Sabah erkenden kalkıp mutfağa kahvaltı hazırlamaya gittim. Gece Mehmet uyuduktan sonra banyoya girip ağlayarak duş almıştım kendimden iğreniyorum her dokunduğunda daha çok nefret etmeye başlıyorum ben bunları hak edecek ne yaptım diye insan karısıyla birlikte olurken başkasını hayal etmek nasıl bir iğrençlikti ve bunu saklamadan yüzüme söylemesi. İyi yada kötü ben onun karısıydım evlilik böylemi bir şeydi bilmiyordum zaten evlilik hakkında hiç bir fikrim yoktu ki. Herkesmi böyleydi yada sadece bizmi. Belkide sadece severek evlenenlerin evlilikleri güzeldi. Annem ve babamda kedi, köpek gibi sürekli kavga ediyorlardı. Tek ortak noktaları ikiside beni sevmiyor ve üzmek için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Kahvaltıyı hazırladım Mehmet uyanmıştı bende gidip kızları uyandırdım.
Hep birlikte masaya oturunca Mehmet bugün kızların okuluna gidebilirmiyim toplantı varmış Sevgi söyledi öğretmeni kesin veliniz gelsin demişde senin işin olduğu için bana söyledi izin verirsen ben giderim dedim.
Gidebilirsin ama oyalanmadan eve geri dön bir de adam gibi birşey giyin üzerine açık saçık birşey giyersen gebertirim seni.
Sanki bugüne kadar açık birşeyler giymişim gibi konuşması beni sinir ediyordu.
Tamam pantolon ve gömlek giyerim istemediğin birşey yapmam dedim.
Hele bir yapda ben sana o zaman gösteririm dünyanın kaç bucak olduğunu. Kızlar sizde annem falan demiyorsunuz ablam dersiniz öğretmeninize yada akrabamız bizde kalıyor dersiniz oldumu. Sevgi senin Hacer öğretmenin duruyomu hala o senin öğretmenin demi? Hacer de maşallah güzel karıydı ha keşke işim olmasaydı ben gelirdim belki ayartırdım onuda. Siz yinede evlendiğimi söylemeyin dedi.
Ne kadar şerefsiz olabilir derken hep fazlasını yapıyordu şimdide öğretmenine laf ediyordu kocam denen şerefsiz.
Tamam baba dedi "Sevgi" ablamız olduğunu söyleriz ama okuldan çıkınca Sahra ablayla parka gidebilir miyiz? dondurmada yeriz olurmu toplantı zaten son ders birlikte çıkarız okuldan diye sordu.
Ben eve geldiğimde evde olun yemeğimde hazır olsun sonrasında ne bok yerseniz yeyin dedi. Kahvaltısını yapıp çıkarken yanına gittim Mehmet benim hiç param yok kızlar dondurma istediler ya dedim. Çıkartıp parayı verdi sadece iki tane al akşam üstünü alırım dedi. Kendimede alsam diye sordum. Çocuk gibisin ne buya dedi yok çikolata yok dondurma sen evli barklı karısın çocukların yediğinide yeme büyü biraz büyü dedi.
Bende çocuğum daha yaşım kaç benim hem dondurmayıda, çikolatayı da sadece çocuklar yemez isteyen seven herkes yer. Bende çok seviyordum evdeyken babam almazdı buradada kocam almıyo. Kaderim hep bir beklenti içinde bir tane çikolatayı bile hesap vermeden yiyemiyorum yememe izin vermiyolar.
Sevgi yanıma gelip Sahra abla sana bir şey söylemem lazım babam kızar diye söyleyemedim dedi. Söyle güzelim ne oldu?
Şey Sahra abla benim öğretmenim Hacer değil o gitti başka geldi Murat öğretmenim şey birde varya çok yakışıklı ama babama sakın söyleme olurmu.
Tamam güzelim söylemem parada aldım dondurmada yersiniz parkta dedim.
Kızları okula gönderip ev işlerini yapmaya başladım akşam yemeğinide gitmeden yapıp öyle çıkacaktım. Geç kalırsak yemekler hazır olursa Mehmet birşey diyemezdi. Tüm işlerimi bitirip duş aldım bugün uzun süre sonra ilk kez farklı insanlar görecektim yanımda Mehmet olmadan neredeyse ilk kez dışarı çıkacaktım. Mehmet'le dışarı çıktığımız zaman yapmamız almamız gereken şeyleri alıp kimseyle konuşmadan eve geliyorduk. Uzun zaman sonra tanımadığım kişilerle konuşacaktım aslında birazda gerilmeye başladım okula gittiğimde yine hemen elimi sorarlarsa diye. Bende göstermezdim uzun kollu üzerime oturan beyaz bir gömlek giyindim altımada siyah İspanyol paça pantolon giyinip saçlarımıda at kuyruğu yapıp güzelce düzelttim. Saçlarım uzundu geldikten sonra kestirmemiştim. Kumral, yeşil gözlerim vardı boyumda ailedeki kızlardan hepsinden uzundum. Ablalarım bu durumu hiç sevmezlerdi onlara hiç benzemiyordum aslında ailede kimseye benzemiyordum tek çocuk olsam evlatlık olduğumu bile düşünürdüm ama o kadar çocuk içinde bir de sakat birini kim evlat edinmek isterki. Sonuçta öz annem babam bile istemiyo. Düşüncelerden kurtulup anahtarı ve telefonu çantama koyup ayakkabılarımı giyinip çıktım. Bugün ilk kez kendimi mutlu hissetmeye başladım dışarı çıkmak bile ne büyük nimetmiş. Bursaya geldiğimden itibaren ilk kez bugün tek başıma dışarı çıkıyordum. Okula veli toplantısına gidiyordum ama bu benim için çok özeldi. Okula gittiğimde bir kaç veli dışarıda bekliyordu söyledikleri saate 10 dakika vardı evden biraz erken çıkmıştım dışarıda biraz daha fazla kalabilmek için. Kadının biri yanıma gelip kimin velisi olduğumu sordu. Bende Sevgi ve Melek Yılmaz'ın velisi olduğumu söylediğimde
Onların annesi vefat etmişti sen akrabalarımısın? diye sordu. Sabah Mehmet evli olduğumuzu söyleme demişti acaba sadece öğretmen içinmi dedi yoksa herkes içinmi? Başımdan savmak için evet efendim akrabalarıyım diye uzaklaşacakken maşallah çokda güzelmişsin yaşın kaç, evlenmeyi düşünüyor musun diye sormaya başlayınca kaçamıcamı anladım. Evlilik düşünmüyorum izninizle ben sınıfa gireyim deyip kaçtım yanından. Bu konuşmaların sonu nasıl gidiyor biliyordum. Annem olsa şimdiye çoktan o sakat diğer kızım daha güzel deyip beni ezerdi. Ama şimdi kendim kaçarak kurtuluyorum. Sınıfın hangisi olduğunu bilmediğim için sınıfların önünden gecerek nerde olduğunu görmeye çalıştım. Bi kaç sınıfın önünden geçtim ama göremedim. Toplantı olacağı için sınıfların kapısı açıktı ve veliler çocuklarının olduğu sınıfa gidiyorlardı. Tam bir sınıfın önünden geciyordumki Sevgi seslendi Sahra abla ben buradayım diye. Yanına gittim herkes çocuğunun yanına oturmuştu bende Sevginin yanına oturdum. Neredeyse herkesin velisi gelmişti. İçeri uzun boylu esmer genç çok olsa 25 bilemedin 26 yaşlarında biri girdi. Girer, girmez göz, göze geldik ama hemen çevirdim bakışlarımı.
Sevgili veliler hepinizde hoşgeldiniz Bugün öğrencilerimizin durumu hakkında sizlere bilgi vermek için toplandık. Sırasıyla tüm velilerimi bilgilendircem ama öncelikle öğrencilerimiz dışarı çıksın sonrasında hepinizede bilgi vereceğim dedi.
Sevgi sınıfın en son sıralarında oturuyordu. Benden başka iki kişi kalmıştı herkesle tek, tek konuşup çocukları hakkında bilgi veriyordu. Sıra tam bana gelmiştik arkadaki kadın ben işe geç kalacağım önce Ebru hakkında bilgi verseniz olurmu? diye sordu. Öğretmende bana bakarak sırayla bilgi veriyorum sizin aceleniz yoksa biraz bekletebilir miyim diye sorunca. Bende beklerim önemli değil deyip konuşmalarına müsade ettim. Bu sefer en sona geçince diğer veliyide bilgilendirdi ve benim yanıma geldi. Bilgi verdiği veli konuştuktan sonra sınıftan çıkıyorlardı en son ben ve öğretmen tek kalmıştık. Önümdeki sıraya yan oturup ben Murat önce tanışalım dedi. Bende Sahra memnun oldum Sevgi Yılmaz'ın velisiyim dedim.
Siz ablasımı sınız yada başka akrabasımı diye sordu bu kezde.
Ablası sayılırım babası benim gelmemi istedi annesi vefat etti de dedim.
Evet biliyorum annesi olmadığını Sevgi söyledi. Şimdi size açık konuşacağım Sahra hanım Sevgi'nin dersleri ilk başta kötüydü aslında bu sene öyleymiş. Anladığım kadarıyla annesi vefat edince dersleri boşlamış ve hatta içine kapanmaya başlamış. Arkadaşlarından uzaklaşmış. Ben bu sene geldiğim için çok fazla bilgim yok öncesiyle ama diğer hocalarla özellikle konuştum durumunu hepsi aynı fikirdeler annesinden sonra böyle olmuş. Fakat son bi bir buçuk aydırki değişmeye başladı dersleri daha iyi olmaya ve ödevlerini eksiksiz yapmaya başladı. Gözlemlediğim kadarıylada arkadaşlarıylada iletişim kurmaya başladı bugün ablam gelecek dediğinde de çok mutluydu. Sizin evleriniz yakınmı sanırım sizi çok seviyor diye sordu. Biz aynı evde kalıyoruz derslerine yardımcı oluyorum dedim. Anladım Sahra hanım ne zamandır aynı evdesiniz yani sizin çok fazla yardımınız olmuş sanırım.
Ben 3 ay kadar oldu ilk başlarda benlede çok iletişim kurmuyordu ama şimdi gayet güzel anlaşıyoruz bende elimden geldiği kadarıyla yardım etmeye çalışıyorum.
Ne güzel baya başarılı olmuşsunuz çünkü Sevgi baya değişti ve dersleri daha iyi olmaya başladı. Sizden ricam biraz daha ilgilenirseniz sevinirim çünkü Sevgi çok zeki bi kız ama içine kapanması onu derslerden kopmasına neden olmuş biraz siz birazda biz ilgiyi artırırsak normala yani arkadaşlarına yetişir hatta geçer bence.
Tamam hocam ben ilgilencem başka birşey yoksa ben gidebilirmiyim diye sordum. Tabiki şimdilik bu kadar Sahra hanım bu arada siz kaç yaşındasınız okula gidiyomusunuz diye sordu. 18 yaşındayım lise bitti ama üniversiteye gitmiyorum dedim. Neden kazanamadın mı yoksa okumak mı istemedin diye sorunca sinirlendim içimden sana ne demek gelsede ayıp olmasın diye kazanamadım diye geçiştirdim.
Yaşın daha çok küçük bence pes etme tekrar dene. Ben gidebilir miyim artık deyip kalktım cevap vermek istemiyordum. En çok istediğim şey okuyup öğretmen olmakken bir öğretmen bilip, bilmeden bana akıl veriyordu. Sınava bile girmeme izin vermeden evlendirdiler beni benden kurtulmak için haberi varmıydı acaba. Neymiş kazanamamışmıyım yok istemiyomuyum sanane be sanane.
Dışarı çıktığımda Sevgi Meleğin elinden tutup beni bekliyorlardı. Geç kaldın Sahra abla herkes gitti neredeyse diye sorunca. Canım en son ben kaldım o yüzden dedim. Hem öğretmenin senin için güzel şeyler söyledi ama biraz daha çalışmamız lazımmış haberin olsun cimcime dedim. Sahra abla Murat öğretmen çok yakışıklı demi ama diye sorunca bugün ikinci kez aynı şeyi söylediğini farkettim. Bilmem canım dikkat etmedim sen yakışıklı diyorsan öyledir dedim ama dikkat etmiştim aslında evet gercekten yakışıklıydı. Bakmamam gerekliydi ben evliydim ama bi kaç kez özellikle bakmıştım nasılsa bir daha görmeyeceğim diye.
Kızlarla parka gelip onların oynamasını izledim bende güzel havanın tadını çıkartmıştım. Melek yanıma gelip Sahra abla hadi dondurma yemeye gidelim dedi. Sevgide gelince yanımıza dondurmacının yanına gidip iki tane dondurma istedim. Sevgi " Sahra abla sen yemicekmisin" diye sorunca istemsizce gözlerim doldu. Yok ben yemicem siz yiyin canım istemiyor benim dedim. Melek ama Sahra abla sen dondurmayı çok sevdiğini söylemiştin şimdi neden istemiyosun ki? Ben şimdi ne cevap vereceğimki evet kızlar yemeyi çok istiyorum ama babanız paranın hesabını yapacağı için kendime alamıyorum diyemem ki. Melek iki top istedi biri çilekli olsun biride çikolatalı dedi. Sevgi dondurmacıya bir şey sordu sonra bana dönüp Sahra abla ben bir top istiyorum sen hangisini seviyorsan bir topda sen al aynı paraya denk geliyormuş sen yemezsen bende yemem dedi. Şuan ağlamamak için kendimi zor tutuyordum kesin sabah babasını duymuştu o yüzden böyle yapıyordu. Hayatımda ilk kez biri beni düşünüp benim için birşey yapıyordu. Kendimi daha fazla tutamadım gözümden bi kaç damla göz yaşı aktı ve bende limonlu istiyorum o zaman deyip dondurmaları alıp banka oturduk. Hem dondurmayı yiyor hemde deli gibi ağlamak istiyordum. Hayatımda ilk kez birinin beni sevdiğini düşündüğünü hissetmek ne kadarda güzel bir duyguymuş. Senelerce beni böyle güzel duygulardan mahrum bırakan herkesten bir kez daha nefret etmiştim.