İçimi amansızca kaplayan bu hissin adı neydi? Onu her gördüğümde içimde önce bir nefret sonra da enteresan bir heyecan belirtiyordu ve ben bundan hoşlanmadım. Hayatım boyunca hep iri ve güçlü görünüme sahip en önemlisi de zeki olan erkeklerden hoşlanmıştım. Bunların hepsini taşıyan erkek sayısı o kadar azdı ki buldukları da bana uymuyordu. Fakat Barbaros’ta hepsi vardı. Güç, zeka, çekicilik. Eğer Avcı kimliğini bilmiyor olsaydım muhtemelen onun şu an ki haline tav olabilirdim. Daha nazik ve ılıman, aynı zamanda dışarıya soğuk ve mesafeli. Bir çekici yönü daha! Gözümü boyama Barbaros Ateş. “Merhaba,” dedim yanına yaklaşırken. “Çok bekletmedim umarım.” Kahvelerde birini bana uzattı. “Merhaba, ben de yeni geldim. İkimize kahve aldım.” İtiraz etmeden bu jestini kabul ettim ve kahveden bir