ayağa kalktım ve kapıyı açmak için odadan çıktım. Gelen kimdi acaba çok merak etmiştim. Bu yüzden hemen kapıyı açtım ve gelene baktım. "Gözlerime inanamıyorum bu bu gerçek olamaz" dedim.
"Valla sen nekadar gerçeksen bende okadar gerçeğim" dedi ve hemen boynuna sarıldım.