Akşam yemeğinden sonra Hasan, her zamanki gibi sessizce masadan kalktı. Çayını alıp avluya geçti. Gözlerimi ona diktim; sanki benden bir şey gizliyormuş gibi kaçamak bakışları vardı. Saadet Hanım’la yaptığım konuşma aklımdan çıkmıyordu. Ona rağmen Hasan’la doktor konusunu konuşmaya kararlıydım ama bu konuşma nasıl bir hal alacaktı, kestiremiyordum. Yerimden kalkıp onun oturduğu sedire doğru ilerledim. Çayın dumanı hafifçe yüzüne vuruyordu, bakışları karanlıkta bir noktaya dalmıştı. Yanına oturdum, bir süre sessiz kaldık. Derin bir nefes alarak başladım. “Hasan,” dedim, sesimdeki titremeyi kontrol etmeye çalışarak. Bana döndü, gözlerinde sabırlı bir bekleyiş vardı. “Bugün annenle konuştum. Doktor meselesinden bahsettim.” Bir anlığına gözlerinde bir değişim oldu, ama hemen toparlandı. Bak