Eve vardığımda Hasan beni her zamanki gibi tam saatinde evdeydi ve beni kapıda karşıladı. Üzerimdeki şalı çıkarıp askıya asarken gözlerinin dikkatle üzerimde dolaştığını hissettim. Elif’le yaptığım konuşmayı ve Cemal’i ona anlatıp anlatmamayı düşünüyordum, ama Hasan’ın yüzündeki sakin ifade, bunun doğru zaman olmadığını söylüyordu. İçimdeki huzursuzluğu bir kenara bırakmaya çalışarak ona gülümsedim. Hasan, o kendine özgü sakinliğiyle elimdeki poşeti aldı ve mutfağa yöneldi. Yemekten sonra Hasan her zamanki gibi sessizdi. Oturma odasında çay içerken yüzüme bakıyor, arada hafifçe kaşlarını kaldırarak bir şey söylemek ister gibi oluyordu ama sustu. Ben de sustum, onun düşüncelerine fazla yüklenmek istemiyordum. Ama içimde bir yerlerde, konuşmamız gereken şeyler birikiyordu. Gecenin ilerleye