Emre o an ela gözlerini bana çevirdi hüzün ve adını koyamadığım bir ifade ile baktı bana sonra tekrar Emir'e döndü "2 aydır hoşlandığım biri var. Onu okulda ilk gördüğüm an aşık oldum ama galiba onun kalbi hâlâ eski sevgilisinde" dedi hüzünle.
Asya hemen "Aaa kim ki?" diye sordu. Burak sanki anlamış gibi "Tek soru hadi çevirin" dedi. Kim ki Emre'nin aşkı olduğu kız?. Emre şişeyi çevirdi ve şişe Merve ile Burak arasında durdu.
Merve hemen "D mi, c mi?, Burak Bey" dedi neşeyle. "C diyeyim bariii" dedi Burak ve ekledi "Hadi bakalım Merve Hanım söyle de yapayım" dedi. Merve biraz düşündü ve "Hayalindeki kız nasıl biri?" diye sordu.
Burak endişe ile cevap verdi "Kızıl saçlı, yeşil gözlü, benden kısa, yeri gelince neşeli yeri gelince çok sinirli ve ciddi ama gülümseyişiyle beni mutlu eden biri olmalı" dediğinde gözlerim Merve'ye kaydı, sinirle "Oyunu bitirsek mi artık?" dediğinde onun Burak'ı kıskandığını Burak'ın da ondan bahssettiğini anlamadığını gördüğüm.
Burak'ta "Siz bilirsiniz?" dedi. Emre, Merve'yi onaylarcasına "Peki, bitirelim geç oldu bende gideyim artık" dedi ve ayaklandı. Emir, Emre'ye dönerken "Kalsaydım bu akşam?" dedi.
Emre "Yok ben gideyim" dedi. Bende neden böyle dediğimi bilmeyerek "Ya kalsaydın?, herkez burda sonuçta" diyerek gereksiz bir açıklama yaptım. Nedensizce utandım ve yanaklarımın kızardığını hissettim.
Karnımda ki kelebekleri hissettim. Neden böyle oluyor ki?, daha doğrusu neden Emre'yle konuşurken böyle oluyor?. Emre "Eğer sen istiyorsan kalayım" dedi. Emir araya girecek "Bize gelince hayır, Zeynep'e gelince evet diyorsun" dedi Emre'yi taklit ederek.
Burak "Tamam ya uzatmayın kalıyor işte" dedi ve Emre'ye göz kırptı. Sanki ikisi arasında bir dil varmış gibi Emre'de ona göz kırptı ve bana döndü. Merve bakışmamızı bölerek "Hadi çıkalım bizde, uykum geldi" dedi.
Burak "Kalın işte ya bu gece nolcak?" dedi. Emir"Tamam, ozaman yatakları ayarlayalım çok uykum var. Siz kızlar Burak'ın odasında yatın, bizde benim odamda yatalım" dedi.
"Tamam, hadi iyi geceler" dedim gülümseyerek. "İyi geceler" dedi Emre de gülümseyerek. Herkez "İyi geceler" dedikten sonra odalara gitti ve uyudu.
YAZAR ANLATIMIYLA
Gece Merve su içmeye kalktı.
Oda da su olmadığını görünce mutfağa indi. Bardağa suyunu koydu ve bir yudum aldı. Yine söylenmeye başladı. Uyuyana kadar tek yaptığı şey Burak'ın onu tarif ettiğini bilmeden söylenmekti "Kızılmış, kısaymış, okulda da böyle bir kız yokki, Allah Allah ya kimki bu kız?" dedi sonra derin bir offf çekti.
Kapıdan gelen sesi duyduğunda o tarafa doğru döndü. Burak kapıya yaslanmış Merve'ye bakıyordu. "Sensin" dedi Burak gülümseyerek. "Ne, anlamadım" dedi Merve. "Tarif ettiğim kız sendin" dedi. Merve'nin ağzı açık kalırken Burak mutfağa girdi. Merve'nin yanına geldi ve iki elini tuttu. "Ben sana aşık oldum Merve" dedi.
Merve biran donsada "B-bende sana" dedi kekeleyerek. Burak onun bu haline gülümseyerek baktı. Sonra Merve'nin hiç tahmin etmediği birşey yaptı.
Öptü, dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Merve şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırdı ve en sonunda odasına koşarak gitti.
Burak onun bu haline gülümseyerek baktı ve odasına doğru gitti. Sabah kalktıklarında erkekler kahvaltı hazırlamışlardı.
Kızlar hep beraber aşağı indi ve mutfağa giriş yaptı. Burak, Merve'yi görünce "Günaydınnn, canım sevgilim" dedi.
Merve utanarak "Günaydınn" dedi. Herkez onların bu haline şaşırmıştı. Burak "Sizi sevgilim Merve ile tanıştırayım" dedi şakayla.
Asya "Ne zaman sevgili oldunuz siz?" diye sordu. Burak "Dün gece" diye cevap verdi. Herkez "Hayırlı olsun" dedikten sonra masaya oturduk.
Kahvaltı neşeli geçmişti, okula gitmek için hazırlanmaya başladık. Evden çıktık ve okula doğru gitmeye başladık.
Okula vardığımızda herkez bana iğrenircesine bakıyordu. Ben ne olduğunu anlamadığım için yanımdakilere baktım şaşkınlıkla.
Onlarda bana aynı şekilde bakınca önüme döndüm. Etrafıma baktığımda panoda asılı olan bir afiş gördüm ama aslında sadece bir tane değil çok fazlaydı.
Panoya yaklaştığımda ismimi ve numaramı gördüm. İlk önce bir şey anlamamıştım. Buraklar benim gittiğim yöne gidince onlarda gördüler.
Hepsinin siniri yüzünden belli oluyordu. O sırada arkamdan Selçuk'un sesini duydum "Nasıl beğendin mi sürprizimi?" dedi.
Bende olduğumu yerde çömeldim ve ağlamaya başladım. Emir "Lan sen nasıl bir şerefsizsin, adi pislik" dediğini duydum.
Asya ve Merve beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Emre "Defol git seninle sonra görüşürücem" dedi.
Selçuk kahkaha attı ve "Her zaman beklerim" dedi pişkince ve ardına bakmadan gitti. Bu beni daha kötü yapmıştı tecavüz ettiği yetmiyormuş gibi bütün okula sanki benim hayat kadını olduğumu ima etmişti.
Ama aslında sadece tecavüze uğramış ve tehdit edilmiş biriydim. Bunları düşündükçe ağlamam şiddetleniyordu taki bir ses duyana kadar.
"Artık bu akşam müsaitsen banada gelirsin" dedi bir ses pişkince. Emre bunu duyunca hiddetlendi ve çocuğun üzerine gitti "Ne diyon lan sen! Kendine gel" dedi.
Çocukta "Yalan mı zaten bu işi yapmıyor mu yoksa sana mı gelecek?" Dedi. Emre bunu duyunca çok sinirlendi ve bir yumruk attı.
Çocuk yere düştü ama Emre hâlâ durmuyordu. Burak onu sakinleştirmek için yanına gitti ve "Zeynep burda ve çok kötü durumda şimdi bırak şunu da Zeynep'i okuldan çıkaralım" dedi.
Emre, Burak'ın dediklerine anlamak istercesine iki saniye durdu ve çocuğa bir yumruk daha geçirdi.
Çocuğun üstünden kalktı benim yanıma geldi. Kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Okul binasının çıkışına doğru yürümeye başladı.
Çok kötü bir haldeydim Emre kolumdan tutmasa düşecektim, bacaklarım beni taşımıyordu, ağlamaktan önümü göremiyordum.
Arkadan koşarak Emir geldi ve "Bizide bekleyin oğlum bizde gelelim sizle" dedi. Emre arkasını döndü ve "Gerek yok siz gelmeyin ben Zeynep'i götürücem" dedi.
Burak "Nereye götüreceksin kızı bu halde?" Diye sordu. Emre "Yol bizi nereye götürürse oraya" dedi ve beni kolumdan tutarak götürdü.
Arabaya bindiğimizden beri hâlâ ağlıyordum. Emre bana döndü ve "Ağlama lütfen evet yaşadıkların kolay değil ama ağlamana dayanamıyorum" dedi. Bende ağlayarak "Nasıl ağlamayayım beni okula olduğumdan çok farklı biri gibi gösterdi üstelik suçda onda ben bir şey yapmadım" dedim.
"Biz zaten biliyoruz bir şey yapmadığını senden sadece anlatmanı istiyoruz" dedi Emre. "Yapamam, bunu anlatamam. Benden bunu bekleme" dedim. Ağlamam çok daha şiddetleniyordu konuştukça.
Emre "Tamam şimdilik seni serbest bırakıyorum ama bu anlatmayacağın anlamına gelmiyor. Hadi şimdi sakinleş" dedi. Ben hâlâ ağlamaya devam ediyordum. Derin bir nefes verdi ve arabayı sürmeye başladı.
Nereye gittiğimizden en ufak bir fikrim bile yoktu. Uzun bir süre sonra araba durdu ve bende geldiğimiz yere baktım. Ormanlık, sessiz sakin bir yere gelmiştik. Emre bana "Hadi in" dedi.
Bende indim ve onu takip ettim. Arabaya bindikten bir süre sonra sakinleşmiş ve durgunlaşmıştım. Şimdi ise biraz daha iyiydim. En azından ağlamam durmuştu. Bunları düşünürken Emre'ye çarptım.
Bana döndü ve "İyi misin?" diye sordu. Bende başımı evet anlamında salladım. "Eee hadi artık iyi olduğuna göre anlatmaya başla" dedi. Bende "Şimdi anlatabileceğimi sanmıyorum hem böyle bir şey nasıl anlatılır ki?" dedim.
"Bildiğin gibi, yaşadığın gibi, olduğu gibi anlat" dedi. "Olmaz yapamam" dedim. Bezmiş bir şekilde "Neden" diye sordu. "Utanıyorum" dediğimde bana kızgınca baktı.
"Bunda senin utanacağın bir şey yok o pic yaptığından utansın" dedi. Ben tekrar ağlamaya başlayınca bana sakince baktı ve sarıldı. "Seni seviyorum" dedi. Ben ne dediğini algılayamamıştım.
Başımı kaldırıp ona baktığımda tekrar "Seni seviyorum " dedi. Ben şaşkınca ona bakıyordum ve "Ne" dedim sadece ne diyebilmiştim. Aslında türkçe çok zengin bir dil ama benim ağzımdan sadece ne kelimesi çıkmıştı.
Usanmadan tekrar "Seni seviyorum" dedi. Bende "Onu anladım" dedim. "Eee ozaman neden ne diye sordun" dedi. Bende "Şaşkınlıktan" diye cevap verdim. "Şaşkınlıktan" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Sadece bumu?" diye sordu "Yani sadece bunu mu diyorsun ben sana seni sevdiğimi söyledim ama sen sadece ne diyorsun" dedi. Ben onun bu fevri davranışından korktuğum için ağlamaya başladım.
Ağladığımı görünce "Özür dilerim güzelim üstüne fazla geldim hata benim" dedi bende sadece ağlıyordum. Emre'de saçlarımı okşayarak bana sarılıyordu. Biraz daha böyle kaldıktan sonra "Hadi gel eve geçelim" dedi bende arabanın oraya yürümeye başladım.
"Hey nereye gidiyorsun? Ev burda" dedi. Geri çekildi ve evi gördüm, bir ona bir eve bakıyordum. Bu halimi görünce kahkaha atmaya başladı. Bende hafif bir gülümsemeyle eve doğru yürümeye başladım.
Aslında hem ağlıyor hemde gülümsüyordum. Delirmiştim sanırım. Emre'de benden farklı değildi gerçi hahah. Emre bana tuhaf bakışlar atmaya başladığında ona ne der gibi başımı salladım.
"Neye güldün?" dedi. Bende "Sesli mi güldüm?" dedim. "Evet" diye cevap verdi. Evet evet ben kesin deliriyordum. "Hiç" diye cevap verdim. Bu sırada Emre kapıyı açtı ve içeriye adımımı attım.