HAZIRLIK

1372 Words
'Hoşçakal cansuyum. Verdiğim sözü tutamıyorum affet. Seni sonsuza dek seveceğim demiştim. Yapamadım. Yapamam. Sevme diyince sevmemek kolay değil elbet ama ben günlerdir bunun için uğraşıyorum. Senden vazgeçtiğim için affet. Gerçekten ölüp yanına gelemediğim için affet. Ben seni öyle sevdim ki vatanım kadar sevdim. Vatanım gibi sevdim. O küçük ellerini kendime yuva bildim. Vatanını koruyamayana adam mı derler. Bana diyorlar. Çünkü benim iki vatanım var. Birini diğerinin topraklarına bıraktım. Seni bıraktığım toprakları kanımın son damlasına kadar koruyacağım. Seni koruyamadım ama vatanı ölünceye kadar koruyacağım. Oğlumuzun üzerinden eksik olmayacak bayrağımızın gölgesi. Hoşçakal sevgilim. Seni unutmayacağım, oğlumuza unutturmayacağım. Sakın şüphen olmasın Melek' i ne kadar severse sevsin seni de sevmeye devam edecek oğlumuz. Çünkü seni sevmemek mümkün değil. ' Fotoğrafı kutuya koyarken arkasındaki dizeler çarptı gözüme. "Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi gün." Ne çok severdin şiirleri. En çok Cemal Süreya' yı. İddia falan hikaye demiştin. ' Cemal Süreya karşılık bulamadığı o aşktan sonra bir daha aynı insan olmayacağını biliyordu. Bunun sembolü olarak soyadından bir harfi feda etti. ' İşte bende bundan sonra aynı adam olmayacağım. Soyadımdan bir harf vermedim belki ama soyadımı başka bir kadına veriyorum. Bunun sorumluluğunu taşımak zorunda olan yeni bir adamım ben artık. Melek ' in bana olan hislerini belki o kendine bile itiraf etmeden anlamıştım. Melek benim için çok değerliydi. Annem gibi vatan uğruna can vermeye hazır güçlü, mağrur bir kadın asker nasıl değerli olmasın. Ben bir tek onu yaşatmak için seçtim. Sevdası kalbinden taşmaya başladığında kendime kızdım. Yanlış bir şey mi yaptım, umut mu verdim diye. Baştan aşağı Cansu ile dolu bir kalple ona nasıl umut verirdim ki. Alev ona bir şans vermediğim için bana onlarca laf saydı. Umursamadım. Dolu bir kalbe kimse giremezdi ki. İnsan aynı anda iki kişiyi sevemezdi aşkla. Sadece denedim bak olmadı demek için yapmış olurdum. Belki olur diye umutlanır sonunda çok daha büyük acı çekerdi. Belki eksiği kendinde arardı. Ona bunu yapmaya hakkım yoktu. Herkesin gözünde o kadar güçlü, her zorlu şarta o kadar dayanıklı bir adamdım ki kimse ne halde olduğumu anlamıyordu. Taştan kalbimi görüyordu da duvarlarından sızan kanın kokusunu almıyordu. Karımın o eşssiz kokusunu bastıran yanık ve kan kokusu nasıl içime işledi görmüyordu. Sevgiyi bilmeyen Yaman komutanı görüyordu herkes ama ardındaki Cansu' nun kocasını bir tek Cansu görmüştü. Belki bir de Melek. Yoksa o sert her iki lafından biri ceza olan adamı kim severdi ki. Keşke Melek' te görmese sevmeseydi. O sevginin başka birine olduğunu bile bile beni sevdiği için ona kızdığım zamanlar oldu. Kalbi ona ait olacak bir adamı hak ediyordu. Kendine bunu yaptığı için ona zaman zaman öfkelendim. Onu sevmek isterdim. Sevilmeyi hak eden biri olduğunu hiç inkar etmedim. İçindeki aşkın cenazesini kaldırmadan başkasını seven adama adam mı denirdi. Cansu' yu kalbimden söküp atmak sevme yeteneğimi de söküp atmak demek belki ama Melek' e sadık bir eş olacağım. Ona saygımı hiç kaybetmeyeceğim. Verebileceğim bir saygı var ellerimde. Ondan saygımı asla esirgemeyeceğim. Melek' ten oğluma anne olmasını istemek haksızlık mı diye çok düşündüm. Ondan karşılığını veremeyeceğim bir şeyler aldığımı biliyordum bunu yaparak ama Melek kendine şans vermiyordu. Başka bir hayat şansı tanımıyordu. Belki birazda ben sebep olmuştum buna. Duymuştum Alev' le konuşurken ilk sevdiğiydim ben Melek' in. İlk sevdiği sevmeyince bir daha denemeye cesaret etmek kolay değildi. Zaten Melek kolay seven biri değildi. Güzeldi. Asil bir duruşu vardı. Misafir gittiğimiz askeriyelerde ona nasıl baktıklarını görüyordum ama Melek kimseye bakmıyordu. Yaklaşmaya çalışanlarında canına okuyordu. Evlenmek, aile kurmak gibi bir niyeti yoktu. En azından Ertuğrul ona anneliği yaşatıyordu. Annelik ona yakışıyordu. Bugün ölsem gözüm arkada kalmazdı. Bu evlilik kararının Melek ' e zarar verip vermeyeceğini çok düşündüm. Anne olmak için doğurmaya gerek yoktu. Melek çok iyi bir anneydi. Kendi bile farkında olmasa da. O kendine annelik için başka şans tanımıyordu. ..... Sabah... Melek Alev' in evinde hazırlanacaktı. Sabah Cansu' nun bütün resimlerini kasaya koydum. Ertuğrul annesinin resimlerine sık sık bakıyordu ama onunla konuşmuştum. Bir süre en azından ortalıkta olmayacaktı annesinin resimleri. Sonra belki odasına koyardık ama daha evliliğin ilk zamanlarında Melek' in gözünün önünde olmasını istemiyordum. Melek' in yanına gidip anahtarı verdim. ' Bu ne?' ' Kütüphanedeki kasanın anahtarı. Cansu' nun fotoğraflarını koydum. Sende durması daha iyi olur. Ertuğrul annesini görmek istediğinde sana söyleyecek. Onunla konuştuk. ' Melek' in yüzü düştü. Böyle bir günde söylemekle doğru mu yaptım bilmiyordum. Ama evlendikten sonra konu açılsın istemedim. Melek anahtara baktı. Yürümeye başladı. Peşinden yürüdüm. Kolunu tuttum. ' Yanlış bir şey mi yaptım. ' ' Evet. Yaptın. ' dedi. Ve yürümeye devam etti. Evimize girdi. Bende peşinden girdim. Kasayı açtı. Fotoğrafları evde istemezse onu anlardım. Fotoğrafları koyduğum zarfı çıkardı. Fotoğraflara baktı. Cansu , Ertuğrul ve benim bir fotoğrafımızı eline aldı. Bana uzattı. ' Ertuğrul ilerde sorarsa mutlu bir ailede dünyaya geldiğinin kanıtı olsun diye atmadım ama rahatsız ediyorsa...' Cevap vermek yerine Ertuğrul ve Cansu' nun bir fotoğrafını aldı. Onu da bana uzattı. ' Bunların ikisine çerçeve al. Ertuğrul' un odasına koy. ' ' Ama...' ' Ben kiminle evlendiğimi biliyorum Yaman. Geçmişini biliyorum. Ertuğrul zaten annesini özleyen bir çocuk. Ben onun yaralarını sarmak istiyorum. Özlemine özlem katmak değil. ' Melek son derece kararlı görünüyordu. Madem böyle istiyordu. Böyle olacaktı. Bende Cansu' nun fotoğraflarını görmeye alışmak zorundaydım. Gördüğüm halde bir şey hissetmemeye. Melek eşyaların vermediklerimi de görmek istedi. Ertuğrul un bebekliğine ait bir kaç anısı olması gerektiğini düşünüyordu. Daha sonra eve gidip bakmaya karar verdik. .... Akşam... Alev' in anlatımı... Melek beni delirtmeye yemin etmiş gibiydi. Bir ara gözünü bağlamayı bile düşündüm. Beni bundan vazgeçiren kıyamamam falan değildi. O şekilde saçını yapma imkanları olmamasıydı. Zaten sadece bir gelinlik seçmişti en azından makyajı ve saçı havalı olmalıydı. Ama yerinde duramıyordu. Gece kızlarla içip dans etmiştik. Melek yine fazla içmemiş ortamda bizi kollamıştı. Sarmaşık clup ı kapatmıştım bu kez sorunsuz eğlenmek için. Hatta düğünü de orada yapmak istedim ama kabul etmedi. Neyse ki en azından saç ve makyaj konusunda ben kazandım. Sıra bana gelmişti. Kızımla duşumuzu aldık.  Tam annesinin kızıydı. Bornozlarımızla sıramızı bekliyorduk. Melek' in gelinlik giyeceğini öğrenince beyaz giymek istemişti. Oysa ben kızımla takım giyinmek istiyordum. Alin' i başka renk giymeye ikna edemedim. Sonra Melek bana beyaz giymem için ısrar etti.  Alin' le birlikte saçlarımızı hafif dalgalandırmalarını söyledik. Kızımı kırmayacak onun gibi tac takacaktım. Eee kızım sonuçta bir kraliçenin kızıydı.  Ertuğrul da takım gitmişti. İkisi de çok tatlı görünüyordu. Soner bir ihtiyacımız var mı diye sormaya geldiğinde önce bana hayranlıkla baktı.. ' Çok güzel olmuşsun. ' ' Teşekkür ederim.' ' İltifat etmedim. Yıllar güzelliğinden alacağına üzerine eklemiş. ' ' Sende çok yakışıklı görünüyorsun. ' Gerçekten takım elbise çok yakışıyordu ama ben onu spor tarzda daha fazla beğeniyordum. Sonra kızımıza döndü. ' Alin. Sen benim yüreğime indirmek mi istiyorsun? Çekil hemen o herifin yanından. ' Gülmeye başladım. 4.5 yaşında bir herif son derece komikti. Soner Alin' i kucağına aldı. ' Sen niye bu kadar güzelsin kızım. ' ' Annemin kızıyım oydan. ' Soner gülümsedi.. ' Doğru söze ne denir. Güzelliğini annenden almışsın. Erkeklerden uzak durmayı da öğrensen. ' O sırada Yaman' da geldi. Bahçedeki hazırlıkların bittiğini söyledi. Alin kollarını birbirine bağlayıp kafasını çevirdi. ' Ben sana küstüm. ' Yaman uzanıp Alin' i kucağına alırken Soner vermek istemiyordu. ' Küsmüş işte sana. Bırak kızımı. ' Alin kafasını çevirdi. ' Baba bıyak özüy dilesin. ' Bu kız kesin çok canlar yakacaktı. Yaman kucağına aldı. ' Niye küstün bakalım sen bana. ' ' Hani benimle eylenecektik. ' ' Evleneceğim ama büyümen lazım önce. ' ' Melek' le eyleniyorsun ama. ' Evet büyük aşkını elinden aldığı için abla falan değil sadece Melek ' ti şu an Alin için. ' Ama en birinci aşkım her zaman sen olacaksın. ' ' Geyçekten mi?' ' Elbette. ' Melek i sevmiyordu zaten. Bunu hatırlamak sinirimi bozdu. Soner' in peşinden gelin odasına girdim. Soner Melek' e sımsıkı sarıldı. ' Hala vazgeçme şansın var Melek. ' ' Biliyorum. Ama vazgeçmek istemiyorum. ' diyerek Soner' e sarıldı. Bir süre öyle kaldılar. Sonra Soner geri çekildi. Melek' i tepeden tırnağa süzdü.. ' Çok güzel olmuşsun. Çok yakışmış benim güzel kardeşim. Gördüğüm en güzel gelin olmuşsun. ' Başka gelin görmemişti ama şu an konumuz bu değildi. Melek' in ellerini tuttu. ' Gürhan aşağıda. Seni son bir kez görmek istiyor. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD