Murat ve Zehra teyze gittikten sonra içeri geçip bulaşıkları halletmiştim kızlarda içeride televizyon izliyorlardı. Benim aklım ise Murat abinin söylediklerindeydi acaba gercekten sınava girsem okuyup hayalime ulaşabilirmiydim. Yada okusam bir işe yarıcakmıydı. Mehmetle evli olduğumuz sürece hiçbirşey değişmeyecekti. Mehmet beni bırakmazdıki yada ben kızları nasıl bırakacaktım onlar benim için çok değerliydi belkide hayatımda olan herkesten çok değerliydi. Beni seviyorlardı bende onları seviyordum asla onlardan ayrılmak istemezdim. Düşüncelere boğulmuşken Sevgi gelip Sahra abla mısır patlatalım mi birlikte film izleriz olurmu okul yokya geç yatsakta sorun olmaz dimi hem babamda yok rahat, rahat izleriz dedi.
Tabiki olur ben mısırı patlatıp geliyorum hemde çok güzel olur dedim. Mısırı patlatmış içeri geçmiştim birlikte Kemal Sunalın çöpçüler kralı filmini izleyip bolca gülmüştük. Tabi film bitmeden Melek koltukta uyuya kalmıştı. Meleği alıp yatağına götürdüm. Film bitince Sevgide uyumak için odasına gitmişti. Bende duş alıp öyle uyumak istedim. Mehmet olmadığı için kendimi çok rahat ve mutlu hissediyordum. Keşke bir gücüm olsada kızlarla birlikte Mehmet olmadan yaşayabilsem birlikte daha mutlu olurduk bence.
Yatağa uzandığımda hala okul konusunu düşünüyordum. Öylece hayaller kurarken uyuya kalmışım sabah gözlerimi yatağın kıpırdamasıyla açtım Melek melül, melül bakarak bende yanına yatsam biraz olurmu deyince tabiki yatabilirsin hem ben çok sevinirim dedim. Yanıma gelip sarıldı bende ona sarıldım. Bende küçükken hep annemle babamın ortasında uyumak isterdim ama hiçbir zaman izin vermemişlerdi. Çocuklar anneyle, babayla yatmaz diye ama küçük kardeşim Melek her istediğinde gidip ortalarına yatıyordu. Kıskanmak değilde üzülüyordum sadece beni neden istemediklerini neden hep dışladıklarını. Şimdi ise Melek sarılınca hem içimdeki hiç büyüyememiş küçük Sahra mutlu oluyordu. Hemde büyümüş kendini bir abla, bir anne gibi hisseden Sahra mutlu oluyordu. Biz öylece birbirimize sarılıp yatarken Sevgi endişeyle geldi. Sahra abla Melek yok bütün odalara baktım dedi.
Melek yanımda bitanem merak etme dedim. Melekte ablasına bakıp biraz Sahra ablayla yatmak istedim o yüzden geldim sende gelsene abla birlikte yatalım dedi.
Sevgi hiç itiraz etmeden yanımıza gelip yattı Meleği ortamına alıp ikimizde sarımıştık. Bir süre öylece sarılıp yattıktan sonra kalkma zamanı geldiğini farkedince ikisinide gıdıkkamaya başladım. Yatağın içinde kaçmaya çalışıyorlar bense gıdıklamaya sonra ikisi bir olup beni gıdıklamaya başladılar. Hep birlikte gülüp kahkaha atıyorduk ve belkide hayatımda hiç gülmediğim kadar çok gülüp mutlu olmuştum. 3müzde eksiktik ve birbirimizi tamamlamaya çalışıyorduk. Biz kahkalarla birbirimizi gıdıklarken kapı çaldı. Kendimi düzeltip kapıya bakmaya gittim. Ama yüzümde hala bir gülümseme vardı.
Kapıyı açtım karşımda Murat abiyi gördüm. "Sahra" annem gönderdi kahvaltı hazırlamasın birlikte dışarıda yapalım diyor siz hazırlanın birlikte gideriz olurmu dedi.
Bi an ne cevap vereceğimi düşündüm aklımda hep bir korku vardı Mehmet öğrenirse yanlış anlayıp kızarmı diye. Ben cevap vermeden kızlar geldiler yanıma. Murat abi onlara hazırlanın birlikte dışarıda kahvaltı yapıcaz dedi. Ama biz gelemeyiz diyecektimki. Sevgi ve Melek anlamış gibi yüzüme bakıp nolur Sahra abla gidelim deyip yalvarır gibi bakınca dayanamayıp tamam gidelim dedim. Kızlar koşarak içeri gittiler bende Murat abiye yarım saate hazır oluruz dedim. Murat abi arkasını dönüp gidiyorduki geri dönüp Sahra bugün çok güzel gözüküyorsun deyip tekrar evlerine doğru yürümeye başladı. Bense öylece kapıda kalmıştım çok utanmış ne söylemem gerektiğini bile bilmiyordum. Zaten Murat abide bir cevap bekler gibi değildi söyleyeceğini söyleyip öylece gitmişti. Zorda olsa kendime gelip bende hazırlanmak için odaya geçmiştim. Çocuklar hazırlanmış bile yanıma gelmişlerdi bende hazırdım. Dizlerimde olan siyah, beyaz küçük, küçük çiçekleri olan bir etek ve üzerimede beyaz bir gömlek giymiştim. Melek biliyomusun Sahra abla ben hiç dışarıda yemek yemedim o yüzden çok heyecanlıyım dedi. Biliyomusun Melek bende hiç yemedim bende en az senin kadar heyecanlıyım dedim. Melek nasıl sen büyüksün hiçmi yemedin dedi. Evet hiç yemedim ailem hiç götürmedi dedim. Buruk bir şekilde gülümseyerek belki çok önemli bir şey değildi ama ben hiç dışarıda yemek yememiştim. Aslında ailemin bir kaç kez gittiklerini hatırlıyorum ama beni götürmemişlerdi kalabalık olunca para çok gidiyo otur sen evde birşeyler hazırla ye demişti annem. Bende bir daha onlarla birlikte bir yere gidemeyeceğimi anlamıştım.
Birlikte evden çıkmıştık. Biz çıktığımızda Zehra teyze ve Murat abide çıkmıştı. Hep birlikte arabaya bindik kızlarla ben arkaya geçmiş Zehra teyze ise ön koltuğa oturmuştu. Murat abi sizi çok güzel bir yere götürcem geçen gün öğretmen arkadaşlarla gittik ben çok beğendim eminim sizde beğenirsiniz. Hem kızlar sizin için parkı bile var kahvaltıdan sonra oynayabilirsiniz dedi. Kızlar sevinçle oley diye bağırdılar. İkiside o kadar mutluyduki bu halleri beni hem mutlu ediyor, hemde üzüyordu. Çünkü bu anları babaları yaşatması gerekirken yabancıların yaşatması üzücüydü.
Murat abinin söylediği gibi yer gercektende çok güzeldi kahvaltımızı yapmış kızların parkta oyunlarını izliyorduk. Murat abi kahve içermisiniz diye sorunca Zehra teyze içmezmiyim iyi gider demi Sahra kızım dedi Bende başımı sallayıp olur demiştim.
Siz kahveleri sipariş verin ben lavaboya gidip gelcem dedi. Zehra teyze gidince yine masada tek kalmıştık ve ben Murat abiyle tek kalmaktan çekiniyordum. Sanki Mehmet görüpte yanlış anlıcak diye düşünüyordum. Her ne olursa olsun sonuçta evli biriydim. İsteyerek yada istemeyerek de olsa evliydim.
Nasıl buldun burayı beğendinmi Sahra diye soran Murat abiye. Evet abi burası çok güzelmiş çok beğendim dedim. Kızlarda beğendi sanırım bak çok mutlular deyince. Evet çok mutlular çünkü ilk kez böyle bi yere geldik dedim. Nasıl yani daha önce hiç götürmemişmi babaları diye şaşırdı. Yok götürmemiş işlerinden fırsatı olmamış herhalde dedim. Peki senidemi hiç getirmedi diye sorunca yalan söylemek istemedim. Hayır benide getirmedi zaten evleneli çok olmadı o yüzdendir birde çok çalışıyor dedim. Konuşurken yüzüne hiç bakamıyordum ister, istemez utanıyordum. Mehmetin yaptıklarından daha doğrusu yapmadıklarından ben utanıyordum.
Ben sizi istediğiniz zaman getiririm neyse boşver bunlarıda sen düşündünmü okul işini ne karar verdin diye sordu.
Bilmiyorum açıkçası Mehmet duyarsa kızar diye çok korkuyorum hem sınavlara nasıl gircem hiç bilmiyorum. Mehmet yokken gündüzleri ders çalışırım ama sınavlara gidebilirmiyim bilmiyorum.
Ben sana yardım ederim bi deneyelim bence en fazla ne kaybederiz ki dedi.
Haklısın aslında kaybedecek birşeyim yok dedim. Kaybedecek hiç birşeyim yoktu şu hayatta çünkü ben doğduğum gün herşeyini kaybetmiş olarak dünyaya gelmiştim. Mehmet öğrenince en fazla döverdi zaten buda ilk olmazdı.
Tamam sen o zaman kimliğini ver ben kayıt yaptırıp işlemleri hallederim dedi. Kimliği çıkartıp çantadan uzattım eline alıp kimliği incelemeye başladı. Daha 18 yaşındasın çok küçüksün evlenmek için ama ailen seni nasıl evlendirdi hala aklım almıyor dedi.
Zehra teyze gelip ne kaynatıyonuz banada söyleyin deyip gülümsedi. Bişi kaynattığımız yok annecim Sahra okul işini kabul etti onu konuşuyorduk dedi.
Aa çok sevindim güzel kızım sen başarırsın ben sana inanıyorum dedi. Öyle içten konuşmuştuki ister istemez her olayda ailemle karşılaştırıyodum. Bütün okul hayatımda taktir almama rağmen hep senden bi bok olmaz hiçbirşeyi beceremezsin diye söylenip dururdu annem. Hani derlerya yedi kat yabancı aynen öyle Zehra teyze yedi kat yabancı olmasına rağmen bana güvenip destek olurken ailem hiç yanımda olmamıştı. İnsana en çok koyanda aslında buydu ailenin iyi davranmadığına başkasının iyi davranıp sevmesi. Çünkü ailenin yanındayken alışıyorsun kötü davranılmasına ve bir süre sonra bu durum canını yakmıyor. Ama başkaları iyi davranıp sevmeye başlayınca hep sorguluyorsun neden diye neden sevmediler istemediler diye.
Kahvelerimizi içip kızlarıda alıp çıkmıştık. Murat abi kızlar şimdi nereye gitmek istersiniz diye sorunca aslında eve gitsek olmazmı dedim. Daha fazla yük olmak istemiyordum.
Zehra teyze hemen konuşup hayır ev olmaz Sahracım daha piknik yapcaz herşey hazır Murat sadece isterseniz biraz gezelim diye sordu. İstediğiniz bir yer varsa oraya gidelim deyince Sevgi hemen konuşmaya dahil olup Murat abi alışveriş merkezine gidelimmi arkadaşlarım oranın güzel bir yer olduğunu söyledi siz daha önce gittiniz mi diye sorunca.
Evet gittim o kadarda güzel bir yer değil ama senin için gideriz dedi.
Alışveriş merkezine gelmiştik hiç birşey söylemedim ama bende ilk kez geldiğim için değişik ve güzel gelmişti filmlerdeki gibi heryer mağaza renk, renk, ışıl, ışıldı. Çok güzel kıyafetler, ayakkabılar vitrinleri süslüyordu. Zorla Zehra teyze bana ve kızlara hediye diye tişörtler almıştı. Bana seni hiç kısa kollu bir kıyafetle görmedim istersen uzun alalım dediğinde istememiştim kısa olsun dedim. Aslında hiç almalarını istemesemde Murat abide çok ısrar etmişti. Alışveriş merkezinden çıkıp piknik yapacağımız yere gelmiştik burasıda çok güzel bir yerdi ve bizden başka insanlarda vardı. Kimisi mangal yapıyor, kimisi çocuklarla gönlünce oynayıp eğleniyordu. Bizde kendimize bir yer bulup oturmuştuk. Zehra teyze herşeyi hazırlayıp geldiği için bize sadece yemek kalmıştı. Yemeğimizi yiyip kızlarla birlikte bizde top oynamıştık. Hayatımın en güzel gününü yaşadım desem yalan olmazdı herhalde. Ama her güzel şeyin sonu gibi bu günün sonunda gelmişti ve biz eve gelmiştik. Kızları önce banyo yaptırıp sonrada uymaları için odalarına götürdüm. Kızlar uyumadan size birşey söylemem lazım dedim sizden birşey istiyorum. Bugün yaptıklarımızı babanıza söylemeyin özelliklede Murat abinin bizle geldiğini dedim.
Melek nedenki Sahra abla babam kızarmı deyince Evet kızabilir ve bir daha asla izin vermez o yüzden aramızda sır olarak kalsın olmazmı dedim.
Söylemeyiz merak etme abla sen babam sorarsa sadece Zehra teyzeyle gittik deriz bencede babam kızabilir aramızdaki ilk sırda bu olmuş olur dedi.
Küçük yaşlarına rağmen çok anlayışlı olmuşlardı onlarda biliyorduki babaları kızınca herşeyi yapabilirdi.