İçimi kemiren onca sorunun içerisinde telefon suratıma kapandığında bedenimi etkisi altına alan öfkeyi hissetmemek mümkün değildi. Kızıl Şeytan halime bürünüp onu öldürmek sadece yarım saatimi alırdı fakat böyle yaparsam kendi yerimi deşifre etmiş olurdum ve diğer sevdiğim insanları da kaybederdim. Onları da riske atmak gibi bir aptallık yapmazdım. Sinirden ellerim titremeye başladığında Barbaros yanıma yaklaştı ve titreyen ellerime baktı. “Sakin ol. Onu bulacağız.” “Acele etmem lazım.” Diyerek hızla çantamı aldım ve son sürat dışarı yöneldim. İkisi de peşimden geliyordu. “Barbaros, biz halledebiliriz. Zaten yol yorgunusundur dinlen istersen.” Diyerek bir teklifte bulundum da hızla itiraz etti. “Hayır, orada olan benim kardeşim de olabilirdi.” İnce düşüncesi beni mutlu etmişti. Herke