When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Maral’dan, Ağamla dört yılımızı geçirdiğim yatağa tek başıma kıvrılmış boşluğuna bakıyordum. Delal ısrar etsem de yanımda yatmamış, ikili koltuğumuza uzanmıştı. Boyu benden çok daha gürbüz olduğu için sığmakta zorlanıyordu ama yorgunluktan uyuyuverdi. Ben aklımı istila eden tilkiler yüzünden uyuyamıyordum. Bu gün gördüğümüz her kiminse yabancı eli gözümün önünden gitmiyordu. Defalarca öpüp alnıma koyduğum el o değildi işte. Ben ağamın sağ elini, iki elimle birden tutardım, yara izinin hafif pürüzlü dokusu tam sol baş parmağımın altına gelirdi. Elini öptüğüm o kısacık anda kendime bile fark ettirmeden yıllanmış acısını geçirmek için izi okşayıp öyle bırakırdım. Mervan abinin acısı çoktu, doğduğu günden beri kardeşlik ettiği kişiyi toprağa verdim sanıyordu. Ona biraz zaman tanıyıp bu k