Sabahın erken saatlerinde kalktığımda yüzümde bir gülümseme vardı. Nerede olursam olayım rutinim şaşmıyordu ve kendi kurduğum düzeni bozmamak hoşuma gitmişti.
Üzerime siyah yarım tayt ve göbeği açıkta bırakan bir atlet geçirip havlumu ve suyumu da alarak aşağıya, spor salonuna indim.
Sabahın köründe buraya ilk gelen manyağın ben olduğumu düşünsem de gördüğüm kişi ile ben olmadığımı anladım.
Barbaros Ateş, oturduğu yerde indirip kaldırdığı ağırlıkla siyah atletinin içerisinde Yunan tanrısı gibi gözüküyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp bu görüntünün etkisinden çıkmaya çalıştım ve gözlerimi kaçırdım. Bu esnada bize eşlik edecek bir manyak daha varmış, o da dibimde bitti.
Sarışın, oldukça yakışıklı ve kaslı bir adam kirli sakallarının ardından bana gülümsedi.
“Merhaba, ben David. Burad
