When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Maral’dan, Ağamı müstakbel karısı ile karşılıklı sigara içip sohbet ederken gördüğümde koridorun karanlığına çekilip bir müddet onları izledim. Kadının kahkahaları avluyu dolduruyor ağam da anlattıklarını ilgiyle dinliyordu. Manzara karşısında nefesim kesilir gibi hissederken daha fazla duygularımı yalanlamanın anlamı olmadığına karar verdim. Ben ağamı ölümüne kıskanıyordum. Onun mutluluğuyla mutlu olabileceğimi zannetmek tam bir palavraydı çünkü mutluluk nedir az biraz biliyorum. İnsanın kalbi böyle sancımıyor, oksijen alamadığı için ciğerleri yanmıyor. Hayır, şu yaşadığım şeyin mutlulukla uzaktan yakından ilgisi yok. En korkunç olanı da ağam durumumun farkında. Onları görmeyeyim diye bir gözü koridorda sohbet etti sevdiğiyle. Sevdiğinin, sevdiği olduğunu bile bana diyemedi. Şu