Emir ve Burak okuldan çıkmış ve bize geliyorlardı. Benim acilen toparlanmam gerekiyordu. Banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda ağlamaktan gözleri şişmiş, yüzü beyazlamış ve saçı dağılmış bir ben gördüm.
Banyodan çıkarken zilin çaldığını duydum. Merve kapıyı açmaya gitti bende oturma odasına doğru yol aldım. Burak'lar odaya gelene kadar ben yerine geçmiştim bile.
Emir bana bakıp "Seni çok merak ettik, nerelerdeydin?" dedi ve hemen sonra lafa Burak atladı "Seni en son Selçuk'un arabasına binerken gördüm, bir şey yapmadı dimi, hem bu hâl ne dağılmışsın" diye sordu.
Merve'ye baktığımda gözleriyle anlatmamı işaret ediyordu ama bunu yapamazdım. O pislik kardeşime zarar verebilirdi. "Hayır bana bir şey yapmadı sadece konuştuktan, biraz yalnız kalmaya ihtiyacım olduğu için sınıftan bir arkadaşımın evinde kalmaya karar verdim, bir sorun yok yani" dedim aceleyle ve gözlerimi kaçırdım.
Emir inanmamış gibi baksada bir şey demedi. Merve ve Asya'nın bakıştığını gördüm. Umarım bir şey söylemezler diye içimden geçirirken Asya "E, hadi yemeğe ozaman" dediğini duyunca rahatladım. Sanırım bir şey demeyeceklerdi.
2 ay boyunca harap ve ruhsuz bir haldeydim, hergün ağlıyordum. Merve ve Asya hergün beni ziyaret ediyor, mutlu olmam için çabalıyorlardı. Burak ve Emir'inse hiçbir şeyden haberleri yoktu.
Burak'ın yanında gördüğüm ve o gün çarptığım ela gözlü bedenin adını Emre olduğunu öğrendim. Beni sormuş... O gün ona çarptığımda neden ağlıyor olduğumu sormuş Asya'da onu geçiştirmiş. 2 ay bu şekilde geçti iyi olmaya başlamıştım, ama o anı unutamıyordum kalbimdeki acının tek sebebi bu olaydı.
2 ay sonunda kızlar beni zorla okula getirdiler. Fakat o gün o çocuk okulda yoktu. "Neden merak ediyordum onu?" en iyisi 2 aydır aksattığım derslere odaklanmaktı . Selçuk'u görmemek beni rahatlatmıştı. Sonuçta o pislikle aynı ortamda bile bulunmak istemiyordum.
Kahretsinki aynı sınıftaydık ama bugünde gelemeyişi işime gelmişti. Son dersimiz biyolojiydi ve Hocamız biraz sertti dersi dinlemeyeni hemen dersinden atar ve yok yazardı. O yüzden onun dersinde çıt çıkmazdı buda benim işime gelirdi. Gürültülü ortamları pek sevmezdim bana gereksiz gelirdi hep.
Hoca sınıfa girdiğinde hepimiz ayağa kalktık. Oturun diyene kadar bekledik, sonunda beklediğimiz komut geldiğinde hepimiz yerimize oturmuştuk. Dersi anlatmaya başladıktan bir süre sonra sıkıldım ve kafamı sıraya koydum.
Uykumda birinin beni dürttüğünü hissettim ve başımı sıradan kaldırdım hoca bana bakarak "Rüyanda ne gördün bakalım hepimize anlat" dedi. Bense sustum ve başımdan gitmesini bekledim.
"Zaten 2 aydır yoksun konulardan geri kaldın birde gelmiş burda uyuyorsun" dediğinde "Orada yanılıyorsunuz hocam Merve ve Asya beni hergün çalıştırdılar konularda geride sayılmam" dedim kendimi tutamayarak.
Zaten kendimi iyi hissetmiyordum birde gelmiş beni azarlıyordu. Hoca bana sinirle bakarak "Derhal sınıfımdan defol" dediğinde çantamı alarak sınıftan çıktım. Bir yönden bu olay iyi olmuştu eve erken gidiyordum.
Eve vardığımda üstümü degiştirdim, yemek yemek istemiyordum ama ilaç içmem için gerekliydi
O sırada Emir aradı ve "Kuziii! 10 dakikan var sofra hazır hadi gel çabuk, biz çok açıız". Burak bütün sofrayı yiyecek bak tutamıyorum çocuğu, sadece 10 dakikan var" dedi bende "Tamam geliyorum" dedim hafif bir gülümsemeyle. Alt kata indim hemen yoksa Burak sofrayı silip süpürecekti.
Kapıyı çaldım, Burak kapıyı açtı ve "Neredesin kızım sen, altı üstü bir basamak ineceksin ölüyordum burda açlıktan" bense merdivenlere baktım ve "Orada sadece bir tane basamak yok canım" dedim alayla.
Burak tam bir şey diyecekken bir tok ses geldi "Olum neredesin kızı içeri alda açlıktan ölmeyelim" dedi. "O kim?" diye sordum. Burak da "İçeri geçince görürsün" dedi ve beni sürükleyerek içeri soktu.
Oturma odasına girdiğimde karşımda Emir, Asya, Merve ve ela gözlerin sahibi Emre'yi gördüm. Emre'yi görünce kalbim hızlı atmaya başladığını, ellerimin soğuk soğuk terlemeye başladığını hissettim.
Merve ayağa kalktı ve "Selam canım" dedi. Asya ve Emir de "Hoşgeldin" dediler. "Hoşbuldum" dedim ve o sırada Emre ayağa kalktı ve bana doğru elini uzattı "Selam" dedi sakince.
Emir ayağa kalktı ve bana dönerken "Sizi tanıştırayım" dedi. "Emre, bu Burak ve kuzenim Zeynep; Zeynep, bu da çocukluk arkadaşımız Emre" dedi. Aynı anda "Tanıştığımıza memnun oldum" dedik ve gülümsedik.
Asya araya girerek "Burak birazdan bizi yiyecek, hadi yemeğe geçelim" dedi ve o sırada Burak "Sonunda beni anlayan birisi çıktı" dedi ve kahkaha atarak yemeğe geçtik.
Masada çok güzel bir muhabbet dönüyordu ama bir anda Emir'in endişe ve sinir karışımı sesi "Zeynep" dedi. Emir'in sinirli yüzünden herşeyi öğrendiğini sandım...
Endişe ile Merve ve Asya'ya baktım onlarda bana sakin ol der gibi baktılar. Eğer öğrenirlerse rahat durmazlardı. Yüzümü ona çevirdiğimde "Selçuk bugün bana bir şeyler zırvaladı bunlar doğru mu?" dediğinde donakaldım ve gözlerim dolmaya başladı.
Diğerleri de yüzlerini bana çevirdiğinde Merve ayağa fırladı ve "Ne-ne dedi sana?" dedi titreyen sesiyle. Merve ve Asya da benim gibi Emir ve Burak'ın öğrenmesinden korkuyorlardı.
Emir sinirle cevap verdi "Bana dediki Selçuk'la barışmışsınız ve kaldığınız yerden devam ediyormuşsunuz". O an Merve ve Asya'nın rahatlamış yüz ifadelerine baktım ve sonra üzerime Emre'ye ait olduğunu bildiğim öfkeyle dolu ela gözleri hissettim.
Ağzımdan çıkacak kelimeyi bekler gibi merak ve sinirle bana bakıyordu. Bense ayağa fırlayarak "Ne saçmalıyorsun sen, sence ben bu kadar aptal mıyım?" dedim sertçe hafif yüksek çıkan sesimle.
Burak cevabımdan sonra bana inandığını belli edercesine baktı ve "Zaten sana inanıyoruz canım kuzi sadece soralım dedik" dedi. O an gözlerim, benim üzerindeki ela gözlere kaydı ve göz göze geldiğimizde bana rahatlamış bir ifadeyle baktı ve gülümsedi.
Bir dakika, o bana neden böylede bir ifadeyle baktı ve neden gülümsedi ki!, diye düşünürken Asya "Boşverin onun söylediklerini ciddiye almayın" dedi hiddetle. Emir "Zaten ciddiye almadık sakin olun kızlar" dedi sakince.
Bu konudan sonra hepimiz sessizliğimizi koruyarak yemeklerimizi yedik, kızlarla masayı topladık. Burak'larsa oturma odasına geçip muhabbete koyulmuşlardı.
Oturma odasına gittiğimizde Merve ve Asya kendini koltuğa attı, derin bir nefes aldı ve "Off benim canım sıkılıyor yaaaa oyun falan mı oynasak?" dedi. "Offf evet bende sıkıldım ne oynayalım?" dedi Emir.
"Harika olur" dedi Merve heyecanla. Dc oynamayı çok sever Merve hele hele c diyen kişilere en zor görevi vermeye bayılır. "Bana uyar sen ne dersin Zeynep?" dedi Emre gülümseyerek, "Banada uyar oynayalım" dedim ve bende ona gülümsedim.
Burak ayağa kalktı "Ben şişe getireyim" dedi ve mutfağa gitti, elindeki şişeyle oynayarak geri geldi. Daire şekli oluşturarak yere minderin üzerine oturduk. Merve heyecanla "Ben çevireyim mi?" dedi.
Bende onun bu haline gülerek "Tamam, hadi çevir bakalım" dedim. Heyecanla çevirdi şişeyi, Emir ve Emre arasında durdu. Emir "D mi, c mi?" diye sordu Emre'ye. "D" dedi, Emre "Sevgilin olmadığını biliyoruz peki hoşlandığın biri varmı?"