5. Bölüm

1277 Words
Eve geldiğimizde Mehmet daha gelmemişti bunu fırsat bilip önce kızları tek, tek banyo yaptırıp sonrada kendim girdim. Uzun zaman sonra ilk kez kendimi insan gibi hissettim insan yerine konulup konuşmuşlardı. Belki bu size çok normal gelebilir insanlarla iletişim kurmak basit bir şeydir. Fakat benim için gergin ve nasıl tepki vereceklerini düşünmekle geçiyor. Normal bir şekilde konuşurken konunun elime gelmesi ve üzülen ifadeyle bakmaları beni hep geriyor. Üzülecek bir şey yok yada siz üzülünce değişecek bir durum değil bu. Yapmanız gereken tek şey elinin yada başka bi uzvunun eksikliğiyle değil kendi kişiliğiyle ilgilenmeniz. Murat hoca elimi ya fark etmemişti yada sormadı anlamadım çünkü elimi saklamamıştım. Kendime söz vermiştim elimi değil beni bu yere kimsesiz garip bir şekilde gönderenleri hayatımda saklıcaktım. Soranlara ailem yok demeye karar vermiştim. Banyodan çıkıp uzun zamandır daha doğrusu hiç giyemediğim kısa kollu tişort aradım giymek için. Dolaba yerleştirdiğim kıyafetlere baktım bir tane bile yok. Kıyafetlerim hep uzun kolluydu kendimce kimse görmesin, sormasın diye saklıyordum. En kısa zamanda kısa kollu kıyafetler alacaktım tabi nasıl alacağım orasını bilmiyorum Mehmet para verirmi yada birlikte çıkıp almak istermi öğrenmem gerekiyordu. Ben böyle içime kapanıp kendime acıdıkca daha çok kötü oluyordum. Hayat sadece anne, babanın sana sundukları değil senin kendine istediklerinle oluşuyordu. Sanırım ben bugüne kadar ailemin bana sunduklarını yaşamıştım ama bundan sonra kendime istediğim hayat için uğraşacaktım. Mehmet her zamanki gibi gelip yemek yiyip tekrar çıkmıştı. Bizde kızlarla birlikte önce ödevlerini yapıp sonrada televizyon izlemiştik. Saat geç olduğu için onları uyutup ben tekrar televizyonun başına geçip Mehmet'i bekliyordum saat 12'yi geçmesine rağmen hala gelmemişti. Uykum çok geldi uyusam yine kızarmı diye düşünürken kapının açılma sesi geldi. Ooo uyumamışsın sen kocanımı bekledin aferin sana dedi konuşurken kelimeleri kekeliyordu sanırım içmiş ve sarhoştu. Abimde bir kaç kez eve böyle gelmiş ne dediğini ne konuştuğunu bilmiyordu sarhoş olduğunu söylemişti annem. Sanırım Mehmet de sarhoştu. Yanıma yaklaştıkça evi çok pis bir koku sardı bu içki denilen şey çok pis kokuyordu midemi bulandırmıştı kokusu. Yardım etmek için koluna girdim odaya götürüp yatırmak istemiştim. Odaya gelince üzerini çıkarttı ben pijamalarını getireyim deyip uzaklaşacağım sırada gitme lan gel buraya seni s.kicem diye bağırdı. Kolumu tutup öpmeye çalışıyordu. Kokudan midem alt, üst olmuştu. Yapma ne olur sarhoşsun ve miğdemi bulandırıyorsun dedim. Lan orospu ben seni koynuma alıyorum midem bulanmıyorda sana noluyo. Sen kimsin lan ailenin parayla sattığı sakatın biri yatıp, kalkıp şükretceğine miğdenmi bulanıyor ha senin deyip yüzüme sertçe tokat attı. Bir anda neye uğradığımı şaşırmıştım. Yüzüm alev, alev yanıp acımaya başlayınca gözümden yaşlar akmaya başladı. Tabi bu onu durdurmaya yettimi hayır tabiki de. Bir taraftan üzerini yırtacakmış gibi acele, acele çıkartıyor. Diğer taraftan hakaret etmeye devam ediyordu. Sana insan gibi davrandık diye kendini bir bok sanmaya başladın sen iyice şımardın deyip üzerimi çullandı. Yatağa zorla yatırıp üzerime çıktı. Çıkart lan üzerindekileri diye bağırınca " Ne olur yapma yalvarıyorum sarhoşsun sen" Sarhoş falan değilim hem sarhoş olsamda s.kicem lan seni sen benim malımsın. Sen bile engel olamazsın deyip yüzüme bir tane daha vurdu. Bağıramıyordum çocuklar sesimi duyup korkarlar diye. Dudağımdan ağzıma kan tadı gelmişti bu iğrenç tadı biliyordum. İlk tokat yemem değildi sanırım sonda olmucaktı. Pislik herif üzerime çıkıp iç çamaşırımı eliyle çıkartıp kenara attı. Lan şu şey olmasa kim ne yapacaktı seni bunun hatırına aldım birde boş, boş konuşuyon şimdi bi s.kicem seni baban gelse o bile alamaz elimden deyip penisini içime sokmaya başladı. Benim ne bağıracak sesim nede gücüm kalmıştı. Bağırsam da duyacak yardım edecek kimsem yoktu. İçime girdikçe canım o kadar çok yanıyordu ki bağırmamak için dudaklarımı ısırıyordum. Zaten vurduğu için patlayan dudaklarım ısırınca daha çok acıyordu. Kaç dakika geçti bilmiyorum ama benim için bir ömür kadar uzundu. Üzerimden böğürerek kalktı bak rahat durunca bu kadar basit ne naz yapıyon lan iki dakika için deyip yatağa uzanıp yattı. Kalkıp duşa girdim her seferinde sanki daha çok canım yanıyordu. Gözyaşları içinde duşumu alıp banyodan çıktım. Üzerimi giyinip yatak odasından çıktım bu yaptıklarından sonra yüzünü bile görmek istemiyorken yanına yatacak halim yoktu. Salonda kanepenin üzerine uzandım düşünmeye başladım. Daha bugün hayatımı değişterebilceğimi düşünen ben hayatın bana kıçıyla gülmesiyle anladımki hiçbirşey değişmicek. Hayat herşekilde benim üzülmem mutlu olmamam için planlar yapıyor gibiydi. Şimdi benim yaşadığım evlilikmiydi yoksa ben biraz önce tecavüzemi uğramıştım? Evli olmak eşine herşeyi yapabilme hakkımı veriyordu? Bir kocamdan dayak yemediğim kalmıştı bugün onuda yedim çok şükür. Ben kime naptım benim suçum neydiki bunları yaşıyordum. Bugüne kadar hiç isyan etmemiştim ama artık bu çok ağır geliyordu. Nefes almak hiç bu kadar zor gelmemişti. İnsan daha ne kadar batar bilmiyorum ama sanki ben nefes aldıkça en dibe batıyordum. Sabah yine zorla uyanmış her yanım tutulmuştu. Zorla kendimi mutfağa götürdüm yürüdükçe kasıklarım sızlıyordu. Kahvaltıyı hazırlayıp önce kızları sonrada Mehmet'i uyandırdım. Masaya geçip oturduğumuzda Melek sordu Sahra abla yüzüne ne oldu sen iyimisin diye. İyiyim bir tanem gece tuvalete kalktım ışığı yakmadım ayağım takılıp düştüm yüzüstü o yüzden oldu dedim. Ama Sahra abla neden yakmadın ışığı yüzün çok kötü olmuş bir daha yakmadan tuvalete gitme olurmu? Olur canım gitmem ışığı yakmadan merak etme sen iyiyim dedim. Sahra abla bu halinle bile çok güzelsin dedi. Gülümsedim gerçekten gülümsedim çünkü biliyordumki gerçekten beni düşündüğü ve beni mutlu etmek için öyle söylüyordu. Çok konuşmayın yiyin yemeğinizide okula geç kalmayın sabah, sabah ne çok seviyonuz boş konuşmayı diyen Mehmet'e diyecek söz bulamıyorum. İnsan bu kadarmı vicdansız olurdu sabah belki sarhoş olduğu için pişman olur diye düşünmüştüm ama hiç pişman bir hali yoktu. Kızlar giderken sevgi sarılıp öptü Sahra abla benim yapabileceğim birşey varmı yüzün çok kötü olmuş istersen babama söylemeden doktora gideriz olmaz mı? Okuldan gelince gidelimmi? Gerek yokki bir tanem geçer bi kaç güne hem acımıyor ki sen git okuluna ben iyiyim. Herkes evden gidince zorlada olsa etrafı toparlayıp işlerimi yapmıştım. Aynada yüzümü incelerken parmak izleri yüzümde belli oluyordu ve dudağım patlamış yara kurumuştu. Krem sürüp iyileşmesi için dua etmekten başka yapacağım bir şey yoktu. Kapının çalınma sesini duyunca şaşırmıştım kaç ay olmuştu buraya geleli ama bu saatte kimse zile basmazdı Mehmet herzaman aynı saatte gelir kızlarda okul çıkışında gelirlerdi. Zil tekrar çalmaya başladı hızlı yürüyemiyordum o yüzden yavaş adımlarla kapıyı açmaya gittim. Kim o diye seslendim. Ben karşıya yeni taşındım Zehra dedi. Kapıyı aralayıp baktım buyurun bir şeymi oldu diye sordum. Yok ben karşı eve yeni taşındımda tanışmak istedim. Kızları sabahları görüyorum sizinlede tanışmak istedim deyince ne yapacağımı şaşırmıştım. İçeri davet etsem Mehmet kızarmıydı yada beni böyle görünce ne düşünürdü. Rahatsız etmek istememiştim ben gideyim o zaman deyince. Yok, yok kusura bakmayın ben bir an şaşırdım gelen, giden olmazda bana o yüzden buyurun içeri deyip içeri davet ettim. İçeri geçip oturunca hoş geldiniz deyip bende karşısındaki koltuğa oturdum. Siz kızların ablaları olmalısın anneniz yokmu diye sordu. Anneleri vefat etti bende ablaları sayılırım yani babalarının eşiyim ismim Sahra dedim. Kadın bir an şaşırarak bakıp nasıl yani sen çok küçüksün evli olmana şaşırdım bir an kusura bakma ben ablalarısın sandım dedi. Gülümseyerek olsun ben onların ablalarıyım zaten onlar benim canım dedim. Kadın diyecek bir şey bulamadı sanırım ikimizde bir süre susup öylece kaldık. Sormayı unuttum bir şey içermisiniz dedim. Yok canım sağol bir şey almayım ben sadece tanışmak istedim bir hafta oldu taşınalı ama sizi hiç görmeyince merak ettim aslında senin gelmen lazımdı ama ben geldim deyince. Kusura bakmayın haklısınız ama ben taşındığınızı görmedim evden pek çıkmamda burda kimseyi tanımıyorum dedim. Ne kusuru ben şaka yaptım bundan sonra gelirsin artık neyse ben kalkayım bu arada ben buradaki okulda öğretmenlik yapan Murat öğretmenin annesiyim dedi. Memnun oldum Zehra teyze dedim. İstediğin zaman bana gelebilirsin bende burada kimseyi tanımıyorum arkadaş oluruz. Gelirim tabii sizde gelin deyip kapıya giden kadını yolcu ederken tekrar dönüp yüzüne patatesi dilimle dondur sonrada yüzüne koy iyi gelir deyip çıkıp gitti. Neydi şimdi bu diye düşündüm hiçbirşey sormadı sadece neyin iyi geleceğini söyleyip gitti. Aslında hiç bir şey sormadığına sevinmiştim sorsa ne cevap verecektimki kocam döverek tecavüzmü etti dicektim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD